Gübre krizi: 2022, tarım açısından ‘yok yılı’ olabilir!

Döviz kurlarındaki sert yükselişler nedeniyle gübre satışları yapılamıyor. 2022 yılında çiftçinin yeterince gübre alamama riski, gıda ürünlerinde yokluğa neden olabileceği konusunda endişe yaratıyor.

Gübre krizi

Gübre krizi: 2022, tarım açısından ‘yok yılı’ olabilir!

Son bir yılda yüzde 200’den fazla zamlanan, kurdaki rekor artışlardan sonra da fiyatlama yapılamadığı için satışları duran gübre krizi büyüyor.


Yaklaşık bir aydır duran gübre satışları, hâlâ yapılamıyor.

Şu an için toprağa gübre atılmasını zorunlu kılan bir durum yok ancak yaşanan bu krizin gübre arzını azaltması, çiftçinin yüksek fiyatlardan dolayı yeterli gübre alamayıp verimde büyük kayıplar yaşamasıyla gıda krizinin ortaya çıkması, bunun da 2022’de çoğu gıda ürününde ‘yok yılı’ yaşatması bekleniyor.

“Satışlar normale dönse de üretim azalacak”

Sözcü’den Gamze Bal’ın haberine göre; Ankara Polatlı’da gübre bayiliği yapan ziraat mühendisi Murat Çelik, şu an için toprağa gübre atılması zorunlu değil ancak normal şartlarda bu dönemde çiftçiler gübre bayisi ile anlaşıp, kullanacağı zaman temin etmek üzere gübresini satın alırdı.

“Şu anda hiçbir gübre fabrikası sipariş kabul etmiyor. Çünkü döviz kurundaki oynaklıklar nedeniyle fiyatlama yapılamıyor” diyen Çelik, “Halihazırda ticaretteki en büyük sorun, bir mala fiyat verememek. Önünüzü göremiyorsunuz ve belirsizliğin kalkacağına dair bir emare de yok. Gübre girdilerindeki sürekli fiyat değişikliği gübre üreticilerinin önünü tıkar bir hal aldı. Fabrika şartları normale dönse bile gübre arzında ciddi sıkıntılar baş gösterecek” dedi.

Gübrede fiyatlama yapılacağı zaman, bu kez de çiftçinin mevcut alım gücünün yüksek gübre fiyatlarına yetmeyeceğine vurgu yapan Çelik, “Çiftçilikten elde edilen gelir, bu kadar yüksek fiyatlı girdileri almanıza müsaade etmiyor. Fabrika fiyatlama yapıp satamıyor, satılsa çiftçi alamayacak. Piyasanın gerçeği bu” diye konuştu.

Hububat, şeker pancarı, soğan rekoltesi etkilenecek

Gübrenin yokluğu ya da daha az kullanımının ise tüm tarımsal ürünlerin rekoltesini etkileyeceği, özellikle de arpa, buğday gibi hububat ürünlerinde, şeker pancarında ve soğanda yok yılı yaşanması öngörülüyor.


İyi bir fiyat politikası benimsenmediği takdirde şeker pancarı ekiminde azalma olup, bu üründen mısıra kaçış olacağına dikkat çeken Çelik, “Bu da tüketiciyi sağlıksız şeker tüketimine maruz bırakır. Soğan eken çiftçi ise bu yıl neredeyse iflas noktasına geldi. Önümüzdeki sene soğan fiyatlarının yüksek seyredeceğini öngörebiliriz” dedi.

Bu öngörülerin yanı sıra, yaşanan gübre krizinin hangi ürünlerde sorunlara yol açacağını net bir şekilde görmek için ilkbahar aylarının gelmesi gerektiğine vurgu yapan Çelik, şöyle devam etti:

“Ekim işlemi henüz şekillenmiş değil ancak üretimsizlik olacağı da aşikar. Çok üzülerek söylüyorum ki, yakın bir dönemde gıda yokluğu yaşayabiliriz.

“Çiftçi yıllardan beri şartlar düzelir umuduyla ekmeye gayret etti ancak bunun sonuçlarını alamadı. Şimdi hem kuraklık var, yer altı sularında azalmalar mevcut, hem gübrede yaşanan sorun ortada. Tüm bunların 2022’de bazı gıda ürünlerinde yokluğa neden olacağı ayan beyan ortada.”

Gübre krizi, gıda enflasyonunu da tırmandıracak

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Baki Remzi Suiçmez ise, tüm bunların çiftçi tarafında tarımdan kopuşu hızlandıracağına, tüketici tarafında ise gıda enflasyonunu tırmandıracağına işaret etti.

Suiçmez, “Çiftçi zaten önceki yıllarda da artan girdi maliyetleri nedeniyle yeterli gübreyi alıp, atamıyordu. Daha az gübre daha az ürün demek. Azalan gıda arzı da yüksek fiyatlar olarak tüketiciye dönmesi anlamına geliyor” değerlendirmesinde bulundu ve şöyle devam etti:


“Girdi maliyetlerindeki ciddi artışlara rağmen ekmeye devam eden ancak hak ettiği kazancı sağlayamayan çiftçi, tüm bu olumsuzlukların peş peşe gelmesiyle ekmekten de vazgeçecektir.”

AB, ‘ciddi seviyede zehirli’ olan ürünleri Türkiye’ye geri gönderiyor!

Gıda fiyatlarında artış bekleniyor: Türkiye için kıtlık uyarısı!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.