Kilo vermeyi yavaşlatan 10 önemli neden!

Yediğiniz her şeye dikkat etmenize rağmen kilo vermekte güçlük mü çekiyorsunuz? Sürekli yaptığınız diyetler artık bir işe yaramıyor mu? Hızla kilo vermek için aşırı egzersiz yapıyor, ancak bir türlü istediğiniz kiloya ulaşamıyor musunuz? Yanıtınız ‘evet’ ise tartı ibresinin bir türlü düşmemesinin nedeni, hatalı bazı alışkanlıklarınızdan ve beslenme tarzınızdan kaynaklanıyor olabilir!

kilo verme

İdeal ve sağlıklı bir kilo verme programında haftalık ağırlık kaybı ortalama 1 ila 1,5 kilo arasındadır. Ancak bazen diyet yapılmasına rağmen kilo kaybı bir türlü gerçekleşmiyor. Eğer insülin direnci, hipotiroidi ve Cushing sendromu gibi bazı hastalıklar yoksa, kilo vermekte güçlük yaşanması hatalı bazı alışkanlıklar ve yine hatalı beslenme tarzından kaynaklanabiliyor. Sağlıklı kilo kaybı ancak doğru bir beslenme programının yanı sıra doğru yapılan fiziksel aktivite ile gerçekleşebiliyor.

Diyette var olan içeriklerin mümkün olduğunca dışına çıkılmaması, beslenme dengesini bozacak şekilde olan yönelimlerin önüne geçilmesi, duygusal veya strese bağlı yeme ataklarının gerekirse profesyonel bir destekle çözümlenmesi, uzun vadede kalıcı beslenme alışkanlığı kazanmak adına önemlidir” diyor. Peki, hangi hatalarımız kilo vermeyi yavaşlatabiliyor?


Acıbadem International Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Elif Gizem Arıburnu Oğuz, diyet yapmanıza rağmen kilo vermekte güçlük çekmenizin 10 nedenini anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu!

Nedeni: ‘Diyet’ kelimesini yanlış anlıyorsanız

Kilo vermekte güçlük çekmenizin nedeni, ‘diyet’ kelimesini yanlış anlıyor olmanızdan kaynaklanabiliyor. Kendinizi aç bırakarak diyet yaptığınızı sanıyor olabilirsiniz. Tartıda zayıfladığınızı görmek için 24 saat aç kalmanız yeterli. Ancak bu gerçek bir kilo kaybı değildir. Çünkü bu yöntemle vücut su kaybına uğrar ve kaslar küçülür, fakat yağlar erimez. Bu aşamada organizma kendisi için gerekli olan enerjiyi yakalamak için kasları enerjiye dönüştürür. İşte bu nedenle gün boyunca yemek yemeyen kişi ‘Hiçbir şey yemiyorum, fakat yine de kilo veremiyorum’ diye düşünmeye başlar. Bu yanılgının önüne geçmek için sizin ihtiyacınıza göre hesaplanmış, yaşam tarzınıza uygun, sürdürebileceğiniz yeterli ve dengeli bir beslenme programı uygulamanız en doğru karar olacaktır.

Nedeni: Tüm gün masa başında veya koltukta oturuyorsanız

Tüm gün hareketsiz bir şekilde oturduğunuzda vücudunuz kaloriyi yakmakta zorlanır. Bu durumda muhtemelen yaktığınız kalori aldığınız kaloriden daha az olacaktır. Sağlıklı bir şekilde kilo vermek için vücudunuza uygun egzersiz ise olmazsa olmazlardandır. Egzersiz düzenli olarak yapıldığında ideal vücut ağırlığını koruma, dayanıklı olma ve esneklik sağlama gibi birçok konuda yararlı olabiliyor. Unutmayın, gün sonunda, kilonuzun yüzde 70’i diyetle, yüzde 30’u ise egzersizle azalıyor.

Nedeni: Yemek dışında başka her şeyle ilgileniyorsanız

Arkadaşlarınızla sohbet ederken tabağınızı bitirmeye mi çalışıyorsunuz? Veya elinizde tabağınız film mi izliyorsunuz? Özetle, yemek dışında başka her şeyle ilgileniyorsanız, kilo vermekte güçlük çekmenizin sorumlusu, ‘yemeklerinize odaklanmamak’ olabilir! Yavaşlamayı, dikkatinizi dağıtmadan yemek yemeyi, vücudunuzun ne zaman doyduğunu beyninize söyleyen doğal sinyalleri dinlerken her lokmanın tadını çıkarmayı içeren ‘sezgisel yeme’ tekniği, en sağlıklı kilo verme araçlarından biridir. Yapılan çok sayıda çalışma, sezgisel yemenin kilo kaybına katkı sağlayabileceğini ve tıkanırcasına yeme sıklığını azaltabileceğini ortaya koyuyor. Yemeğinizi ekran karşısında olmayan bir masada yavaş ve iyice çiğneyerek, renk, koku, tat ile dokuların farkına varmaya çalışarak tükettiğinizde, doyduğunuzu anladığınız an yemek yemeği bıraktığınızda ‘sezgisel yeme’ davranışının büyük çoğunluğunu gerçekleştiriyor ve kilonuzun azalmasına katkı sağlamış oluyorsunuz.

