100 dakikada 40 tane rüya görebiliriz!

rüya

Uyku REM ve REM dışı dönem olarak ikiye ayrılıyor. Sabaha karşı daha yoğun olmak üzere gece içinde yaklaşık 100 dakikayı REM döneminde geçiririz ve rüyalarımızın büyük bir bölümünü de bu dönemde görürüz. 100 dakika içinde yaklaşık 40 tane rüya görüyoruz.

Nörolog, Uyku Bozuklukları Uzmanı Prof. Dr. Hakan Kaynak, uyku düzeninin sağlık üzerindeki etkilerini, uyku apne sendromlu hastalarda ortaya çıkabilecek hastalıkları, teknolojik aletlerin uyku üzerindeki etkisini ve uyku kalitesini artırmak için dikkat edilmesi gerekenleri anlatıyor.

Sağlığımız için vazgeçilmez olan uykunun, çocukların büyümesinde, bağışıklık sistemi, öğrenme ve hafıza üzerindeki etkilerinin uzun yıllardır çok iyi bilindiğini söyleyen DoktorTakvimi uzmanlarından Nörolog, Uyku Bozuklukları Uzmanı Prof. Dr. Hakan Kaynak, “Uyusun da büyüsün sözü halk arasında uykunun büyüme üzerindeki etkisini gösteren bir halk deyişidir. Üst solunum yolu enfeksiyonlarına bağlı olarak uykuda solunum bozukluğu yaşayan çocukların gelişiminin etkilenebileceği ve bademcik ameliyatı sonrasında gelişimin normale dönebileceği halk arasında yaygın olarak bilinir.


Uykusuz kaldığımız günler sonrasında sıklıkla enfeksiyonlarla karşılaştığımız gerçeğini hepimiz birebir yaşayarak gözlemlemişizdir. Öğrenme ve uyku ilişkisi de halk arasında çok iyi bilinir. Öğretmenlerimiz ve büyüklerimiz, akşam öğrendiklerimizi sabah erken kalkıp tekrarladığımızda, bilgilerimizin çok daha kalıcı olduğunu hep söylemişlerdir. Son çalışmalar, uykusuzluk ve kilo alımı arasındaki ilişkiyi çok net bir şekilde ortaya koymuştur.

Maalesef son yıllarda uyku saatlerinden kısıtlayarak daha çok yaşama zaman ayırma popüler bir görüş haline gelmiştir. Yapılan araştırmalarda son yüzyılda ortalama uyku süremizde iki saate yakın bir azaltma yaptığımızı ve buna karşılık, toplumların obezite oranlarının belirgin olarak arttığı gözlenmiştir” diyor.

rüyalar alemi rem

REM dönemi: 100 dakika içinde yaklaşık 40 tane rüya görebiliriz!

Uykunun REM ve REM dışı dönem olarak ikiye ayırdığını belirten Nörolog, Uyku Bozuklukları Uzmanı Prof. Dr. Hakan Kaynak, “REM, İngilizce hızlı göz küresi hareketlerinin kısaltılmışıdır. Uykunun REM döneminde hızlı göz küresi hareketleri gözlenir. Bu dönem gece içinde 1-1,5 saatlik periyodlar şeklinde gece için sürekli tekrarlar. Sabaha karşı daha yoğun olmak üzere gece içinde yaklaşık 100 dakikayı REM döneminde geçiririz ve rüyalarımızın büyük bir bölümünü de bu dönemde görürüz. 100 dakika içinde yaklaşık 40 tane rüya gördüğümüz söylenir ancak biz bu rüyaları ya hatırlamayız ya da çok az bir bölümünü hatırlarız. REM döneminden uyanmazsak rüyalarımızı da hatırlamayız. Toplumda bilinenin dışında rüya görmek hele de çok sık ve hikâye şeklinde rüyalar görmek kötü kaliteli bir uykunun muhtemelen de bir uyku hastalığının belirtisidir” şeklinde konuştu.


Uykusuzluğun sağlığımız üzerinde negatif etkileri var

Dr. Hakan Kaynak, “Normal uyku süresini kısıtlamanın ötesinde çok sık görülen 100’e yakın uyku hastalığının da sağlığımız üzerine negatif etkileri çok daha önemlidir. Birkaç örnek vermek gerekirse horlamayla birlikte seyreden ve toplumda çok sık görülen uyku apne sendromunun hormonal, metabolik, kalp ve sinir sistemi üzerine etkileri çok iyi bilinmektedir. Uyku apne sendromlu hastalar, kilo vermek isterken kilo alırlar, kısa süre sonra diyabete yatkınlık ve ardından diyabet gelişir. Bu hastalarda hipertansiyon ve ardından kalp ve beyin damar tıkanıklıkları da çok sık gözlenir. Toplumda sık görülen ve uykusuzlukla seyreden bir uyku hastalığı olan huzursuz bacak sendromunun da kilo alımına ve hipertansiyona sebep olduğu bilinmektedir” diyor.

