Fren patlar ya da boşalır mı? Uzmanlar yorumladı

Sürüş Güvenliği uzmanları yorumladı: Otobüs ve ağır tonajlı araçlarda fren patlar mı veya fren boşalması olur mu? Uzmanlar frenin patlamayacağını, ihmal yüzünden tutmayacağını belirtiyor.

Fren patlar mı

Fren patlar ya da boşalır mı?

Kamuoyunda ve medyada sıklıkla ifade edilen bu kalıp aslında yaygın bir yanlış kullanımdan başka bir şey değil. Birçok kaza haberinde kullanılan “Fren patladı!” ya da “Fren boşaldı!” ifadesi hiçbir şey ifade etmiyor. Aksine bu kullanım kazalardaki gerçek nedenler ve sorumluları perdeliyor.


Sürüş Güvenliği Uzmanı Mert İntepe ve Fren ve Lastik Uzmanı Alpay Lök, Radyo Trafik yayınında “Fren patlar mı veya boşalır mı?” sorusuna yanıt verdi.

Türkiye’de 25 yıldır yol güvenliği anlattığını ifade eden Sürüş Güvenliği Uzmanı Mert İntepe, ağır vasıta camiasının muayene durumları, araçların bakım durumu, sürücülerin çalışma şartları, uykusuzluk durumları, araçların lastik durumları, fren durumları dâhil olmak üzere kazaya neden olabilecek pek çok etken olduğunu söyledi.

Araçlarda fren patlaması olarak bilinen durumun frenin fiziki olarak patlaması olmadığını söyleyen İntepe, “Fren patlamaz! Böyle bir durum yok. Ya bakımı yapılmamıştır, ya yüksek tonajdan kaynaklı frenlerini ısıtmışsındır, ya da bakım sırasında yan sanayi diye nitelendirilen kalitesiz malzeme kullanmışsındır. Ya da bakım sırasında yanlış bir tahribat yapmışsındır, bu nedenle fren tutmaz.” ifadelerini kullandı.

“Merdiven altı yapılan işler kazaya sebep oluyor”

İntepe, ağır tonajlı araçların bir kısmında muayeneden geçebilmek için yaptırılan merdiven altı işlemlerin kazaya davetiye çıkardığını söyledi.

İncelediği tüm kazalarda insan davranış hataları olduğunu belirten ve her kazanın bir görünür bir de kök sebebi olduğunu aktaran İntepe; “Görünür sebep; fren tutmadı, yol kaygandı, kontrolü kaybettim vs. Ancak bir de asıl olan kök sebep var. Bunlar; taşeronluk, şoför uykusuzluğu, şoförün ekonomik durumu, aracın bakımı, bakımda kullanılan malzemeler vs.dir. O kök sebebi bulursak ve yollarımızdaki araçlara bunu uygularsak bu kazaların önüne geçeriz. 18 ton bir otobüsün, 40 ton ağırlığındaki bir ağır tonajlı aracın fren mesafesini şoföre öğretmezsen, frene bastım durmadı der.” dedi.

“En kolay meslek şoförlük sanılıyor”

Türkiye’de gerçek bir sürücü eğitimi olmadığını belirten Sürüş Güvenliği Uzmanı Mert İntepe şöyle konuştu:


En kolay meslek şoförlükmüş gibi bir algı var ülkemizde. Liyakatin en üst seviyede olması gereken meslektir aslında şoförlük. Otobüs ve ağır vasıta şoförlerine neden yönetmelikler uygulanmıyor?

Her yıl kamyon ve otobüs kazalarında yüzlerce kişi hayatını kaybediyor. Yazık değil mi? Eğer sen yönetmelikleri uygulatmazsan, türlü bahaneler bulmaya ve can kaybetmeye devam ederiz. Fren patlaması, fren tutmaması gibi bir durum ağır tonajlı araçlarda mümkün değildir.

“Türkiye’de acil durum eylem planı yok!”

Türkiye’de acil durum eylem planı bulunmadığını söyleyen İntepe, sözlerine şöyle devam etti:

Acil durum olan bölgeye ambulans nasıl gider, itfaiye nasıl gider bilmiyoruz. Fermuar kuralı nasıl uygulanır bilmiyoruz. Yollarda babadan oğula geçen yöntemlerle araç kullanıyoruz. Sen olay yerinde 100 -200 metre geriye bir uyarı koyarsan komik olursun. 100 km hızla otobanda ilerleyen bir otobüs saniyede 35 metre yol gider. Eğer sen 100 metreye uyarı koyarsan otobüs 3 saniyede oraya gelir. Demek ki bunu 1 km geriye koyacaksın. Maalesef acil durum planının, trafik yolunda nasıl olması gerektiğini kolluk kuvvetleri dâhil orada 100 metre geriye uyarı koyanlar bilmiyor anlamı çıkıyor.

“Hız sınırları düşürülmeli”

Alınması gereken ilk tedbirin otoyollardaki hız sınırlarının yeniden düşürülmesi olduğunu söyleyen Fren ve Lastik Uzmanı Alpay Lök ise şu bilgileri aktardı:

Otoyollarda özellikle ağır tonajlı araçlarda genel bir hızlanma var. Aslında Türkiye’de otobüs ve ağır tonajlı araçlardaki hız sınırlandırıcılar iptal edilmiş durumda. Avrupa’da bu araçların tamamında fabrika çıkışı hız limiti 100 km’dir. Ancak Türkiye’de bu sınır araç fabrikadan çıktıktan sonra sanayide iptal ediliyor. Hız sınırı olmayınca otobüsler, kamyonlar ve diğer ağır tonajlı araçlar sol şeridi, orta şeridi çok rahat kullanabiliyor. Bu hız sınırları denetlenmeli ve kesinlikle bu araçlar sollama harici sağ şerit haricinde hareket etmemeli.

“Ağır tonajlı araçlar sağ şeritten gitmeli”


Bu araçlar neden sağdan gitmeli diye sorarsanız. Ortalama 40 ton ağırlığı olan bir kamyonun oluşturduğu kinetik enerji ve durma mesafesi binek araçların neredeyse 40 katına çıkıyor. Bu nedenle bu araçlar sadece ve sadece sağ şeritten gitmeli. Başta söylediğim gibi hız sınırı düşürülmeli. 140 km olan sınır toleransla 154 km’ye kadar çıkıyor. Bunu denetleyecek bir elektronik sistem de olmayınca bu tür kazalar maalesef devamlı olarak can kayıplarına neden oluyor.

Ucuz kasko yaptırmanın püf noktaları


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.