S ve F harflerini duymakta zorlanıyorsanız dikkat!

Doğumsal olabildiği gibi ilerleyen yaşlarda da ortaya çıkabilen işitme kayıpları, sosyal ve psikolojik problemlere neden olabiliyor. İşitme kaybının konuşma, anlama ve öğrenmeye engel olmaması için erken dönemde teşhis ve tedavi edilmesi büyük önem taşıyor.

işitme kaybı nedir nasıl anlaşılır

Memorial Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Op. Dr. Ozan Gökdoğan, “03 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü” öncesinde, işitme kayıplarının kişinin günlük yaşamında önemsenmeyen belirtilerle ortaya çıkabileceğini belirterek, tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Kullanılan ilaçlar işitme kaybı nedeni olabilir

İşitme kaybı, kişinin duyma ve duyduğunu anlama fonksiyonlarının azalması olarak tanımlanmaktadır. Sonradan ortaya çıkan işitme kayıplarına yol açan faktörlerin başında; geçirilen bazı hastalıklar ve kullanılan ilaçlar yer almaktadır. Bu hastalıklardan bazıları; kızamık, kabakulak, çeşitli ateşli hastalıklar ya da enfeksiyon hastalıklarıdır. Bazı antibiyotikler, kemoterapi, tansiyon ilaçları ve aspirin kullanımı işitme kaybını tetikleyebilmektedir. İşitme kaybının sık görülen bir diğer nedeni de gürültüye maruz kalmaktır. Çalışma ortamlarında ve çevresel kaynaklarda oluşan gürültüler gün geçtikçe toplumun işitme sağlığını olumsuz etkilemektedir. Kulaklıkla müzik dinlemek, trafik gürültüsü, eğlence yerlerindeki gürültüler de işitme kaybına neden olabilecek faktörler arasındadır. İlerleyen yaşla birlikte işitme kaybı görülme oranı da artmaktadır. 65- 75 yaş arasındaki her 3 kişiden 1’inde işitme kaybı saptanmaktadır. 75 yaş üzerinde bu oran %50’ye kadar çıkmaktadır.


Yüksek sesle konuşmak işitme kaybına işaret edebilir

İşitme, zaman içinde yavaş yavaş bozulabilmektedir. Bu durum da teşhisin gecikmesine neden olabilir. İşitme kaybının en temel belirtileri; söylenilenleri sık tekrarlatmak ve yüksek sesle konuşmaktır. İşitme kaybının erken döneminde, çocuk sesi gibi yüksek frekanslı seslerin, “S” ve “F” içeren seslerin anlaşılması daha güçtür. Diğer belirtiler şu şekilde sıralanabilir:


  • Telefon konuşmalarının anlaşılmasında zorlanmak
  • Çevre gürültüsü varlığında işitmede güçlük çekmek
  • Birden çok kişinin konuştuğu bir ortamda konuşmayı takip edememek
  • İnsanların net konuşmadığını ve mırıldandığını düşünmek
  • Sıklıkla karşıdakinin söylediğini yanlış anlamak veya yanlış cevap vermek
  • Söylenilenlerin sıklıkla tekrar ettirmek
  • Televizyon sesinin çok açmak
  • Kulaklarda çınlama ve uğultu

“Yenidoğan İşitme Taraması Programı” çocukların dil ve konuşma gelişimi açısından önem taşıyor

İşitme kaybının erken teşhisi, özellikle yenidoğan ve bebeklik döneminde oldukça önemlidir. Bu dönemde işitme kaybının erken teşhis edilmesi için rutin olarak “yenidoğan işitme taraması programı” uygulanmaktadır. Bu yöntemle işitme kaybı olan çocuklara ilk 3 ayda tanı konulur ve işitme kaybının cihaz veya implantlarla düzeltilmesi sağlanır. Çocuğun dil ve konuşma gelişimi açısından erken teşhisin çok önemli olduğu unutulmamalıdır. Teşhiste erişkinlerde “odyometri testi” olarak bilinen işitme testleri kullanılmaktadır. Klasik odyometri testleri, erişkinlerde ve uyumlu çocuklarda işitme kaybı tanısı için kolayca kullanılabilecek testlerdir. Küçük çocuklarda tanı için “oyun odyometrisi” kullanılmaktadır.Çok küçük bebeklerde ve odyometri testi yapılamayan durumlarda BERA testi ile işitme kaybı değerlendirilmektedir.

Tedavi işitme kaybı tipine ve derecesine göre belirleniyor

İşitme kaybının tedavisi, işitme kaybının tipine ve derecesine göre planlanılmaktadır. İletim tipi işitme kayıpları; ilaçlar, diyet değişiklikleri ve bazı cerrahi müdahalelerle düzeltilebilmektedir. Sinirsel tip işitme kayıpları ise sıklıkla işitme cihazlarıyla tedavi edilmektedir. İşitme kaybı yaşayan her beş kişiden biri cihaz kullanabilmektedir. İşitme kaybı ile sağlanan ses normal sesten biraz farklıdır. Hastaya bu durumla ilgili bilgi verilmelidir. Biyonik kulak, sıklıkla çocukluk dönemi işitme kayıplarında kullanılsa da son dönemlerde erişkinlerde kullanımı da giderek artmaktadır.

Aile desteği çok önemli


İşitme kaybı olan kişilerin hayata adaptasyonunda aile ve çevre desteği oldukça önemlidir. Erken dönem işitme kayıplarında kişinin yaşam alanları bu duruma göre düzenlenmelidir. Örneğin oturma düzeni, karşılıklı olacak şekilde olmalıdır. İşitme kayıplarında dudak okuma ve mimiklerin etkisi iletişimi kolaylaştırmaktadır. İşitme kaybı yaşayan bir kişiyle konuşurken dikkat edilmesi gerekenler:

  • Konuşmaya başlamadan önce çevredeki televizyon, müzik vb. sesler azaltılmalıdır.
  • Dikkatin yalnızca karşıdaki kişiye odaklanması sağlanmalıdır.
  • Konuşurken dudak hareketleri görülebilir olmalıdır.
  • Bağırmadan ama anlaşılır bir şekilde konuşulmalıdır.

Tuz hakkında doğru bilinen yanlışlar neler?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.