Bu pandemi döneminde sana iyi gelen neydi?

Başkasının sana bir şeyler söylemesini bekleme, kendini keşfet ve bak oraya. Bu pandemi döneminde sana iyi gelen neydi?

pandemi döneminde

Bu farkındalık sorusuyla başlamak istedim bugün… Birçoğunuz biliyor; kendimde çalıştığım konu ile ilgili yazmayı seviyorum. Kendimin yüzleştiği parçalarını göz önüne sermek ve buradan ortaya çıkan şifanın üzerinde düşünmek bana iyi geliyor. Çoğu zaman yüzleşmek sancılı ve ağrılı olsa da eninde sonunda iyileşmek kaçınılmaz.

Hani bedeninde bir rahatsızlık var, çekiyorsun sancıyı hiçbir şey değişmiyor. Sonra ameliyat kararı alıyorsun, ardından zihinsel acı geliyor, “Doğru mu yaptım? Beklese miydim, ya ilaç tedavisiyle sonuç alırsam?” Acabalar… Operasyon geçiriyorsun, acı müthiş, iyileşme sancılı, ama birkaç gün sonra azalıyor ve bir gün bir kalkmışsın acıdan eser yok. Benimki de bu hesap işte.


Yaşadığım deneyimler, acı çektirse de sonunda aldığım ders, üzerinde düşündüğümde yaptığım çıkarımlar bana iyi geliyor. Bir konunun üzerinde enine boyuna düşünmek, bizdeki yansımasını fark etmek, düşünce ve duygularını izlemek mindfulness tekniğini de içeriyor. Türkiye’de iken birkaç seminerine katıldığım Mindfulness artık hayatımda başrolde; duygu ve düşüncelerime arkadaşça, dostça bakmak ne güzel bir teknik.

Pandemi döneminin hediyesi ne?

Pandemi döneminin bana hediyesi bu oldu: Mindfulness ve Yogayı hayatıma dahil etmek.

Yıllarca birçok kişinin bana söylediği “Sen yoga yapıyor musun? Çok dinginsin” cümlesini o kadar çok duymuştum ki. Ancak içimde hiç yapmayacağıma ilişkin bir inancım vardı. Zor pozlara giremeyeceğimi çünkü vücudumun esnek olmadığını söyler dururdum. Ben ki sürekli atom karınca gibi, her dakika multitask yaşamaya alışmış bir insan dakikalarca hiçbir eylem yapmadan nasıl olur da dururdum. Ahhh ne çok yargı, ne çok kendini bilmezlik yapmışım. Pandemi döneminde uzun Kanada kışında hele de aktif bir çalışma hayatında olmadığım için boş vaktimin bol olması beni yogaya yönlendirdi. Ne çok kişiden ‘Yoga yapıyorum, ya da yoga ya gidiyorum.’ cümlelerini duydum sayısını hatırlamıyorum.

Yaşadığım şehirde caddelerde her köşede var olan yoga merkezlerinin bulunması, park ve bahçelerde insanların piknik yapar gibi yoga yapması çok sıradan. Sanki yogayı hayatlarının bir parçası haline getirmiş gibi yaşıyorlar. Bu gözlemler beni iteklemiş olsa da en çok bedenimin sesine kulak verdim. ‘Ne istiyorsun?’ diye kendime sordum. Hareket ve esneme ihtiyacım olduğunu fark ettim. İşte o zaman karar verdim yoga hocası olmaya.


Hiç yoga bilmeyen biri olarak bir de öğretmeni olmak epeyce zorlasa da dün itibarıyla bitirdim. 200 saat canlı dersler, 10 Modül ve 200 konu 9 ayda bitirebildim. Sindire sindire ve işin özünü kavrayarak. Anatominin ne denli önemli olduğunu, kas, sinir ve kemik yapısını öğrendiğimde hareketleri yapmakta ne denli etkin olduklarını gördükçe daha fazlasını öğrenmek istedim.

