Peki Aleviler ne istiyor?
Tabi ki Aleviler de biliyor bin yıllık iftiralar bir günde çözülmez ancak hepsinin ortak bir talebi var. Hangi dünya görüşüne sahip olursa olsun tüm alevi örgütlenmelere bakıp incelediğinizde ortak talep cem evlerinin ibadet yeri olması talebidir.
Dünyada son yıllardaki değişime paralel olarak inançsal hak taleplerinde büyük artış var. Eskiden uygun zeminlerin olmaması gibi başlıca sebeplerden dolayı birçok kesim inanç gurubu ya da benzeri yapılanmalar taleplerini ya dillendiremiyor ya da belirgin bir muhatap bulamıyorlardı. Özellikle 11 Eylül 2001 ikiz kulelerin çöküşü sonrasında dünyadaki eğilim değişikliği nedeniyle bu taleplerde inançsal talepler ön plana çıktı.
Ülkemizde de son on gündür yoğun bir şekilde televizyon programlarında ana konu Aleviler ve onların inançsal toplumsal talepleri. Burada da ön plana çıkan talep cem evleri konusudur. Aslında Alevilerin cem evlerine yönelik ya da almaları gereken hakları almaya yönelik talepleri yeni değil. 1990’lı yılların başlarında Alevi inancına mensup halk büyük bir çoğunlukla büyük şehirlere yerleşmişti. Ancak bir sorun vardı geldiklerin köylerinde rahatça cem ibadetlerini yapabiliyorlardı peki şehirlerde ne olacaktı. İlk cem evlerinin açılmasıda büyük şehirlerde bu yıllara rastlar. Fakat burası büyük şehirdi ve kuralları başkaları koyuyor onları yokmuş farz ediyordu.
İşte tam bu dönemlerde cem evi talepleri hız kazandı. Yani bu gün televizyonlardan izlediğimiz programlar 25 yıl öncesinden başlayan bir süreç. Son yıllarda yapılan toplantı, çalıştay, konfreans gibi etkinliklerle bu talepler halkın tamamında farkındalık yaratmak üzere yayıldı. Peki gelinen nokta ne? Gelinen nokta sadece vaatler, onore edici cümlelerden öteye gidemedi. Peki Aleviler’in övülmeye mi ihtiyacı var yoksa masum taleplerinin karşılanmasına mı? Karşınıza muhatap aldığınız bir kesime hediye verir mantığıyla yaklaşmak ki bu grup cumhuriyetin kurucu ideolojisinin hep yanında yer alan bir grupken biraz komik değil mi?
Peki şuna ne demeli siz aranızda anlaşamıyorsunuz ki ile başlayan cümleler? İnsanların aile fertleriyle anlaşamadığı bir dünyada toplamda on beş milyonu bulan bir kitleye neden homojen değilsin demenin akla mantığa sığan bir tarafı yok. Bunun yerine bu durumu gayet normal görmek ve ortak olan ( Cem Evi ibadet yeri olsun ) taleplere yoğunlaşmak yerine neden sürekli minderden kaçma yolu tercih ediliyor.
Maalesef bunun asli nedeni bulunduğu toplumdaki tepkilerden korkmak. Bu özgürlüğü veren olarak tarihe geçmek istememek. Oysa ki halkın tepki vereceğini nereden çıkardınız? Bugün siyasilerin en büyük sorunu toplumu analiz ederken aslında toplumun hayat içinde kendilerinden bir adım önde gittiği ve siyasiler için sıkıntı olan konuların halk nezdinde çoktan aşıldığını görmemeleridir. Bugün Alevilerin taleplerine Alevi olmayan on milyonlarda evet diyor bunu görmemek için kör olmak lazım.
Aslında iş eşit yurttaşlık mantığıyla çok kolay çözülebilir. Madem ki hepimiz eşitiz ibadet yeri talepleri de düşünülmeden hemen uygulamaya geçilebilir. Uygulamada böyle mi oluyor maalesef hayır. Maalesef masalardaki süslü cümleler uygulamada bir bakalım denilerek bekletiliyor.
[quote]Peki Aleviler ne istiyor? Tabi ki Aleviler de biliyor bin yıllık iftiralar bir günde çözülmez ancak hepsinin ortak bir talebi var. Hangi dünya görüşüne sahip olursa olsun tüm alevi örgütlenmelere bakıp incelediğinizde ortak talep cem evlerinin ibadet yeri olması talebidir.[/quote]
Peki Aleviler nelerden şikayetçi? İstemedikleri şeylerin kendilerine zorla dayatılmasından, sanki yoklarmış gibi davranılmasından, on beş milyon için sadece 1000 cem evi olmasından, hala otuz ilde cem evi bulunmamasından, belki de en acısı 1925 yılındaki tekke ve zaviye kanunu sonrasından ibadet yerlerinin kapatılmasından. Birilerinin çıkıp Cem Evi tekke ve zaviye değil ki Aleviler’in ibadet yeridir dememesinden şikayetçiler. İftiralara gelirsek yazmaya satırlar paragraflar yetmez. Eğer bunların devam etmesini istemiyorsak Aleviler’in haklarına önce Alevi olmayan yurttaşların sahip çıkması lazım.
Hepimiz adil ve demokrasinin tam olarak köklendiği bir toplum mu istiyoruz? O zaman ne duruyoruz artık her konuya çoğunluk azınlık mantığıyla yaklaşmak yerine insan neyi hak eder öyle bakmanın zamanı geldi de geçiyor.