Organ bağışı ile ilgili bilinmesi gerekenler nelerdir?

Organ nakli bekleyen hasta sayısı her geçen yıl giderek artıyor. Bu artışın nedenleri arasında obezite, hipertansiyon, doğuştan gelen hastalıklar, akraba evlilikleri ve yanlış yaşam alışkanlıkları önemli rol oynuyor. Hastalarla birlikte ailelerinin de yeniden hayata bağlanması ise; ancak organ bağışı ile mümkün olabiliyor.

Organ bağışı ile ilgili bilinmesi gerekenler nelerdir?

3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası için Memorial Ataşehir Hastanesi Organ Nakli Merkezi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yalçın Polat, organ bağışı hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.

Organların hayata bağışlanması çok önemli

Organ bağışındaki yetersizlik, dünyada ve ülkemizde en önemli sorunlardan biridir. Son verilere göre şu anda yaklaşık olarak 25.000 kişi kadavradan bağış ile nakil olabilmek için beklemektedir. Ülkemizde kadavra organ bağışı az olduğu için canlıdan canlıya nakiller çok daha fazla yapılmaktadır. Organ bağışının artması için toplumda her bireye önemli görevler düşmektedir.


İnsanlar genellikle hayattayken organlarının bir parçasını sevdikleri kişiye vermekten çekinmemektedir. Kişinin hayatını kaybettikten sonra organ bağışlama fikrine henüz yaşarken sıcak bakması çok daha önemlidir. Hayatını kaybeden bir insan; böbrek, karaciğer, akciğer kalp, bağırsak, pankreas ya da kornealarını bağışlayarak birçok insana sağlıklı bir hayat armağan edebilir. Organların toprağa değil umutla bekleyen kişilere kısacası “hayata” bağışlanması gerekir.

Çocuklar, organ nakli ile sağlıklı bir geleceğe kavuşuyor

Bebeklerde ve çocuklarda doğuştan ya da sonraki dönemlerde gelişen bazı sebepler nedeniyle böbrek ve karaciğer yetmezlikleri sık görülebilmektedir. Akraba evlilikleri de bu tür hastalıkların oluşmasında önemli bir etkendir. Büyüme geriliği ve kalıcı problemler oluşmadan nakil operasyonunun gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Ancak günümüzde bağış yetersizlikleri birçok çocuğun da hayatını kaybetmesine yol açabilmektedir. Oysa ki başarılı bir şekilde nakli gerçekleştirilen ve muayene takibi yapılan çocuklar yaşamlarına sağlıklı bir şekilde devam edebilmekte, organ nakli ile hayata yeniden sarılabilmektedir.

Bağış için 2 dakikanızı ayırmanız yeterli

18 yaşını doldurmuş ve akli melekelere sahip her birey kendi isteği ile bağışta bulunabilir. Eğer bir kişi organ bağışında bulunmak istiyorsa eğitim ve araştırma hastanelerine, organ nakli yapan tüm kamu ve özel hastanelerin organ nakil koordinatörlerine başvurabilir. Organ bağışı yapmak için iki şahit huzurunda bir form doldurulması yeterlidir. Kişi hayattayken organlarını bağışladığı için kendisine bunu ibraz eden bir kart verilir. Daha sonra bu veriler Sağlık Bakanlığı’nın sistemine kaydedilmektedir. Organ bağışından vazgeçilmesi durumunda aileye bildirilmesi ya da Türkiye Organ Bağışı Bilgi Sistemi’nden kaydını sildirmesi yeterlidir.


Organlarınızı bağışladığınızı ailenizle paylaşın

Hukuki açıdan bir kişi akıl sağlığı yerindeyken organlarını bağışlamışsa ve bu kartı taşıyorsa bu kişinin organları öldükten sonra alınabilir. Ancak ülkemizde organların resmi olarak bağışlanması ve bağış kartı alınmasının yanında ölen kişinin aile bireylerinin de onayı gerekir. Vefat etmiş olan kişi eğer organlarını bağışlamışsa, bu kişinin birinci derece yakınlarından etik olması için de onay alınmaktadır. Dolayısıyla organ bağışı yapan kişiler bu konuyu mutlaka ailesiyle de paylaşmalıdır.

Bitkisel hayattaki kişilerden değil tıbben hayatını kaybetmiş bireylerden nakil yapılabilir

Bağış yapmış bir kişinin organlarının alınabilmesi için o kişinin tıbbi olarak hayatını kaybetmiş olması gerekir. Tıbbi ölüm, beyin ölümüdür. Bitkisel hayat tıbbi bir ölüm değildir. Kişinin şuuru açık olmasa da, solunum makinesine bağlı olsa da eğer o kişi bitkisel hayatta ise o kişinin organları alınmamaktadır. Beyin ölümü kararı; kardiyolog, nörolog, nöroşirurji ve anestezi uzmanlarından oluşan, organ nakli ekibi dışında başka bir ekip tarafından verilir. Kişiyi her bir uzman ayrı ayrı değerlendirir. Beyin ölümünün tespitiyle ancak bu kişi donör adayı olabilir.

Organ bağışı tamamen gönüllülük esasına dayanır

organ nakli hayat kurtarır

Hastanelerdeki beyin ölümleri Türkiye’de Ulusal Koordinasyon Merkezi tarafından takip edilmektedir. Beyin ölümü kararı verildikten sonra kişinin ailesi ile hastanenin organ nakli koordinatörleri görüşmektedir. Organ bağışı yapıldıktan sonra organ nakil merkezlerindeki ekipler bu konudan haberdar olmaktadır. Dolayısıyla hiç kimsenin organ bağışı için zorlanması mümkün değildir. Organ bağışı süreci tamamen gönüllülük esasına dayalıdır.

Organ nakli bekleyen kişilerle empati kurmak önemli

Organ nakilleri, insanların yeniden hayata tutunmasını sağlayan, sihirli bir dokunuştur. Bunun için herkese önerimiz, ilk boş vakitlerinde bir saatini ayırarak bir diyaliz merkezine ya da organ nakli yapan hastanelere gitmesi, nakil öncesi ve sonrasında bu hastaların durumlarını izlemesidir. İnsanlar aradaki bu farkı kendi gözleriyle gördükten sonra organ bağışına daha sıcak bakacaklardır.

Aile içinde bu konuyu gündeme getirin


Organ bağışı bilincinin toplumun her kesimine yayılması çok önemlidir. Bunun için toplumun en önemli birimi olan aile içinde de bu konu gündeme gelmelidir. İnsanların bu konuyu aileleriyle sadece yılda bir kez bile olsa tartışmaları organ bağışı bilincinin oluşması için önemlidir. Organ bağışı ve nakli ile ilgili akıllarında şüphe veya bir soru varsa bilgi almak için ilgili kurumlara başvurabilir. Sağlık Bakanlığı’nın organ bağışı birimlerinden de bilgi alınabilmektedir. Bu şekilde sistemin nasıl işlediği rahatlıkla öğrenilebilir.

Organ Bağış Haftası: Organ nakli hayat kurtarır!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.