Artık Metaverse’te bir ev veya arsa sahibi olabilirsiniz! Dijital gayrimenkul işine giren ilk şirketlerden biri, Decentraland adlı sanal dünyayı işleten Metaverse Group. Metaverse Group’un ana şirketi Token.com, Kasım ayında Decentraland’daki Fashion Street bölgesinin kalbinde yer alan 116 parsel mülkün yaklaşık 2,5 milyon dolara satıldığını duyurdu.
Metaverse Group’un kurucu ortağı Michael Gord kısa süre önce New York Times’a “New York’a ortalık bağ bahçe iken geldiğinizi ve SoHo’dan bir arsa alma imkanınız olduğunu hayal edin. Bugün SoHo’dan gayrimenkul almak isteseniz paha biçilemeyecek kadar değerli, zaten satan da yok. Aynı deneyim metaverse’de de yaşanacak.” diyor.
En temel haliyle, metaverse kavramı web’in ilk günlerinden çok farklı değil. 80’lerin sonundan başlayarak, web (HTML) için ortak bir programlama dili, insanların içerik barındıran veya kullanıcılara hizmet sunan web siteleri oluşturmasını sağladı ve sonunda, web siteleri bu kullanıcılardan yeterince çektiğinde, site sahipleri reklam satabilir veya hepsinden para kazanmak için ücret alabilirdi. Büyük fark, elbette, metaverse büyük şirketlere ait gibi görünürken web’in ücretsiz olacak şekilde tasarlanmış olmasıdır.
Örneğin Mark Zuckerberg, Facebook’un adını Meta olarak değiştireceğini açıklamadan hemen önce yatırımcılara şirketin yalnızca bu yıl metaverse projelerine 10 milyar dolardan fazla harcamasını beklediğini söyledi. Bu tür bir bütçeyle rekabet etmek herkes için zor. Ancak yine de pek çok şirket deniyor. Decentraland‘e ek olarak artık Somnium Space, Sandbox, Upland, Metaverse Property gibi metaverse’lerde dijital arazi satın alabilirsiniz.
Artırışmış gerçeklik (AR) ile Metaverse’te satın aldığınız evi görebiliyorsunuz
Şu anda bir artırılmış gerçeklik uygulaması işleten Spotselfie adlı bir şirket, spotland adlı yeni bir özellik aracılığıyla yakında gerçek dünyadaki GPS koordinatlarıyla ilişkili sanal gayrimenkul satın almanıza izin verecek.
Fikir şu ki, Spotselfie tarafından yayınlanan jetonları kullanarak – bunlar decentraland’da kullanılan mana gibi bu metaverse özgü etkili bir kripto para birimidir – GPS koordinatının etrafındaki bir yarıçapın haklarını satın alabiliyorsunuz ve spotselfie bu konumda reklam satmaya karar verirse, bir kesinti alıyorsunuz.
Buradaki en büyük fark, Spotselfie’nin metaverse’inin sanal gerçeklik için değil, artırılmış gerçeklik için tasarlanmış olmasıdır. Meta evreni görmek için telefonunuzun kamerasını gerçek dünya konumuna yönlendirmeniz yeterli. Spotland yazılımı dijital bir dünyayı ekranınıza, reklamlarınıza ve her şeye bindirir.
Metaverse’ün geleceği nereye gidiyor?
Karma gerçeklik gözlükleri hayatımızda önemli bir yer haline geldikçe, gerçek ve dijital dünyaların ezici bir çarpışmasına şahitlik edeceğiz. Örneğin bazı analistler Apple’ın 2022’de bunların bir sürümünü piyasaya sürüleceğini düşünüyor. Ve birçok şirket iddiasını ortaya koymak için çabalasa da, bu alana tam olarak kimin sahip olacağı henüz net değil.
Spotselfie’nin kurucu ortağı Ray Shingler, kullanıcılara şimdi satın alma seçeneği sunarak, teknolojisinin bu demokratik, web 1.0 ruhunun bir kısmını yeni gelen metaverse’e getireceğini umuyor.
Pek çok insanın sanal bir dünyada dolaşmak, diğer avatarlarla tanışmak ve kripto para birimi ile NFT satın almak istememesi gayet mümkün. Belki de reklamlarla dolu ve davranışlarımızı henüz hayal edemediğimiz şekillerde izlemek için tasarlanmış sınırsız bir dijital alanda yaşamak istemiyoruzdur.
Ama eğer metaverse’ün gerçekten de web’in 21. yüzyıldaki karşılığı olduğuna inanıyorsanız, şimdi kendi arazinizi satın alabilirsiniz.
Metaverse Kuruluyor: “Öte Evren”de Yaşamak İster Miydiniz?
Politikyol’dan Dicle Yurdakul’un yazısında aktardığına göre; Metaverse’ü inşasına katkıda bulunabileceğimiz bir sanal dünya olarak düşünebiliriz. Yani Matrix filminde karşımıza çıkan alternatif evren. Örneğin milyonlarca kullanıcıya erişen Second Life oyununda gerçek dünyayı tamamen simüle eden bir hayat kurulabiliyor.
Artık mesele bir “oyun” olmaktan öteye geçiyor
World of Warcraft (WOW), Fortnite, Minecraft gibi oyunlar kullanıcılarına ikinci bir hayat şansı sunuyor. Ancak artık mesele “oyun” olmaktan çıkıyor ve gerçek evrenin alternatifi olma yolunda ilerliyor. Eş zamanlı olarak birden çok yerde bulunup, farklı işlerle meşgul olabileceksiniz.
Fiziksel ve sanal dünya arasındaki sınır kaybolacak
Metaverse’ü farklı kılan bugüne kadar tecrübe ettiğimiz pek çok sistemin bir arada olacak olması. Yukarıda bahsettiğim fantezi dünyalarının çok çok ötesinde, Metaverse insanlığa sosyal, ekonomik ve kültürel bir deney mekanı sunacak. Bu da ancak farklı kurumların ve şirketlerin bu dünyayı oluşturma konusunda işbirliği yapmaları ve açık bir evren yaratmakla mümkün.
Örneğin bu dünyanın içinde, 3D avatarınızla şirketteki bir iş toplantısına katılıp, ardından sosyalleşmek üzere sosyal platformlar tarafına geçerek arkadaşlarınızla “yüz yüze” hissiyle buluşmanız, birlikte bir konsere ya da sinemaya gidebilmeniz mümkün olabilir. Hatta eş zamanlı olarak birden çok yerde bulunup, birden çok işle de meşgul olabilirsiniz.
Tüm bu eylemleri gerçekleştirirken fiziksel olarak da kendimizi bu dünyada gibi hissedebilecek olmamız, gerçeklik algımızın tamamen flulaşmasına, fiziksel ve sanal arasındaki sınırın neredeyse yok olmasına yol açacak. Ve işin en ilginç yanı, bu dünya başkaları tarafından yaratılmış olmak zorunda olmayacak. Biz de bu dünyayı oluşturabilecek, değiştirebilecek, ona katkıda bulunabilme gücüne sahip olabileceğiz. İhtimaller sonsuz…