Bilimsel araştırmalara göre diş ve diş eti hastalıkları kalp ve damar hastalıklarının oluşmasına zemin hazırlıyor. Daha sağlıklı dişler için neler yapabilirsiniz?
Daha sağlıklı dişler için 7 bakım önerisi
1. Dişler fırçalanırken, diş ve diş etlerine paralel hizada dairesel hareketler uygulanmalıdır. Diş fırçalaması esnasında, dişlere veya diş etlerine çok hafif ya da çok kuvvetli baskı yapmaktan kaçınılmalıdır. Her 3-4 ayda bir diş fırçası yenilenmelidir.
2. Diş temizliğinde, diş fırçalarının niteliği ve dişlere olan uygunluğu büyük önem taşır. Diş fırçasının sapı rahat bir kullanıma imkan vermesi açısından esnek boyunlu olmalıdır. Diş fırçası, çok sert ya da aşırı yumuşak olmamalıdır.
3. Diş fırçalama işlemi, dil fırçalamayla devam etmelidir. Dilin arka sırtından başlanarak, öne doğru fırçalama işlemi yapılmalıdır. Dil fırçalama için özel olarak hazırlanmış ve genellikle diş fırçalarının üst, arka kısmında yer alan dil temizleyici başlıklar bu amaçla kullanılabilir.
4. Evde yapılan günlük bakım diş taşlarının oluşumunu en az seviyede tutmakla beraber, tamamen önleyememektedir. Hekimi tarafından yapılacak işlemle diş fırçası ve diş ipi ile temizlenemeyen bölgelerdeki sertleşmiş diş taşları ortamdan uzaklaştırılır.
5. Diş ipi mümkünse günlük yaşamda, diş temizliğinin önemli bir parçası olarak görülmelidir. Çünkü düzenli diş ipi kullanımı, diş fırçalarının ulaşmakta yetersiz kaldığı diş aralarına ulaşarak, gıda artıklarını temizlemektedir. Gıda artıklarının bu yolla düzenli olarak temizlenmesi, diş çürüklerinin oluşumunu önemli ölçüde engellemektedir.
6. Yılda iki kez diş hekimine gidip genel ağız muayenesi yaptırılmalıdır.
7. Sigaranın ağızda çürük oluşumu, dişeti hastalıkları, dişlerde sararmaya neden olması dışında kalp ve damar hastalığı riskini arttırdığı için kullanılmamalıdır.
Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Çağdaş Kışlaoğlu kötü ağız hijyeni olan kişilerde, enfeksiyonun görülmediği bireylere kıyasla daha fazla kalp krizine rastlandığını belirtiyor.
Kalp krizi mi, diş ağrısı mı?
Toplumumuzda ağız sağlığına gereken önem verilmiyor. Oysa ki diş ve dişetlerinin durumu kalp ve damar sağlığını etkileyebiliyor. Yapılan araştırmalar ağız sağlığı ile kalp-damar sağlığı arasında önemli bir bağ olduğunu yönündedir.
Önemsenmeyen bir diş ağrısı aslında kalp krizi belirtisi olabiliyor. Çünkü kalp krizi ağrılarının bir kısmı dişe vuruyor. Hasta aslında kalp krizi geçirirken hissettiği ağrının çürük dişten kaynaklandığını düşünerek hekime gitmek yerine ağrı kesici kullanıyor. İlaçlarla ağrıyı geçirmeye çalışırken hasta hayatını kaybedebiliyor.
Kalp rahatsızlığı olan kişilerin dişlerinde var olan mikroorganizmalar dental işlem sırasında vücuda damar yoluyla yayılabiliyor. Bu nedenle hastaların yapılacak işlem öncesinde diş hekimlerini sahip oldukları hastalık konusunda bilgilendirmesi gerekiyor. Bu şekilde dental işlem öncesinde hastaya gerekli tıbbi konsultasyonlar yapılarak koruyucu ilaç tedavisi uygulanabiliyor.
Dişeti hastalıkları önemsenmeli
Ağız ve diş bakımının doğru yapılmaması, diş ve dişeti hastalıklarına neden olmaktadır. Diş hastalıklarında meydana gelen iltihabi değişiklikler var olan koroner hastalıkların şiddetlenmesine de neden olabilir. Diş fırçalama esnasında bile diş etinden bulaşan bir bakteri bile kana karışıp yaşamsal riske neden olabilir.
Diş eti hastalıklarının belirtileri nelerdir?
Diş eti hastalıklarının en önemli belirtileri; diş fırçalarken ya da kendiliğinden oluşan diş eti kanamaları, ağızda tat bozukluğu, iltihap kaynaklı kötü ağız kokusu, sallanan dişler, dişler ve diş etlerinde kaşınma hissi olarak öne çıkar. Bu şikayetlerle hekime giden hastanın muayenesinde; diş etlerinde kanama, ağızda kötü bir tat veya koku, kırmızı ve şiş diş etleri, soğuk sıcak hassasiyeti olup olmadığına bakılır. Diş ile diş eti arasında meydana gelen ceplerin derinliği, periodontal sond vasıtasıyla ölçülerek, radyografik bulgularla değerlendirilir ve teşhis konur. Dişeti hastalığının tedavisi mümkündür.
Hekim tarafından uygulanan diş eti tedavisi ile hem diş eti iltihabını, hem de buna bağlı gelişebilecek kalp hastalıkları riskini kontrol altına alabilmek mümkün olmaktadır.