Epilepsi ile ilgili bilinmesi gereken 10 gerçek

Halk arasında “sara” olarak bilinen epilepsi hastalığı erken tanı, doğru tedavi ve düzenli takipler sayesinde kontrol altında tutulabiliyor.

Epilepsi ile ilgili bilinmesi gereken 10 gerçek

Epilepsiyle ilgili doğru bilinen yanlışlar ise hastaların tedavi sürecini ve tüm yaşamını olumsuz etkileyebiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Abdullah Özkardeş, epilepsiyle ilgili bilinmesi ve dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi verdi.

1 – Bilinç kaybı olmadan nöbet geçirilebilir

Epilepsi beyinde yaşanan anormal elektriksel faaliyet sonucu ortaya çıkan bir tür kriz türüdür. Epilepsi denilince ani çığlıkla birlikte şuuruna kaybedip, yere düşen, sert kasılmalarla ağızdan salyalar akan nöbetler akla gelmektedir. “Grand mal” denilen klasik epilepsi nöbetlerinin yanı sıra şuur kaybı yaşanmayan, hastanın kolunda hafif bir atma ya da titreme gibi lokal epilepsi nöbetleri de olabilmektedir. Bazen nöbet çeşitleri arasında farklılıklar ve kaymalar yaşanabilse de genelde hasta aynı tip nöbetleri geçirmektedir.


2 – Sadece çocuklarda değil her yaşta görülebilir

Epilepside ailesel yatkınlık önemli olsa da nedeni belli olmayan hastalık grubundadır. Epilepsinin çocukluk çağı hastalığı olduğu yanılgısı toplumda yaygındır. Her yaş grubunun değişik epilepsileri vardır. Genellikle çocukluk epilepsileri çoğu erişkin çağa geçerken düzelmektedir. İdiopatik epilepsi denilen nedeni belli olmayan epilepsiler ise her yaşta yaşanabilmektedir. Azınlık bir grupta olsa da kafa travması, beyin kanaması, anevrizma gibi hastalıklar da epilepsiye neden olabilmektedir. Yaşam süresinin uzamasıyla birlikte epilepsi artık ileri yaşlarda daha fazla görülebilmektedir.

3 – Her travma ve yüksek ateş epilepsiye neden olmaz

Yataktan düşen, kafa travması yaşayan ya da yüksek ateşli hastalık geçiren çocukların epilepsili olacağı gibi bir inanış bulunmaktadır. Kafatasında kırık, beyin kanaması gibi hasarlara neden olmayan travmaların ileride bir sorun çıkartacağı görüşü yanlıştır. Önemli olan travmanın şiddeti değil beyinde bıraktığı hasardır. Bununla birlikte ateşli hastalıklar uzun sürmezse, çocuğun bedeninin bir tarafından güçsüzlük yapmıyorsa, aşırı ve uzun ateşlenmeler yaşanmıyorsa epilepsi yaşanma ihtimali bulunmamaktadır.

4 – Kilitlenen çeneyi açmaya çalışmak yerine nöbetin geçmesini bekleyin

epilepsi-nedir

Epilepsi nöbetleri sırasında kasılan ve çenesi kilitlenen hastanın dilini ısırmasını engellemek için çene sert bir cisimle açılmaya çalışılmaktadır. Nöbet geçiren hastanın ağzına sert bir cisim koymak ya da çeneyi açmaya çalışmak dişlerin kırılmasına ve ağızda yaralar oluşmasına neden olabilmektedir. Ağza yerleştirilen cismin boğaza kaçarak nefes almayı engellemesi, çok daha ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Epilepsi nöbetinin kendi kendine geçtiği ve sınırlı olduğu unutulmayarak, hastayı koruyacak unsurlara başvurmak gerekmektedir. Titreme yaşayan hastanın başını sert zemine vurması engellenmeli, ağızda oluşan köpük ve salyaların boğaza kaçmasının engellenmesi için hasta yan yatırılmalıdır. Hastanın çevresinde kendisine zarar verecek eşyalar uzaklaştırılması ve varsa gözlükleri çıkartılmalıdır. Gerekli önlemler alındıktan sonra genellikle 1 – 1,5 dakika süren epilepsi nöbetinin geçmesi beklenmelidir. Daha uzun süren nöbetlerde hasta ambulansla bir sağlık merkezine ulaştırılmalıdır.

5 – Soğan koklatmak hastayı ayıltmaz

Nöbet geçiren hastaya soğan koklatmak en çok yapılan yanlışlar arasındadır. Epilepsi nöbetleri geçici koma durumudur. Epilepsi nöbeti geçiren hastaya ne koklatılırsa koklatılsın hiçbir faydası olmayacaktır.


6 – Epilepsili hastalar spor yapıp, otomobil kullanabilir

Halk arasındaki yaygın inanışın aksine epilepsililerin spor yapmaları ya da otomobil kullanmalarında bir sakınca bulunmamaktadır. