Grup terapileri kanser tedavisinde önemli destek

Kanser hastalarında psikiyatrik hastalıkların yüksek oranda görüldüğüne dikkat çeken uzmanlar, tedavi sürecinde psikolojik desteğin önemini vurguluyor. Haftalık grup terapisi gibi organizasyonların yalnızlık duygusunu engelleyebileceğini belirten Psikiyatrist Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, “Bu kişiler birbirlerine destek olabilirler. Bu etkinliklerde yanlış bilinenlerin de düzeltilmesi sağlanır. Kanserde ve diğer birçok hastalıkta kaygıyı artıran bilgi eksikliğidir” dedi.

kanser tedavisi grup terapisi

Kanser hastalarında grup terapisi bilgilenmeyi sağlıyor, yalnızlık duygusunu engelliyor.

Kanser konusunda farkındalık oluşturmak ve kanser vakalarını önlemek amacıyla her yıl 4 Şubat, Dünya Kanser Günü olarak anılıyor.

Üsküdar Üniversitesi NPFENERYOLU Polikliniği’nden Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, kanserin pek çok psikiyatrik hastalığa zemin hazırladığını belirterek tedavi sürecinde psikolojik desteğin önemli olduğunu söyledi. Ünsalver, şunları söyledi:


Kanser tanısı kişide huzursuzluk uyandırır, karamsarlığa sevk eder. Çünkü kanser, acı çekmek, bedenin şekil değiştirmesi, hayat kalitesinin bozulması ve beklenen yaşam süresinin kısalmasıyla ilişkilendirilir. Cerrahi müdahaleler dış görünüşte değişikliklere neden olacaktır. Kemoterapi ve radyoterapi de hem dış görünüşü değiştirecek hem de özellikle kemoterapi uygulamaları sırasında bulantı, kusma, saç dökülmesi ve yorgunluk gibi yan etkilerin ortaya çıkmasına neden olacaktır.

Yakınlarıyla konuşmakta güçlük çekiyorlar

Kanser hastalarında psikiyatrik hastalıklar yüksek oranda görülmektedir. Hastalık doğası gereği psikiyatrik hastalıklara zemin hazırlar. Hastalar bu tanıyı yakınlarıyla rahatça konuşmakta güçlük çekerler. Özellikle genç hastalarda beklenen yaşam süresinin kısalmış olmasını kabullenmek güçtür. Kanserin tekrar etmesi korkusu ya da çocuklarının büyüdüğünü görecek kadar yaşayamamak korkusu olabilir. Hastalığın tekrar etmesi, ağrılı bir seyirle ilişkilidir ve artık tablonun düzelmeyeceği düşüncesini tetikleyebilir.

Suçluluk duygusu hissedilebilir

Bazı kanser tipleri yaşam tarzıyla ilişkili olabilir. Sigara içmenin akciğer ve mesane kanseriyle ilişkisi iyi bilinir. Yoğun alkol tüketimi ağız içi ve yemek borusu kanserleri, karaciğer kanseri ve barsak kanseriyle ilişkilidir. Cinsel yolla bulaşan human papilloma virus ise kadınlarda rahim ağzı kanserinin en önemli nedenlerindendir. Bu kanserlerden birine yakalananlar hastalıklarına kendilerinin yol açtığını düşünerek yoğun suçluluk duyabilirler. Hastalığı getirdiğine inandıkları davranış örüntüsü nedeniyle yoğun vicdan azabı duyarlar. Bazen yaşam tarzının kanserle doğrudan ilişkisi kurulamasa da bazı hastalar kanserden kendilerini sorumlu tutarlar. Hastalığı karakter bozukluğu ya da stresle başa çıkamamaya bağlayabilirler.

