Derinden kesilmiş bir tırnak acısıdır aşk

Derinden kesilmiş bir tırnak acısıdır aşk… Kimsenin farkında olmadığı bu kesikle, acı veren tırnağın parmağıyla günlük işlerinize devam edersiniz canınız yana yana.

Derinden kesilmiş bir tırnak acısıdır aşk

Aşk canınızı çok acıtır…

Sadece siz bilirsiniz derinden kesilmiş bir tırnağın canınızı ne kadar da çok acıttığını. Ve yine bilirsiniz ki anlattığınızda acınızı; ‘Bu mudur canını bu kadar yakan şey?’ tepkisiyle ve umursamaz, anlayışsız bir tavır ile karşılaşacaksınızdır. Bu yüzden anlatamazsınız. Acınızı hissettiğiniz anda yüzünüze yansımaz fakat canınızın yanması yetmezmiş gibi bu sefer de acının yerini bu kahrolası acıyı dışa vuramamanın isyanı ve sıkıntısı alır.

‘Hayır!’ dersiniz. Benimki diğerlerinden çok farklı, bu acı bambaşka, öyle böyle değil. Sizin bildiğiniz kesiklerden değil bu. Çok derin, siz fark etmiyorsunuz ama çok derinde, çok yakıyor canımı. Nafile! Anlamazlar, inanmazlar size, bıyık altından gülerler.


Bir anda oluverir, çok dikkatli olmanıza rağmen bir bakmışsınız derinden kesmişsinizdir tırnağınızı… O anda anlaşılmaz, sabah uyandığınızda bir bakarsınız ki; derinden kesmişsiniz ve hafiften tırnağın dibine oturan kırmızılık beraberinde getirdiği acıyla size hınzır bir ifadeyle gülümser. Artık olan olmuştur. Anlarsınız ki; bir süre bu acıyla yaşamalısınız. Zamanı geriye almak, kendiliğinden tırnak uzayıp, sizi bu acıdan kurtarmadan kurtuluş yoktur. Başa gelen çekilecektir. ‘Nasıl olur bu duruma düşerim. Hep dikkat ederdim, sakınırdım kendimi!’ dersiniz.

Bütün bu farkındalıklara karşın soğukkanlı olamazsınız. Hadi olun da görelim, acıyla baş başasınız ve sizden başka çekecek, hissedecek yoktur. Bu acı paylaşılarak azalanlardan değildir. Tek başınıza paşa paşa çekeceksiniz. Sanırsınız ki; canımızın tamamı o kesikte, başka hiçbir uzvunuzdaki acıyı hissetmez, sadece o kesiğe odaklanırsınız, onun acısını duyarsınız. Diğerleri vız gelir size. Canınız oradadır artık.


Biliriz ki; bu kesiğin acısı ne ilk ne de sondur. Bu gerçek bilinse de, o dirayet, o güçlülük beklenemez insanoğlundan. Yine kesilecek, yine canlar yanacaktır. Her ne kadar bu acıya aşina olsak da kaçamayız onu hissetmekten.

Şimdi düşünün; bu acının geçtiği her yere sanki boşluk dolduruyormuş gibi “aşk” kelimesini koyun ve öyle okuyun.


Bir süre sonra göreceksiniz ki; az önce okuduğunuz bu yazı, basit bir acı olan derinden kesilmiş bir tırnak acısından çok daha anlamlı bir hissi saklıyor aslında.

Sevda yürekle olmaz mıydı?

Sevgili itiraflarımı anlatmak istiyorum