Duygusal Bağımlılıklar 2

Bir türlü çözülemeyen sorunlar önümüze dikilince, çözmek için yol aramaktan ziyade enerjimizi yaşadığımız duygu durumunu düzeltmek için harcamak zorunda kalırız. Çünkü ego hal değiştirmekten hoşlanmaz. Alıştığı durumdan memnundur. Bir noktadan diğer noktaya gitmekten korkar. Sanki dünya başına yıkılmış da altında kalmış gibi acı çeker.

Duygusal Bağımlılıklar 2

Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. “Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir” diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını? – Şemsi Tebriz-i

Bir insan düşün ki özel ilişkisinde ciddi sorunlar yaşıyor. İlgisizlikten, alakasızlıktan şikayetçi. Fakat bu durumdan rahatsız olmasına karşın ne olursa olsun ilişkinin içinde kalma alışkanlıklarından vazgeçemiyor. Sorunu dile getirmeye çalıştığında, tartışma, uzaklaşma, soğuklukla karşılaşırsa, mesele tam çözülmeye başlayacakken, zafiyet duvarına takılıyor ve ego telaşlanmaya başlıyor. Çünkü ne kadar rahatsız olsa da alıştığı şeylerin dışında, rahatını bozacak durumlardan hoşlanmaz ego. En önemli kozu olan kaybetme korkusunu kişiye enjekte eder. O zaman da gelsin tavizler.


duygusal bağımlılıklar 2Bağımlılık, takıntı gibi tanımlamalar bir birine o kadar yakın anlamlar taşır ki ve o kadar birbiri içindedir ki biz ayırt edemeyiz. Sorunların kaynağı olan taşın altından genellikle geçmiş yaşanmışlıklar çıkar. Başkalarının “ne var bunda” diyeceği şeylere, bazıları aşırı duygusal reaksiyonlar gösterebilir. Örneğin daha önce terk edilmişlik, yalnız bırakılmışlık duygusunu yaşamış bir insana ilişkinizdeki problemleri çözmek, yıpranmışlığı gidermek gibi güzel bir niyetle de olsa “Bir süre ara verelim. Görüşmeyelim” derseniz. Aşırı tepki gösterecektir. Yalnız bırakıldığı zamanlarda yaşadığı tüm duyguları bilinçaltı tekrar aynı tazelikte ona yaşatacaktır ve bu sefer yıpranma payı daha fazla olacaktır. Ya çok konuşarak ya da içe kapanarak yaşadığı duygunun üstesinden gelmeye çalışacaktır.

Duygusal Bağımlılık için neler yapabiliriz?

* Öncelikle bağımlılıklardan, korkulardan, takıntılardan kurtulmak için niyet etmeli.

* Sonra problemin kişideki hasarının derinliğine göre profesyonel bir destek almaya gerek var mıdır yok mudur karar vermeli. Unutmayalım. Ne kadar güçlü, inançlı, bilinçli ve farkında olsak da bu tür sorunları yaşayabiliriz.

* Kendinize objektif bakın. Kızmayın. Önemli olan durumun farkına varıp, çözüm aramaktır. Tohumları taa çocukluğunuzda siz farkında değilken ekilmiş, zararlı otlardır çoğu. Ya da sizin zehirli çıkacağını bilmeden ektiğiniz tohumlar.

* Psikiyatr ya da nlp, reiki, eft gibi alternatif yöntemlerin desteğini almak çözüm sürecini hızlandırabilir.

* Sorunun nedenini biliyorsanız, bu nedenin farkında olun. Yaşadığınız duygu size uğradığı zaman onu reddetmeyin. Sedona yönteminde olduğu gibi kendinize izin verin. Yaşayın. Ve onu serbest bırakmaya niyetli misiniz? Kendinize sorun. Evet cevabını aldığınız zaman şimdi bırakıyor musun? Deyin ve “evet şimdi” cevabından sonra bırakın. Elinizdeki bir şeyi bırakarak da bunu somutlaştırabilirsiniz.


* Yaşadığınız duyguyu tetikleyen olaylardan bir süre uzak durun. Yani yaraya tuz basmamaya özen gösterin. Çevrenizden, yakınlarınızdan destek alabilirsiniz. Örneğin; çocuğunuz, sevgiliniz ya da arkadaşınızın sizi kandırması korkunuz varsa ve bu durum onları sürekli kontrol etme bağımlılığına dönüşmüşse, onları aradığınızda endişeniz ses tonunuza yansır. Hesap sorar gibi konuşursunuz. Egonuz size çoktan geçmiş kandırılma hikayelerinden bir demet yaparak kandırılma duygusunu yaşatmıştır.

Size yansıyan geçmiş hikayeler değil, sadece duygusu olur. Ortada da bir şey yoktur üstelik. O anda farkında olup yaşadığınız kandırılmışlık duygusunu bilinçli olarak tam oraya, tam o anda serbest bırakın. Kendinizi tutamadığınız zamanda reaksiyon gösterirseniz muhatabınıza dürüstçe bunun bilinçaltı kontrolsüz bir tepki olduğunu söyleyin ve anlayışını rica edin.

* Kaybetme korkusu ile telaşlanırsanız, üzerine gidersiniz, saçmalarsınız, gereksiz diyaloglara girersiniz, rahatlayayım derken daha çok telaşlanırsınız. Bu sefer küçük düştüğünüz hissiyle agresifleşebilirsiniz. Ok yaydan çıkar. Merkezden uzaklaşırsınız. Telaşlanmaya başladığınızı hissettiğiniz anda bir an durup, hatta üzerine bir gece yatıp sonra davranabilirseniz bu işi çözesiniz.

* Duygularımızı kontrol edemeyebiliriz ama davranışlarımızı kontrol edebiliriz. Kontrolsüz duygular davranışların kontrolünü ele geçirirse, kaos bizi girdap gibi içine çeker.

* Davranırken bağımlılık paniği ile durumu kurtarmak için mi? Yani krizi gidermek için duygusal uyuşturucu almak için mi? Yoksa gerçekten öyle davranmak istediğiniz için mi davranıyorsunuz? Kendinize sorun. Hem kendinizi doğru ifade edeceğiniz, hem de daha iyi hissedeceğiniz bir yol bu analizin arkasından açılacaktır.

Bakmayın böyle bilmiş bilmiş ahkam kestiğime. Her insan gibi bu dar sokaklardan ben de geçtim. Geçiyorum zaman zaman, geçeceğim de ve çevremde yaşanan her hayatı, duyguyu, etkiyi, tepkiyi gözlemliyorum.

Naçizane yazdığım öneriler kitap bilgisinden çok uygulamalı ve gözlemci hayat bilgisinden damıtılmıştır.


Hayatın duraklamaya tahammülü yok. Her an pür irade ve tam gaz netlik istiyor bizden. O halde nefes olduğu sürece umut vardır diyoruz ve direniyoruz.

Affetmek duygusal yükleri hafifletir: Negatiften ders alalım!


Özgül Süsler
Falanca yılın, filanca ayının, bilmem kaçıncı gününde doğmuşum. Kutu kutu pense, yakan top ve misket oynamışım. Komşuların zilini çalıp kaçmışım. Balkondan sarkan komşu teyze “kimdi o? “ diye sorunca, “Bilmem” demişim...