Son zamanlarda yönetim literatüründe de çok irdelenir oldu etik. Yazının ilk paragrafında yer vereceğim söylemler ve benzerleri o kadar yaygın ki özellikle politik açıdan bu kadar dejenere bir dönemde ‘Etik’ dediğinizde insanlar sanki “Hadi canım sizi romantikler” der gibi bakıyor yüzünüze. Oysa etik, romantik değil pragmatiktir. Çünkü yapılan her iş ve eylemden maksimum ürünün elde edilmesi ancak etikle mümkün.
Bal tutan parmağını yalar, gemiyi yürüten kaptan, minareyi çalan kılıfını hazırlar, sana mı kaldı? Türkiye’yi sen mi kurtaracaksın? Gibi sorulardan bıktım artık. Evet ben kurtaracağım, biz kurtaracağız. Hem de çalışmalara başladık bile.
Değerli okuyucular, bu hafta size üniversitelerde başlayan etik gençlik hareketi ve bunun mutfağından bahsetmek istiyorum. Öncelikle etikle ilgili biraz konuşalım mı?
Etik denilince
Etiğin kısa tanımını yapmak kolay mı? Hani bazı kelimeler vardır. Bilirsiniz de ne zaman nerede öğrendiğinizi bilmezsiniz. Birisi tesadüfen sorduğunda da “Şey demek işte canım” deyiverirsiniz. Etik de böyle bir kelime aslında. Kimse bize tanımını yapmamıştır ama bilinir. Uygulanmasa da bilinir. “Hiç etik değil” denilir mesela. Aslında böyle olması da iyi midir nedir? Çünkü ‘etik’ böyle DNA’mıza işli gibi. O hep bizimle. O bizim “bildim bileli”miz. Belki bir devirde herkesin ‘etik’ olduğu bir dünya vardı. “Cennet bu dünya” derler ya. İşte o dünya.
Etik her zaman kazanır
Üst paragrafta cevaplanmadan kalan birinci sorunun cevabını verelim. En kısa tanımını ben yapıyorum: Ahlak üzerine düşünebilme ve karar verme etkinliğidir. Bugün maalesef ahlaki olanın ne olduğunu sorgulayabilmek gibi bir uğraşı olan pek az kişi var. Etik, ahlak üstü ahlaktır. Üstün ahlaktır. Çünkü ahlaktan farklıdır. Ahlak, etiğin alt kümesidir. ‘Etik’, ahlakı kapsar. Farklıdır çünkü ahlak demografiktir ve zaman karşısında değişkendir. Oysa üstün ahlak yani ‘etik’, zamansız ve evrenseldir.
Zamansız ve evrensel
Örneğin, 1000 yıl önceki bir toplulukta, kadının dövülmesi itilip kakılması bir edep zafiyeti olarak görülmemiş olabilir. O toplumun ahlakı o toplumadır çünkü. Oysaki bugün bu böyle değildir. Ama etiğe göre bu, o dönemde de ahlaki değildir bu dönemde de ahlaki değildir. İnsanlık idealine, dünyayı –herkes öyle davransa- nasıl en iyi hale getirebiliriz fikrine göre çalışan karar verme sistematiğidir ‘etik’. Zamansız ve evrenseldir.
Romantik değil, pragmatik
Son zamanlarda yönetim literatüründe de çok irdelenir oldu ‘etik’. Yazının ilk paragrafında yer verdiğim söylemler ve benzerleri o kadar yaygın ki özellikle politik açıdan bu kadar dejenere bir dönemde ‘etik’ dediğinizde insanlar sanki “hadi canım sizi romantikler” der gibi bakıyor yüzünüze. Oysa ‘etik’, romantik değil pragmatiktir. Çünkü yapılan her iş ve eylemden maksimum ürünün elde edilmesi ancak etikle mümkün.
İnsanımız bilse ki; Mersin’de batan bir fabrika ya da iki defa stoktan düşülen altınların parası onun cebinden çıkıyor, o zaman etiğe daha bir başka bakacak. Oysa, şimdi ‘etik’ sadece romantik algılanıyor. İşte, doğruluk, dürüstlük, güzellik v.b… ‘Etik’ uzun süreli şirket karlılığının, mükemmel müşteri memnuniyetinin, toplumsal refahın, fırsat eşitliğinin, adaletin ve sürdürülebilirliğin yegane şartıdır. Aksi mümkün ve ihtimal dahilinde değildir.
Türkiye’nin en önemli reklamcılarından Figen İşbir ile bir sohbetimizde, Amerika’dayken bir TV programında duyduğu “kanser hastalığının devlete yıllık maliyeti” üzerine bir konuşmadan ne kadar etkilendiğini anlatmış ve konuya ‘etik’ açısından bakınca ne kadar anlamlı olduğundan bahsetmişti. Ben de hayretle dinlemiştim. Fakat hemen kavramıştım. Devlet gaddar ya da kalpsiz olduğu için hastalık maliyetinin cebine hesabını düşünmüyor. O maliyetlerin, halkının cebine nasıl gider olarak yansıyacağını bildiği için düşünüyor. O yüzden de sağlıklı beslenme, GSO’suz gıda gibi bazı tüketim ürünlerinden vazgeçme gibi şeyleri parlamento bazında gündeminde tutuyor.