Uyku apne sendromlu hastaların yaklaşık yarısında depresyon görülür

Çoğu insan için 7-8 saat uykunun yeterli olduğunu, kişilerin kendi uyku sürelerini gözlemleyip, hayatlarını buna göre düzenlemelerinin hem sağlıkları hem de sosyal hayatları için önem teşkil ettiğini belirten Nörolog, Uyku Bozuklukları Uzmanı Prof. Dr. Hakan Kaynak, uykusuzluğun en iyi bilinen sonuçlarından birinin zihinsel fonksiyonlarda bozulma olduğunu söylüyor ve ekliyor:

“Kısa süre bile yetersiz ve kısa uyuyan kişilerde hemen konsantrasyon bozuklukları, unutkanlık ve sinirlilik gibi belirtiler başlar. Birçok uyku hastalığında da bu belirtilere çok sık rastlanır. Örneğin uyku apne sendromlu hastaların yaklaşık yarısında depresyon ve depresyonu taklit eden belirtiler görülür. Stresin uyku bozukluklarına etkisi de sinir sistemi ile uyku ilişkisinin başka bir boyutudur. Stresin uykumuzu kaçırdığını, stresli olduğumuzda uykuya dalmakta güçlük çektiğimizi hepimiz gözlemlemişizdir. Böyle gecelerde hem uykuya dalmakta güçlük çeker hem de gece çok sık uyanırız. Ancak tüm uykusuzluk sorunlarını da strese bağlamak çok yaygın yapılan bir yanlıştır. Bu nedenle birçok uyku hastalığının teşhisi gecikir. Stresle birlikte olan ve uykusuzluğa sebep olan birçok uyku hastalığı olduğu unutulmamalıdır. Özellikle de teşhisi netleştirmeden uyku ilaçları ve alkolden yardım ummak, uykusuzluğu daha kronik ve tedavisi daha zor bir hale getirir.”

Uyku kalitesini artırmak için neler yapılabilir?

Uyku kalitesini artırmak için dikkat edilmesi gereken birçok şey olduğu söyleyen Prof. Dr. Hakan Kaynak, “Kötü beslenme uykuyu çok negatif etkiler. Uyku öncesi mutlaka 2-3 saat bir şey yememeli, özellikle de şekerli ve yağlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Sakin, ılık bir ortam, iyi kaliteli bir yatak uyku kalitesi için çok iyi bilinen gerçekler olsa da bunlardan daha önemlisi, uyku için yeterli süre ayırmaktır. Herkesin kendi için gerekli uyku süresini ve uyku saatini gözlemleyerek, organizmasının ihtiyaçlarına direnmek yerine, vücudunun isteklerine itaat etmesi gerekir” diyor.

Beyaz ışıklı aletler melatonin salınımını bloke ediyor!


Uykunun başlangıcı ve kalitesi konusundaki bir diğer önemli konunun biyolojik saat ve melatonin ilişkisi olduğunu dile getiren söyleyen Prof. Dr. Hakan Kaynak, “Son yıllarda hayatımızdan çıkaramadığımız beyaz ışıklı teknolojik aletler melatonin (geceleri salgılanan bir hormon) salınımını bloke ederek, uykuya dalış süremizi uzatmaktadır. Melatonin havanın kararmasıyla salgılanmaya başlar, gece yarısından itibaren maksimum düzeylere ulaşır ve uyku ile özellikle de uyanma saatimizde önemli bir rol oynar. Yatakta ve özellikle de karanlık ortamda bu teknolojik aletlerle yakın olmak, uykumuzu kaçırır, sabah uyanmamızı güçleştirir. Kış mevsiminde de güneşin erken batması melatonin salınımını erkene alarak daha erken uykumuzun gelmesine sebep olabilir. Bu dönemleri daha fazla uyumak için fırsat olarak değerlendirmek gerekir. Buna karşılık karanlık saatlerde uyanmak ve karanlıkta işe gitmeye çalışmak fizyolojimize aykırı bir durumdur” şeklinde konuşuyor.

Uyku sırasında kilo vermeyi sağlayan 12 etkili yöntem


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.