Bir gemi usulca ayrıldı limandan. Sessiz, sakin ve kararlı… Uzun zamandır kalkması bekleniyordu da nedense bir türlü hareket edememişti.
“Artık demir almak günü gelmişse zamandan, meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan” Yahya Kemal Bayatlı
Seyir tarihi çoktan geçmiş olmasına rağmen sabırla bekledi yolcularını, sevgiyle bekledi… Ara sıra insanı uyandırmaya davet eden siren gibi öten düdüğüyle bağırdı, çağırdı. Herkes gelsin istedi. Bazısı güverteye kadar geldi vazgeçti, bazısı arkadaşlarını aradı göremeyince vazgeçti, kimisi daha hazır değilim daha yapacaklarım var dedi vazgeçti, kimisi ne işim var benim o gemide ben böyle iyiyim dedi vazgeçti. Velhasıl gelen geldi ve sonunda gemi hareket etti.
Geride kalan kara parçasında bir koşuşturma, bir kaos yaşanmaktaydı gemi ayrılırken. Kimse farkında değildi olanın. Bazıları geminin kalkışını bile farketmemişlerdi. Kimileri içinse her zamanki gibi olağandı o an. Bir gemi kalkmış, nereye gider? Kimleri götürmektedir beraberinde? Kimse bilemezdi, bilmedi.
Ne bir el sallayan, ne de seyircisi vardı geminin. Yolculayanı da yoktu. Herkes kendi aleminde, herkes kendi kaderindeydi limanda kalanların. Gemi kalkmış, geride kalanlar için yaşam devam etmekteydi. Kimine göre telaş, kimine göre korku, kimine göre ise mücadele içinde.
Gemi giderek uzaklaşıyordu limandan arkasında köpükler bırakarak. Kuşlar eşlik ediyorlardı etrafında iç içe daireler çizerek. Bir şey mi anlatmaya çalışıyorlardı çizdikleri dairelerle kimbilir? Sessizlik ve sukünet bir müddet daha devam etti. Sonrası güverteden bir anons duyuldu:
– Hepiniz hoş geldiniz sevgililer, zamansız zamanlarda, anda, sizin zamanınızda asırlardır bu anı beklemekteydik. Hoş geldiniz, iyi ki geldiniz.
Nereden geldiği belli olmayan bu ses herkesin ona odaklanmasını sağlamıştı. Daha da sessizleşmişti sanki ortalık bir bilinmezlik içinde. Ses devam etti:
– Bu sefer, nefslerini bırakmaya niyet etmiş olanların bir araya gelişiyle başlamıştır.
– Bu sefer, kendi içinde kendisiyle birleşmiş insanların buluşmasıyla başlamıştır.
– Bu sefer, kendi sorumluluğunun bilişine varmış bireylerin birleşmesiyle başlamıştır.
– Bu seferde birlik deneyimlenecektir.
– Bu seferde iş birliği deneyimlenecektir.
– Bu seferde gönül kapılarınız açılacaktır, sevginin aşkın hali deneyimlenecektir.
– Bu seferde haz deneyimlenecektir.
– Geçminiz; geride bıraktığınız alanda kaldı. Şimdi geleceği inşa etme zamanıdır. Bu yolculukla hep birlikte gerçekleştireceğiz.
Varoluşundan bu yana böylesi bir şansı olmamıştı insanın. Şimdi ne yapacağını ve nasıl yapacağını bilememenin getirdiği bir homurdanma yükseldi aralarından.
– Peki ama nasıl? Hep bir ağızdan sordular yarı ürkek, yarı kararlı bir biçimde.Ses yanıtladı beklemeksizin;
– Hatırlayın, olmuş olandır olan ve siz olmuş olandan seçimler yaparak tezahür ettireceksiniz geleceği. Öncelikle saflık dereceleriniz ölçümlenecek, saflık simyadır unutmayın.
– Unutmalarınız olacaktır, temizlenen zihin yeni bilgilere açılacaktır.
Herkesi bir telaş aldı. Tereddüt edenler vardı içlerinde, kaygı dolu baktılar birbirlerine. Kendi saflaşma deneyimlerini anımsadılar.
– Saflaşma yükselişin başlangıcıdır, tutunduklarınızla ağırlaşırsınız. Saflaşmak hafiflemektir. Saflaşmak liyakattır.
Devam etti ses:
– Bırakın ayrılırken getirdiklerinizi. Artık onlara ihtiyacınız olmayacak. Gideceğiniz yerde yenilerini oluşturacaksınız bambaşka bir biçimde.
Ne de olsa yıllardır gönül bağı vardı tutunduklarına. Kolay mıydı bırakmak? Hem ne malumdu ya gidecekleri yerde bulamazlarsa ihtiyaçlarını, nice olurdu halleri. Eski düşünce kalıpları yeniden benliklerini sarmaya başlamıştı ki;
Anons daha güçlü geldi bu sefer, sanki negatif düşünce içine girdiklerini hissetmişti.
– Bırakın zihninizdekileri, izin verin kendinize özgürleşmek için, izin verin kendinize arınmak için. İzin verin kendinize saflaşmak için.
– Zihinde kalarak hiçliği hepliğe çeviremezsiniz.
Bazılarından çoşkulu haykırışlar gelirken bazıları hala geride bıraktıkları limana takılı kalmışlardı. Keşke herkes bu seyahate çıkabilseydi! Ayrılık ve özlem şimdiden sarmıştı içlerini. İçlerinden birisi sordu;
– Geride kalanlar ne olacak? Onlar ne zaman gelecekler?
– Sesin cevabı açık ve netti;
– Bir sonraki gemi için hazırlanacaklar kendi kaderlerini yaşayarak,
Oysaki zaman algısıydı ayrılığı yaratan. Ayrılık hiç olmadı ki, hep birlikteydi herkes zamansızlıkta. Bunu anlayabilseler yeni oyun da başlamış olacaktı.
Anonsa bu kez derinlerden gelen bir müzik eşlik etti.
– Sizler, olmuş olanlar, artık farkedin kendinizi, sevginizi, özünüzü. Oyun bitti.
– Teşekkür ederiz sizlere kendinizi hatırladığınız için, teşekkür ederiz sizlere hizmetiniz için. Şimdi burada olmayı tekrar hakettiniz.
– Haydi şimdi eğlenme zamanı, keyif zamanı, sevgileri paylaşma zamanı…
İlgili Yazılar
Sev ve Sevgini Özgürce İfade Et