Tedavinin etkileri zemin hazırlayabilir

Tedavinin etkileri de psikiyatrik hastalıklara zemin hazırlayabilir. Tedavi hiç de kolay değildir. Örneğin meme kanseri tedavisinde memenin tamamen alınması kadınlık hissini zedeleyebilir. Cinsel çekiciliğin azalacağından ve eşlerinin kendilerini reddedeceğinden korkabilirler. Meme kanseri ameliyatından sonra oluşan başka bir sıkıntı da koldaki lenf bezlerinin şişmesine bağlı görüntüdeki bozulmadır. Erkeklerde prostat kanseri ameliyatı sonrası bazen idrar kaçırma ortaya çıkabilir ki bu kişinin sosyal hayatını kısıtlayabilir

Kemoterapi, bulantı ve kusma nedeniyle yoğun kaygıya neden olabilir. Hatta bazen şartlı fobik kaygı ve kişi tedaviye geldiğinde yaşayacağı sıkıntıyı düşünüp tedaviyi bırakmayı düşünebilir. Bazen kemoterapide kullanılan ilaçlar depresyon, deliryum ya da maniye de neden olabilir. Radyoterapi kemoterapiden daha iyi tolere edilir ancak çok yorgunluk yapar. Bu tedavilerin üreme organları üstündeki etkisi doğurganlığı da etkileyebilir.


Psikiyatrik hastalıklar alevlenebilir

Kanser teşhisinden önce psikiyatrik hastalığı olanlarda psikiyatrik hastalık tekrar edebilir ya da alevlenebilir. Psikiyatrik hastalığın yetersiz tedavisi bağışıklık sistemini ve dolayısıyla kanser seyrini olumsuz etkileyebilir. Psikiyatrik tablolar arasında en çok uyum sorunları görülür. Uyum sorunu daha çok tedavinin başında görülür ancak ilerleyen dönemlerde kontroller sırasında, kan alımı gibi çeşitli tahliller yapıldığında da sonuçlar çıkana kadar uyum sorunları gözlenebilir. Bazen MR ya da radyoterapi makinelerine girmek agorafobiye bağlı güç olabilir ya da bu tetkik ve tedavi sırasında agorafobi gelişebilir ve sonuçta hastanın tedaviyi reddetmesi noktasına gelinebilir.”

Kanserle başa çıkmada 4 psikolojik yöntem

Özellikle kötü seyirli kanser türünün tanısının yeni konulduğu aşamada intihar riskinin yüksek olduğunu belirten Ünsalver, “Kanser tanısı sonrası intiharların yüzde 40’ı ilk 1 yıl içerisinde olur. Çalışmalarda kanserle psikolojik yönden 4 başa çıkma şekli ortaya çıkar: Savaşçı ruhu, inkâr, metanetle kabul etme ve çaresizlik/umutsuzluk. Savaşçı ruh ortaya koyan ve inkâr edenlerin 5 yıllık sürede hastalık tekrar oranlarının daha düşük olduğu gösterilmiştir (Greer 1979)” dedi.

Grup terapileri tedavide önemli destek

Haftalık grup terapileri ve paylaşım grupları gibi organizasyonların hastaların yalnız hissetmesini engelleyebileceğini belirten Ünsalver, “Bu kişiler hastalıkları konusunda birbirlerine destek olabilirler. Ayrıca bu tür toplantılarda yanlış bilinenlerin de düzeltilmesi sağlanır. Çünkü kanserde ve diğer birçok hastalıkta kaygıyı arttıran bilgi eksikliğidir” dedi.

Tanı gizlenmemelidir

Ülkemizde yaygın olan tanıyı hastadan gizleme eğiliminin hastaya faydadan çok zarar verdiğini belirten Barış Önen Ünsalver, hasta yakınlarına da şu tavsiyelerde bulundu:

“Belki tanı hemen paylaşılmasa da uygun zamanda bunu bilmeye ve buna göre hayatını planlamaya hakkı vardır. Zaten birçok hasta durumunu tahmin eder. Kimisi bu nedenle aile tarafından dışlanmış, otoritesini kaybetmiş gibi hissedebilir. Kendi hayatının kontrolünü kaybettiği ve artık başkalarına bağımlı olduğunu düşünüp tedaviye direnç gösterebilir. Anlaşılmadığını ve yalnız kaldığını hissedebilir. Bilmek insana güç verir. Hekim hastaya hastalığın seyri ve tedavi süreci hakkında yeterli bilgi verdiğinde hastanın tedaviye uyumu da daha kolay olacaktır. Elbette tanıyı öğrendikten sonraki ilk aşamada duygusal boşalma yaşanması beklenir, ama bir süre sonra uyum sağlanacaktır.”

İlgili yazılar

Kanseri ilaç tedavisiyle yenmek ne zaman mümkün olacak?


Kanserle mücadelede en büyük yardımcı: Sosyal destek


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.