Nedeni: Su içmeyi unutuyorsanız

Vücut susuz kaldığında veya diğer bir deyişle içilen su miktarı yeterli gelmediğinde sindirim enzimlerinin ve bağırsakların çalışma temposu yavaşlıyor. Yavaşlayan sindirim sistemi de kalori yakımının azalmasına, yağ yakımının yavaşlamasına ve bunların sonucunda kilo artışına veya kilo verememeye neden olabiliyor. Bilimsel kuruluşların genel kılavuz ilkelerine göre; sağlıklı bir yetişkinin kilo başına her gün yaklaşık 35 ml su içmesi gerekiyor. Örneğin, 50 kilogram ağırlığındaki bir kişinin günde en az 1,7 litre su içmesi büyük önem taşıyor.


Nedeni: Çok uzun süredir diyet yapıyorsanız

Çok uzun süre ‘diyet’ yapıyor olmak da kilo vermenizi önleyebiliyor. Aylardır kilo veriyorsanız belki de artık bir direnç noktasına ulaşmış olabilirsiniz. Bu durumda diyet yapmaya biraz ara vermeniz gerekiyor olabilir. Bu plato dönemlerinde günde birkaç yüz kalori artırmayı, daha fazla uyumayı, güçlenmek ve daha fazla kas kazanmak amacıyla ağırlık kaldırmayı deneyebilirsiniz. Ara verdiğiniz dönemde, tekrar kilo vermeye başlamadan önce vücut yağ seviyenizi 1-2 ay boyunca korumayı hedefleyin.

Nedeni: Büyük porsiyonları tercih ediyorsanız

Aşırı miktarda kalori alımını, dolayısıyla kilonuzu porsiyon ayarlamasıyla kontrol altında tutabilirsiniz. Dışarda sipariş verdiğiniz yemeklerin porsiyonları genelde sağlıklı önerilen miktardan fazla oluyor. Örneğin, bir restoranda sipariş ettiğiniz biftek (250 gram) üç porsiyon et içerebiliyor. Üstelik çoğu zaman patates kızartması ya da makarnayla servis ediliyor ki bu da alınan kaloriyi belirgin bir şekilde artırıyor. Porsiyonlarınızı kontrol altında tutmak için yemeğinizin hepsini bitirmeye uğraşmayın. Yemeğinizi, çatalınızı arada sırada bırakarak yavaş yavaş yemeye özen gösterin. Yemeğinizin yanında gelen patatesi ya da bunun gibi yüksek karbonhidratlı ve yağlı seçenekleri salata alternatifleriyle değiştirin.

Nedeni: Yeteri kadar uyumuyorsanız

Uyku düzensizliği nedeniyle iştahı, dolayısıyla besin alımını arttıran grelin hormonunun vücuttaki seviyesi yükselirken, tam tersi etkiye sahip olan leptin hormonu ise baskılanıyor. Bunların sonucunda da şişmanlama riski artıyor. Kilo verememenize neden olan uyku engelini ortadan kaldırmak için yumurta, balık, kavrulmamış ve tuzsuz kuruyemişler tüketin. Bu besinler, uykuya dalmanızı kolaylaştırıyor ve daha uzun süre uykuda kalmanıza yardımcı olduğu bilinen melatonin hormonunun en yüksek kaynaklarını oluşturuyor.

Nedeni: Çok fazla egzersiz yapıyorsanız

egzersiz

Araştırmalara göre; çok fazla fiziksel aktivite yapıldığında vücut kalori yakımını durdurarak tepki gösteriyor. Bu nedenle aşırı egzersiz yapan kişilerde kısa vadede kilo verilse de orta ve uzun vadede zayıflama söz konusu olmuyor. Dolayısıyla tek başına aşırı spor programı, kilo vermede yeterli olmuyor ve sağlığı da olumsuz etkiliyor. Kilo vermek için spor ile beraber mutlaka diyet yapılmalı. En etkili spor olması nedeniyle de kilo vermek için düzenli yürümeye özen gösterilmeli. Yürüyüş düşük sikletli ve uzun soluklu bir spor olması sayesinde vücutta strese sebep olmadan yağ yakımını hızlandırıyor. Günde en az 45 dakika yürüyerek hem kilo vermeyi hızlandırabilir hem de sağlıklı bir yaşama adım atmış olursunuz.

Nedeni: Yatma saatine çok yakın yemek yiyorsanız

Gece geç saatlerde yemek, vücut ısınızı, kan şekerinizi ve insülin seviyelerinizi yükselterek yediklerinizin depolanmasına ve kilo verememenize yol açabiliyor. Bu nedenle yemeğinizi yatmadan en az 3 saat önce bitirmeye çalışın. Akşam yemeğinden sonra atıştırma konusunda dikkatli olun, zira televizyon seyrederken veya bilgisayar kullanırken fark etmeden fazla kalori alırsınız.

Nedeni: Stresli durumlar içerisindeyseniz


Stres, adrenal bezler ile kana glikoz salınımı emrini veren ve beynin enerji için glikoz kullanımını artıran kortizol adı verilen başka bir hormon salgılıyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Elif Gizem Arıburnu Oğuz, bu hormonların stres geçene kadar normal seviyesine dönmediğine dikkat çekerek, “Stres geçmezse, sinir sistemi sonunda iltihaplanmaya ve hücrelere zarar verebilecek fiziksel reaksiyonları tetiklemeye devam ediyor. Bu sorunları azaltmak ve yönetmek için kafein, rafine karbonhidrat ile şarküteri ürünlerinin tüketimini azaltırken, meditasyon ve egzersize de zaman ayırmalısınız.” diyor.

Kilo verme sorununun Solar Pleksus çakra ile bağlantısı


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.