Vücutta mor ve kırmızı döküntülere dikkat!

Vücudun farklı bölgelerinde ortaya çıkan mor ve kırmızı renkli döküntülerin ve kanamaların nedeni, “trombositopeni” olarak adlandırılan kandaki trombosit sayısının azalması durumu olabilir. Bu duruma bağlı olarak ortaya çıkan kanamaların, sakatlıklara ve hatta hayati kayıplara neden olmaması için erken tanı ve tedavi büyük önem taşıyor.

Vücutta ortaya çıkan mor - kırmızı renkli döküntü ve kanamaların nedeni, kandaki trombosit sayısının azalması durumu olan trombositopeni olabilir.

Memorial Ankara Hastanesi Hematoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Türker Çetin, kanda trombosit eksikliği hakkında bilgi verdi.

En önemli belirtisi kanamalar

Trombositopeni, kan hücrelerinden biri olan ve trombosit olarak adlandırılan kan pulcuklarının normalden daha az sayıda bulunması durumudur. Kan dolaşımına geçen trombositlerin görevi; kan damarı hasar gördüğü zaman hasar gören yere yapışmak ve salgıladıkları maddelerle damarı büzüştürerek kanamanın azaltılmasını sağlamaktır. Bu tablonun nedenleri; kemik iliğinde trombosit yapılamaması, kandaki trombositlerin hızla yıkılması veya harcanması ya da dalak büyümesidir. Hastalığın en önemli belirtisi olan kanamaların ortaya çıkma çeşitleri şu şekilde sıralanabilir:


  • Mor-kırmızı deri döküntüleri
  • Küçük kesiklerde bile uzun süreli kanama
  • Burun kanaması
  • Sızıntı şeklinde dişeti kanaması
  • Uzun süren veya miktarı fazla adet kanaması
  • Ameliyat sonrası kan nakli gerektirecek kadar fazla kanama olması
  • Mide-bağırsak sistemi kanaması
  • Beyin kanaması
  • Kırmızı idrar
  • Dışkıda kan

Kanamaların nedeni hastanın kullandığı ilaçlar olabilir

Trombositopeni tanısı hastalığın öyküsü, hastanın muayenesi ve test sonuçlarına göre konulur. Hastalığın öyküsü sorgulanırken üzerinde durulması gereken noktalar; kanamaya ait belirti ve bulguların ne zaman başladığı, kanamaya yol açan bir darbeye maruz kalıp kalmadığı, hastanın kullandığı reçetesiz satılan ve bitkisel olanlar dahil tüm ilaçlar ve içecekler, kan ve trombosit nakli yapılıp yapılmadığı, AIDS riski bulunup bulunmadığıdır. Hastanın muayenesinde ciltte mor-kırmızı renkli döküntülerin ve beraberinde solukluk ve enfeksiyon bulgularının olup olmadığına bakılır. Hastalığın tanısında kullanılan başlıca testler ise; tam kan sayımı, periferik yayma ve kemik iliği incelenmesidir.

Ağır tablolar kan nakli gerektirebilir

Tedavide amaç, kanamaların neden olabileceği sakatlık ve hayat kaybı risklerinin önlenmesidir. Tedavinin şekli altta yatan nedene göre değişiklik gösterir. Özellikle kalıtsal olan durumların önemli bir kısmı kanamaya yol açmadığından tedavi gereksinimi yoktur. Hastaların düzenli aralıklarla izlenmesi yeterlidir. İlaca bağlı trombositopenilerde ilacın kesilmesi genellikle yeterli olur. Durum ciddi ise ilaç tedavisi gerektirir, kanama varlığında kan veya trombosit nakli yapılabilir veya dalağın alınmasını önerebilir.


Tüm ilaçlar doktor kontrolünde alınmalı

Hastalığın önlenip önlenemeyeceği altta yatan özel nedene bağlıdır. Birçok ilaç bu duruma neden olma potansiyeline sahip olduğundan reçetesiz satılanlar dahil tüm ilaçlar kontrolünde alınmalıdır. Geçmişte trombosit sayısını düşürdüğü bilinen ilaçlardan uzak durulmalıdır. Özellikle ağrı kesiciler başta olmak üzere trombositlerin fonksiyonunu bozarak veya sayısını azaltarak kanama riskini artıran ilaçlar kullanılmamalıdır. Ağrı kesici olarak bir ilaç alınacaksa trombosit fonksiyonlarını bozmayan ve onların sayısını azaltmayan parasetamol içerikli ilaçlar tercih edilmelidir. Alkolün aşırı alınması trombosit yapımını azaltabilir. Trombositopeni öyküsü olanlar aşırı alkol almamalıdır. Trombositopeni varsa kanama bulgu ve belirtileri konusunda uyanık olmak gerekmektedir. Bulgu veya belirtiler ortaya çıktığında bir sağlık merkezine başvurulmalıdır.

İlgili yazılar

15 Şubat Çocuk Kanseri Günü


Yaşam Bankası nedir? Ölümcül hastalıklara çare


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.