Etiğe, kazan kazan mantığı çerçevesinden bakılınca ulusların refahı için vazgeçilmez bir unsur olduğunu görüyoruz. Etiğin kıymetini anlayamayan bizim gibi bazı toplumların sürdürülebilirlik kelimesini anlayamaması çok doğaldır. Tabi ki doğruluk, tabi ki tarafsızlık, tabi ki tutarlılık, tabi ki dürüstlük ve tabi ki etiğin altına yazabileceğimiz onlarca kavram. Ama anlatmak istediğim; bu kavramlar sadece romantik olduğu için değil pragmatik olduğu için de ihtiyaç duyduğumuz kavramlar. Kazanmak istiyorsan, huzurlu olmak istiyorsan, mutlu olmak istiyorsan ve bunların sürdürülebilir olmasını istiyorsan…
Etik olmak mecburiyetindesin!
Çalışmalar demişken
Değerli okuyucular, ‘etik’ kelimesinin heyecanını duyan herkesin umutlanacağı bir takım gelişmeler olmakta. Kuruculuğunu duayen bankacı Bülent Şenver‘in yaptığı Etik Değerler Merkezi Derneğinin, ‘etik’ bilincini yaymak için kullandığı faaliyet enstrümanlarından ikisinden bahsetmek isterim. Bunlardan birincisi Etik Lider Akademisi ve ikincisi Etik Haftası. Etik Lider Akademisi, İstanbul Kültür Üniversitesi ve farklı 3 üniversitede daha her dönem açılan bir okul olup 10 hafta boyunca katılımcısı olan öğrencileri akşam saatlerinde başlayan derslerde birbirinden farklı konuların iş profesyonelleri ile bir araya getirerek, öğrencilerin kendi branşlarından farklı 10 sektör hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlıyor.
Öğrenciler için ücretsiz olan -benim de içinde bulunduğum eğitmen kadrosunun tamamen gönüllülük esasına göre çalıştığı- Etik Lider Akademisi aynı zamanda öğrencilerin, ilgili sektörlerde ‘etik ilkeler’ ve standartların neler olduğunu ve ‘etik’ iş profesyonellerinde bulunması gereken özellikleri öğrenmesini de sağlıyor.
Etik haftası ise 5 iş günü boyunca dört üniversitede bir bahar şenliği gibi kutlanan bir hafta. Kutlamalarına katıldığım İstanbul Kültür Üniversitesi‘nde Etik Haftası ve Etik Liderlik Akademisi‘ni, diğer üniversitelerden farklı olarak, öğrenci kulüpleri değil de üniversitenin bir idari birimi olan İstanbul Kültür Üniversitesi Öğrencilik Yaşamı Birimi sahiplenmiş durumda. ‘Etik Haftası’ kapsamında Kültür Üniversitesi’nde etik gönüllüsü öğrenciler konu ile ilgili farklı alanların uzmanı olan üniversitenin profesörlerinden Tamer Koçel, İskender Pala, Hasan Köni gibi isimlerle röportajlar gerçekleştirdiler. Tüm, Kantin ve restoranlarda menüler “etik menü” ismiyle geçti. Öğrenci kulüpleri kendi faaliyet konularına göre aktiviteler yaptılar.
Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sıddıka Semahat Demir‘in de destek verdiği hafta kapsamında tüm üniversitede bir hafta boyunca yer gök etikti. Öğrencilik Yaşamı Birimi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Gülsüm Gökgöz liderliğinde yürütülen ve üniversitenin Kariyer Birimi Başkanı Öğr. Gör. Mehtap Gülaçtı tarafından desteklenen etik haftasında öğrencilerin ‘etik’ kavramını sahiplenmeleri son derece ümit vericiydi. Y kuşağı gençlerin, bu pragmatik olguyu keşfetmiş olmaları da ayrıca sevindirici.
Yürütülen girişimlere baktığımda, aklımdan şu cümle geçti:
‘Etik’, değerini bulacak…
Etik çalışmaları hakkında detaylı bilgi: EDMER – Etik Değerler Merkezi Derneği
İlgili yazılar
Etik ‛Ahlak Eğitimiʼne Kültürel Bakış
İş Hayatında Roller ve Analizleri
Çalışma Hayatımızın Vazgeçilmezi: İş Sağlığı ve Güvenliği
İşçinin Anayasal Hakları: Çalışma Şartları
Yargıtaya Göre Psikolojik Taciz: Mobbing
Anatomik Mobbing Histolojisi: Mobbing’i Talep mi Ediyoruz?