Beni en çok ne etkiledi?

En çok da nefes beni etkiledi, gün içinde ne çok nefesimi tutuyorum fark ettim. Nefesimin dalgasını seyretmenin meditatif etki yarattığını görmek sihir gibi. Ve ne çok nefes tekniği varmış. Her birini her gün yapmanın bedenin farklı bir bölgesine iyi geldiğini bilimsel çalışmalar ile görmekse muhteşem. Nefes çalışmalarının 5-20 dakika yapılmasıyla bedende ve beyinde oluşan değişimi görmek çok enteresan. Her gün yapmaya çalıştığında bir süre sonra rutinine kattığında ihtiyaç gibi eksikliğini hissediyorsun. Beden kendine iyi geleni istiyor çünkü.

Belki merak ediyorsunuz, hareketleri yapabiliyor muyum?

Esnekliğim arttı mı? Esneklik artar mı?

Şöyle açıklayayım. Evet hareketleri yapıyorum, o fotoğraflarda görülenler gibi değil, ancak yol kat etiğim aşikar. Zorlanıyorum ve vücudumdaki gerilimi hissediyorum. Bu da çok iyi bir şey, kaslar ve bağ dokusu yeniden şekilleniyor. Ancak biliyorum ki ben hiçbir zaman ayakta köprü kuramam çünkü öğrendiğim anatomi derslerinde kemik yapımın, lumbar bölgemin buna izin vermeyeceğini kavradım. Olsun o hareketin yarattığı etkiyi, başka bir hareketle de yapabiliyorsunuz. Parametreler var. Bu hareket seni zorluyorsa, çık o hareketten başka bir şey dene. Ne güzel değil mi? Seçeneklerin olması, olasılıkları kendin keşfetmen şahane… Hocamın da dediği gibi “kendine iyi geleni, kendin keşfet.” Ben de onu yapıyorum.

Başkasının sana bir şeyler söylemesini bekleme, kendini keşfet ve bak oraya, ne seni zorlarken aynı zamanda sana iyi geliyor. Vücudunun gerilmesi bir sürü kas ve eklemi esnetiyor, streç yaptırıyorsun bedenine sonra bir gün bir bakmışsın daha önce yarım yamalak yaptığın bir hareket tam olmuş. Amaç hareketi tam olarak en iyi haliyle yapmak değil. Ama amaç, hakkını vererek yapmak, araştırmak olmalı.


Benim hayatta en sevdiğim şeyin araştırmak, keşfetmek ve öğrenmek/öğretmek olduğunu gördüm. İşte bu süreçte bunu keşfettim. Pandemi döneminde bana iyi gelen öğrenmek, uygulamak ve bunun üzerinde çalışmak oldu. Sahi sana ne iyi gelmişti?

Seni kim kurtaracak?


Funda Umut Pakkal
İstanbul doğumlu... İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü mezunu olup, Maltepe üniversitesinde İnsan Bilimleri ve Psikoloji alanında yüksek lisans yaptı. İnsan Psikoloji konusunda Doktora programına başladı, 22 yıllık öğretmenlikten sonra emekli oldu. Kadıköy Halk Eğitimde "Eğiticinin Eğitimi" öğretmeni olarak çalıştı ve T.C Medeniyet Üniversitesinde "Liderlik" ve "Sosyal Hayatta iletişim" derslerini verdi. Aynı zamanda ICF Profesyonel Koçu olan ve Eğitim Danışmanlığı yapan yazarımız şu anda Kanada da online bireysel koçluk ve eğitim koçluğu seansları yapmaktadır. 20 yıldır pek çok özel ve kamu kuruluşuna kişisel gelişim ile ilgili seminer, konferans ve eğitimler vermektedir. Youtube'ta 'HEmDEm Pazartesi sohbetleri' adı altında birçok videosu bulunan yazarımızın, pazartesileri gelenekleşen sohbetlerini İnstagram hesabından yapmaya devam etmektedir.