Die Welle: Cehaletin birliğinden ne doğar?

”Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir.” Platon

die welle film izle wave dalga tehlikeli oyun

Die Welle, bir Dennis Gansel filmi

Die Welle; yönetmenliğini 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali Jüri Özel Ödülü’nü kazanan yönetmen Dennis Gansel‘in yaptığı; “akım kültürü”nün etkisiyle , genç bireylerin bir gruba ait olma güdülerini konu edinen ve Morton Rhue‘nin Dalga adlı romanından değişiklikler yapılarak sinemaya uyarlanan film. Öyle ki kitapta olayların geçtiği yer Amerika’da olmasına rağmen filmde Alman Gymnasium’unda (lisesinde) geçiyor. Kitaba sadık bir uyarlama olmadığı söylenilebilir. Ama bu filmin yetisine bir zarar değil!

Akım kültürü; toplumsal düzenin ve onun değişiminin bir gereği olarak, dünya görüşü ve sanat anlayışı bakımından eserleriyle ortaya koydukları ve sürdürdükleri ilkelerin toplamından doğan tutarlılık denilir.  Amerikan gençlik filmlerinin aksine lisede geçen film, etkileyici silsileler ile yavaş ilerleyen filmi sıkmadan izlettirebiliyor.


die welle tha wave tehlikeli oyun

“Disiplin aracılığıyla Güç, Birlik aracılığıyla Güç”

The Third Wave -Üçüncü Hare-  isimli deneyi konu alan film ; tarih öğretmenleri Rainer Wenger öğrencilerine demokratik toplulukların bile faşizme bağışıklı olmadıklarını göstermek istiyordur. Sınıfta öğretmenlerinin liderliğiyle bir birlik oluşturulur ve bu birliğe  katılanların nasıl etkilendiklerini görmek ve onlara gösterebilmek adına sınıfta bir disiplin modeli oluşturur. “Disiplin aracılığıyla Güç, Birlik aracılığıyla Güç”  ülküsüyle öğretmenlerinin marjinal ve dostça yaklaşımıyla, sınıfta otorite kurmayı başarır.

Bu deney, bir hafta süren proje haftasında otokrasi dersini seçmeleri ile başlıyor. Öğrenciler bireyselliğin karşısında birlik ve beraberlik içerisinde olmaya başlıyor. Bu beraberliğin adına “Die Welle” (Dalga) ismini verirler. Onları temsilen onlara özel bir selamlama şekli, sloganları ve sembolü yaratıyorlar. İlk başta zararsız ziyansız gibi görünen birlik, zamanla bağnazlığa varıp aşırılığa varıyor. Okulda ve dışında çılgınlık haline dönüşen birliğin giderek nasıl sapkın bir ideoloji haline geldiğini görürüz. Dalgaya katılmayan herkes yaftalanıp, ötekileştirilir. Dalgadan olmayanlara düşman gözüyle bakılır.


Zamanla kontrolden çıkan grupta herkes daha iyiye gitmiyor bittabi. Önceden gözde ve popüler kişiler ise bu eşitlikten memnun kalmıyor mesela. Grubun dağılması için farklı yöntemler denerler. Özetle; öğrencilerin psikolojik sorunlarını yenmek için sığındıkları ”Die Welle’nin sebep olduğu olumsuz sonuçlara, yine bir dalga gibi şahit oluyoruz.

Platon’un sözünü aklımıza getirmemiz gerekir burada. En azından benim aklıma gelen oydu başta. ”Demokrasinin asıl prensibi, halkın egemenliğidir.” Fakat halk yetişmemiş kimselerse. Ve güzel sözlü demagoglar başa geçer. Halk ne kadar kendisini kandırırsa kandırsın. Kaval çalan birileri olmasa da uyuyor rolü yapacaktır. Ta ki onu uyaran, dürtükleyen birisi çıka dek. Ve eğer çıkmazsa demokrasi denilen şey zamanla otokrasiye dönüşür.


Die Welle’de de bunun nasıl oligarşiye dönüştüğünü görüyoruz. İdeolojilerin temelinde yatan amaçların nasıl meydana geldiğini irdeleyen bu film, aynı zamanda biat etmenin, militarizm ve politika gibi kavramları da ele alıyor. İzlenmesi gereken bir film olduğu aşikar.

Dzigo Vertov’dan gerçeğin belgeseli: Film Kameralı Adam


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.