Araştırma: Stres yüksek, hareket düşük: İşte Türkiye’nin esenlik tablosu!

Meditopia tarafından yayınlanan 2025 Çalışan Wellbeing Raporu çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Araştırmaya göre çalışanların %75’inin duygu durumu doğrudan iş hayatından etkileniyor. Raporda, Türkiye’deki çalışanların stres yönetimi ve kaygı düzeyi konusunda zorlandığı belirtiliyor.

2025 Çalışan Wellbeing Raporu sonuçlarına göre, Fatih Mustafa Çelebi liderliğindeki araştırma, kaygı düzeyi ve iş yaşam dengesi sorunlarını ortaya koyuyor.

İş dünyasında çalışan esenliği (wellbeing) kavramının önemi artarken, Fatih Mustafa Çelebi liderliğindeki Meditopia, 15 bini aşkın çalışanla yaptığı analizde tükenmişlik sendromu ve iş yaşam dengesi konularına dikkat çekti. Ruh sağlığı ve fiziksel aktivite eksikliği, çalışanların en büyük sorunları arasında.


📌 Öne çıkanlar: 2025 Çalışan Wellbeing Raporu

  • Meditopia, Türkiye genelinde 100 şirkette 150 bini aşkın çalışanı kapsayan platformundan elde ettiği verilerle “2025 Çalışan Wellbeing Raporu”nu hazırladı.
  • Çalışanların %93’ü duygularını en çok iş, eğitim veya yakın ilişkilerinin etkilediğini belirtirken, %75’i doğrudan iş hayatını işaret etti.
  • Genel esenlik seviyesi 100 üzerinden 54,4 (orta düzey) olarak ölçülürken; stres (66 puan) ve kaygı (63,3 puan) seviyelerinin yüksek olduğu görüldü.
  • Çalışanların %49’u stresin en büyük kaynağı olarak “gelecek belirsizliğini”, %46’sı ise “fiziksel sağlık ve uyku problemlerini” görüyor.
  • Her 10 çalışandan 1’i son bir ay içinde neredeyse hiç mutlu hissetmediğini ifade etti.
  • Katılımcıların %84’ü fiziksel ağrı yaşıyor ancak %50’sinden fazlası hiç egzersiz yapmıyor.
  • Meditopia CEO’su Fatih Mustafa Çelebi, çalışan sağlığının kurum kültürünün ayrılmaz bir parçası olması gerektiğini vurguladı.

📊 Stres yüksek, hareket düşük: İşte Türkiye’nin esenlik tablosu

Çalışan esenliği ve stres yönetimi üzerine Meditopia verileri: Duygu durumu iş hayatından etkilenen çalışanların oranı ve fiziksel aktivite eksikliği.

Meditopia, 2025 yılının ilk üç çeyreğinde topladığı verilerle Türkiye’deki çalışanların nabzını tuttu. Rapor, çalışanların stres ve kaygı düzeylerinin yüksek, mutluluk düzeyi ve uyku kalitesinin orta, hareket seviyesinin ise alarm verici düzeyde düşük olduğunu ortaya koyuyor.

📉 Rakamlarla Çalışan Esenliği

Gösterge Puan (100 Üzerinden)
Stres Endeksi 66,0 (Yüksek)
Kaygı Endeksi 63,3 (Yüksek)
Genel Esenlik Seviyesi 54,4 (Orta)
Mutluluk Seviyesi 54,3 (Orta)
Uyku Kalitesi 50,6 (Orta)
Egzersiz Endeksi 37,1 (Düşük)

🧠 Gelecek kaygısı bir numaralı stres kaynağı

Çalışanların %49’u stres ve kaygılarının en büyük sebebi olarak gelecek belirsizliğini işaret ediyor. Bunu %46 ile fiziksel sağlık ve uyku problemleri, %40 ile kişisel zaman eksikliği takip ediyor. Bu veriler, çalışanların sadece psikolojik değil, ekonomik ve sosyal güvence arayışında olduklarını da gösteriyor.

