Ekonomik sıkıntılar sonucu sosyal aktivitelerde kısıtlama hasta ediyor!

sosyal aktivitelerde kısıtlama

Sosyal izolasyon kalp krizi ve felç riskini artırıyor. Ekonomik sıkıntılar sonucu sosyal aktivitelerde kısıtlama hasta ediyor!

Ekonomik zorluklarla boğuşanlar, sosyal faaliyetlerde kısıtlama ve izolasyonla karşı karşıya. Uzmanlar, sosyal bağların güçlendirilmesi ve psikolojik sağlığın iyiliği  için önerilerde bulunuyor.

Ekonomik zorlukların getirdiği sosyal kısıtlamaların, insanların ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yarattığını vurgulayan Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, “Yapılan çalışmalarda sosyal izolasyonun kalp sağlığını olumsuz etkilediği yönünde sonuçlar alınmıştır. Kalp krizi ve felç riski artarken, kalp hastalığı öyküsü olanlarda da ölüm riski  artmaktadır.” dedi.


Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, ekonomik sıkıntılar nedeniyle sosyal aktivitelerde yaşanan kısıtlamaların ruh sağlığına olan etkilerini değerlendirdi.

İlk tasarruf edilen alanlardan biri sosyal yaşam ve sosyal aktiviteler

Dünyadaki bir çok ülkede olduğu gibi ülkemizin de çok ağır bir ekonomik kriz döneminden geçtiğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, “Bu süreçte insanlar bir taraftan işini kaybetmemeye çalışırken diğer taraftan günlük yaşamlarını sürdürebilmek adına gıda, giyecek, ısınma, sağlık, eğitim gibi harcamalarını azaltarak ayakta durmaya çalışıyor. Tasarruf etmek ya da kısıtlamak zorunda kalınan önemli bir alan da sosyal yaşam ve sosyal aktiviteler. Yurt içi ve yurt dışı gezileri, tatile gitmek, piknik yapmak, ziyaretler, arkadaşlar ile buluşma, sinema-tiyatroya, konserlere  gitmek eğlence organizasyonları, spor gibi aktiviteler azaltılıyor ya da tamamen iptal ediliyor.” dedi.

Zevk aldığı etkinliklerden mahrum kalmak kişinin duygu durumunu olumsuz etkiliyor

Tüm bu aktivitelerin  ortak özelliğinin kişinin kendisini daha sağlıklı ve iyi hissetmesini sağladığını da kaydeden Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, “Bu faaliyetlerin yapılamayacak duruma gelmesi ise bu iyilik halinin yerini psikolojik sorunların alması anlamını taşır. Zevk aldığı, mutlu olduğu etkinliklerden mahrum kalmak kişinin duygu durumunu olumsuz etkiler. Kaygılar artar, depresif duygu durumu ortaya çıkabilir.” şeklinde konuştu.

Sosyal izolasyon kalp krizi ve felç riskini artırıyor

Aktivitelerin insan yaşamına önemli bir olumlu katkısının da sosyalleşme ve diğer insanlarla iletişim kurma imkanı sağlaması olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, şöyle devam etti:

“Ekonomik nedenlerle aktivitelerin azalması ile sosyal ortamlardan kopmaya başlanması, daha ağır psikolojik sorunların ortaya çıkmasını da sağlar. Sosyal çekilme, sosyal izolasyon denilen bu sosyal kopuş uzadıkça kişide stres ve korku artar, devamında anksiyete ve depresyon gibi sorunlar ortaya çıkar. Dikkat ve hafıza gibi beyin fonksiyonları olumsuz etkilenirken, uyku bozukluğu, yeme bozukluğu, öfke kontrol sorunu, basit olaylardan aşırı etkilenme gibi hassasiyetler de oluşur. İsteksizlik, güvensizlik, şüphecilik, yalnızlık hissi, kendine ve çevresine zarar verici davranışlar da görülebilir.


Yapılan çalışmalarda sosyal izolasyonun kalp sağlığını olumsuz etkilediği yönünde sonuçlar alınmıştır. Kalp krizi ve felç riski artarken, kalp hastalığı öyküsü olanlarda da ölüm riski   artmaktadır.[1]”

Olumlu ilişkiler başarıyı getirir

Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, sosyal katılımı ve sosyal bağlantıları olan bireylerin stres ile baş edebilme becerilerinin daha yüksek olduğunu da ifade ederek, “Stresli durumlarda sakin kalır, olumlu düşünür ve hedefe yönelik davranırlar. Daha sağlıklı, yaşamın zorluklarına karşı daha güçlü, özgüvenli ve huzurlu bir yaşamın kapılarını açarlar. Yaşam çok daha rahat ve kolay bir hale gelir. Olumlu ilişkiler başarıyı getirir. Kendimizi doğru ifade edip iyi bir iletişim kurabildiğimiz anlarda daha mutlu oluruz.” dedi.

Sosyal katılımı ve bağlantıları olan kişilerin ilişkilerinde hoşgörülü, yardımsever, işbirliğine açık olup ortak hedefler için birlikte hareket etme bilincinin yüksek olduğunu anlatan Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, “Hayata, yaşanılanlara, insan davranışlarına çok daha geniş perspektiften, farklı açılardan bakarlar. Kendi yaşam felsefesi üzerinden hayatını yaşarlar.” diye sözlerini sürdürdü.

Ruh sağlığını korumak ve geliştirmek için neler yapılabilir?

Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, ekonomik sıkıntılarla mücadele eden bireylerin, ruh sağlığını koruma ve geliştirme konusunda yapılabilecek şeylerin de var olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Yeterli uyku uyuyun. Her türlü bağımlılıktan uzak durun. Bağımlı olduğunuz maddeler varsa hayatınızdan çıkarın. Tabiatla baş başa olun. Toprak, ağaç, çiçek bahçe işleri yapın. Tabiatta yürüyüşler yapın. Aile ve arkadaş ortamı çok önemli. Maddi güç gerektirmeyen konularda insanlara yardımcı olun, gönüllü işlerde bulunun. Gün içinde zihin temizliği yapmak için kendinize zaman ayırın. Sessiz bir ortamda hiçbir şey  düşünmemeye çalışın. Derin nefes alıp yavaş yavaş verin. Meditasyon yapın, dua edin, dinlendirici müzik dinleyin. Kendinize iyi geldiğini düşündüğünüz aktiviteleri sistemli bir şekilde uygulayın.”

Kaynak:


Smith RW, Barnes I, Green J, Reeves GK, Beral V, Floud S. Social isolation and risk of heart disease and stroke: analysis of two large UK prospective studies. Lancet Public Health. 2021 Apr;6(4):e232-e239. doi: 10.1016/S2468-2667(20)30291-7. Epub 2021 Mar 2. PMID: 33662329; PMCID: PMC7994247.

Zengin olmak istiyorsanız psikolojik destek alın


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.