Çapulcu Karanfil hakkında bilmemiz gerekenler

Bilimsel adı: Dianthus caryophyllus. Anlayacağımız dil ile: karanfil. Şöyle bir göz gezdireyim dedim bu “çapulcu” çiçeğin özelliklerine. Çapulcu dedim, çünkü birazdan aşağıda açıklayacağım başlıklar bu çıkarımda bulunmama sebep oldu.

Çapulcu Karanfil hakkında bilmemiz gerekenler

”Özgürlüğüne Düşkün Bir Çiçek” diyorlar çapulcu karanfile

Bir çiçek düşünün: En iyi yetişme alanı açık hava. Kapalı bir yerde ya da evinizde yetiştirirseniz çiçekten istediğiniz verimi alamıyorsunuz. Capcanlı bir kırmızıda açmıyor o güzelim çiçekleri. Soluk oluyor her yeri. Ama bazıları ısrarla bu çiçeği eve alıştırmaya çalışıyor. ”Arkadaşlar karanfillere söyleyin evlerine gitsinler, evlerde yetişsinler yoksa hiçbir mesuliyeti üzerimize almayız. Kırılır mırılır, Allah göstermesin! diyorlar.

— Özgür, hür, bağımsız bir karanfil herkesin istediği şey.


Diyor zat-ı alileri. Ve karanfil sesleniyor ekselanslarına:

— Ama en önemlisi, önce kendiniz kurtulacaksınız bu kölelikten. Ve okumamalısınız bundan sonra, kölelikten kurtulmuşluğun şiirlerini…

”Günde en az 3 – 4 saat direkt güneş alabilmeli” diyorlar çapulcu karanfil için

Dikkat edin: “Yüksek binaların olduğu bir şehirde, büyük büyük gökdelenlerin gölgesinde iyi yetişir” demiyorlar. 3-4 saat direkt güneş ışığı gelmeli üzerine. İçesine içesine çekmeli o biricik güneşi…

Gerçi kime anlatıyoruz ki. Gölgesini satamadığı ağaçları kesenler aslında her şeyi  kendileri için yapıyor. Kendi çiçekleri yetişsin diye o güzelim ağaçları kesiyorlar. Fakat ben hala kesilen bir ağacın altına karanfil dikildiğini görmedim. Betonun üstündeki plastik çiçekleri sever çünkü “o muhteşem nesil“.

Onların çiçekleri bu yüzden hiçbir zaman gerçek bir çiçek gibi kokmayacak. Kokmasın da. Bize karanfil yeter. Yeri gelir betonu bile deler…

beton delen çiçekler karanfil

“Uzun süre ıslak toprağı sevmezler” diyorlar çapulcu karanfil için

Tamam. Nilüfer gibi güzel çiçekler sevebilir ıslak toprağı ya da bir begonya. Ama karanfil, sevmiyor işte. Topraktan geldik, çorak topraktan. Her şeye dayanıklıyız. “Ama hiçbir zaman bizlere güzel görünmek için sürekli sulayan bir ev hanımını sevmedik, açık alanlardır bizim yerlerimiz. Bataklığa çekmeye çalışanları da yazıyoruz bir kenara” diyor karanfil, usulca. Bize lazım olan şeyi (su) çok vererek bizlere iyilik yapamazsınız çünkü biz; bize verilenin karşısında alınacakların da bilincindeyiz” diyerek sağda solda konuşuyormuş bazı karanfiller, demedi demeyin…

Gül romantiktir, Karanfil trajik

Romantik bir akşam yemeğinin dekoru deyince hepimizin aklına gelen bir dekordur ‘gül”.

Yaprakları  sevdiğinin başından aşağı dökülünce yerlerde yine aynı çiçeğin yaprakları kalır: ”gül”ün.

Barışmak istediğiniz sevgilinizin yanına giderken aldığınız bir destedir: ‘gül’.

Tek bir adedi ile ‘seni seviyorum’ demenin adıdır ‘gül’.

Gördüğünüz gibi hep benzer sahnelerde karşımıza çıkıyor gül. Romantik filmin ana unsurlarından birisi olarak.


Karanfil ise öyle mi?

Arabasına bomba konulup öldürülen bir fikir işçisinin tabutuna atılıyor mesela. Arka fonda ”uğurlar olsun” müziği çalıyor, usulca…

uğur mumcu'nun katledildiği arabası
Uğur Mumcu’nun katledildiği arabası
hrant
Hrant Dink’in Ayakkabısı

Azınlıkta olduğu için öldürülen bir adamın  son gördüğü çiçektir karanfil. Arka fonda ‘o’ adamın yırtık ayakkabısının olduğu son fotoğraf ve ”sarı gelin” çalıyor, kısık sesle.

Ayakkabısı yırtık. Ama kutusunda kim bilir hangi ıvır zıvırlar dolu. Belki para dolu olsaydı o ayakkabının kutusu, böyle olmayacaktı. Ama olsundu. Devletin bekası için olabilliyor böyle şeyler diyorlar. Karanfil borsasının yüz akları…

Trajik filmlerin çiçeğidir karanfil…

Ve bizler, yalnız ve güzel ülkenin sahipleri!

Severiz karanfilleri…

Banksy

”Sıcak günlerde akşamları su fısfıslamak iyi gelir. Su sisleme gibi olmalı, hortumla üstlerine su sıkmamalı” diyorlar  çapulcu karanfil için

Baskılamayın diyorlar, bütün tazyiğinizi onun üzerine doğrultmayın diyorlar. Bakınız, tazyiğiniz ile onu kırabilirsiniz. Ama bunu yaparak da sadece o “karanfil’i kırarsınız. demiyorlar,diyemiyorlar. Başka yerlerdeki başka karanfiller mutlaka yaşamaya devam edecektir.Biliyorlar.

Biz sizden çok birşey istemiyoruz. İstediğimiz şey bir gram “su”. Onu da boğazımıza dizmezseniz çok seviniriz. Zira sizin ne kadar da “boğaza dizen, yarıda bıraktıran, umudu baltalayanlardan olduğunu biliyoruz, kıymetli karanfil sahipleri!, Sahipsiz karanfilin sahibi olabileceğini düşünen kıymetli düşünce acizleri…

”Karanfil çiçekleri solmaya yüz tuttuğunda hemen kesilip atılmalıdır ki yeni çiçekler açmaya devam edebilsin.” diyorlar çapulcu karanfil için

Hep yenidir karanfil. Yenilen‘in yeniliği vardır onun üzerinde. Tamam yeniliyor, tamam yenilmekte, tamam yenilecek de. Ama solmaya yakın her çiçeğimiz de arkamızda başka bir çiçeği getiriyor. diyor karanfiller. E o zaman karanfil yenilmiş mi oluyor?

ağaoğlu

Ve son olarak, bundan bir süre önce Ağa‘nın biri, İstiklal caddesi üzerinde meydana gelen bombalı saldırı sonucunda, aşağı yukarı 15 senedir gitmediği caddeye, ortanca hanımının doğum günü münasebetiyle gidiyor ve patlamada ölen turistlerin bulunduğu yere ”millet fakir karanfil bırakıyor, ben gül bıraktım” diyor, diyebiliyor…

Afedersiniz de bayım,


Siz, karanfillere paha biçecek kadar zengin değilsiniz!