🏃‍♀️ Hareketsizlik ve ağrılar artıyor

Raporun en dikkat çekici bulgularından biri de fiziksel sağlıkla ilgili. Katılımcıların %84’ü fiziksel ağrı yaşadığını belirtmesine rağmen, %50’sinden fazlası hiç egzersiz yapmıyor. İş-özel yaşam dengesindeki bozulma, çalışanların kendilerine vakit ayırıp sürdürülebilir bir spor rutini oluşturmasına engel oluyor.

duygusal esneklik

🧘 Wellbeing (Esenlik) nedir? Neden önemlidir?

Raporda sıkça geçen “Wellbeing” (Esenlik) kavramı, sadece “hasta olmama” halini değil; fiziksel, zihinsel ve sosyal açıdan tam bir iyilik halini ifade eder. Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre sağlık, sadece hastalıkların yokluğu değil, bu üç alandaki dengedir.

Kurumsal wellbeing ise, şirketlerin çalışanlarının bu dengesini korumak için sunduğu destek programlarını kapsar. Meditopia Kurucu Ortağı Fatih Mustafa Çelebi’nin de belirttiği gibi, “Çalışanların iyi oluşunu stratejik bir öncelik olarak ele almayan kurumların sürdürülebilir başarı elde etmesi mümkün görünmüyor.”

🔥 Tükenmişlik Sendromu (Burnout) riski

Raporun işaret ettiği yüksek stres (66 puan) ve kaygı (63,3 puan) seviyeleri, iş dünyasının en büyük sessiz tehlikesi olan Tükenmişlik Sendromu (Burnout) riskini artırıyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafından “mesleki bir olgu” olarak tanımlanan bu durum; enerji tükenmesi, işe karşı zihinsel mesafe veya olumsuzluk hissi ve mesleki verimlilikte düşüş ile karakterize ediliyor.

Çalışanların %75’inin duygu durumunun doğrudan iş hayatından etkilenmesi, tükenmişliğin sadece bireysel bir sorun değil, organizasyonel bir kriz olduğunu kanıtlıyor.

🌍 Global trend: 4 gün mesai ve esnek çalışma

Türkiye’deki bu yüksek stres ve zaman eksikliği (%40) verileri, dünyada giderek yayılan “Haftada 4 gün çalışma” denemelerini akla getiriyor. İngiltere ve İzlanda gibi ülkelerde yapılan pilot uygulamalar, çalışma süresinin kısalmasının stresi azalttığını, uyku kalitesini artırdığını ve verimliliği düşürmediğini göstermiştir. Türkiye’deki çalışanların “kişisel zaman eksikliği” şikayeti, esnek çalışma modellerinin bir lüks değil, ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyor.


🔎 En çok merak edilenler

Çalışanların en büyük stres kaynağı nedir?
Meditopia raporuna göre çalışanların %49’u için en büyük stres ve kaygı kaynağı “gelecek belirsizliği”dir.

İş hayatı duygu durumunu ne kadar etkiliyor?
Çalışanların %75’i, duygu durumlarındaki dalgalanmaların merkezinde doğrudan iş hayatının yer aldığını belirtmektedir.

Türkiye’de çalışanlar spor yapıyor mu?
Maalesef hayır. Katılımcıların %84’ü fiziksel ağrı çekmesine rağmen, %50’sinden fazlası hiç egzersiz yapmadığını belirtiyor. Egzersiz endeksi 37,1 puanla oldukça düşük seviyede.

Wellbeing (Esenlik) ne demek?
Bireyin fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak tam bir iyilik hali içinde olmasıdır. İş yerinde wellbeing, çalışanın stresini yönetebilmesi, motive olması ve sağlıklı kalabilmesi için sunulan imkanları kapsar.


🌐 Bunlar da ilginizi çekebilir:


🔗 Kaynaklar:



🎯 Sponsorlu içerik ve tanıtım yazısı fırsatlarımızı keşfedin. İndigo Dergisi’nde tanıtım yazısı yayınlatın; asla silinmeyen/süresiz içeriklerle markanızı yüz binlerce okura ulaştırın.
👉 Reklam paketlerini incele
Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 20 yıldır ilkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışan bağımsız bir medya kuruluşudur. Amacımız: Gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonumuz: Okurlarımızda sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerlerimiz: Dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın çevrimiçi yayınlarından biri olarak, iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul eder. Bu doğrultuda Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İndigo Dergisi ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildirgeyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya toplumsal köken, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.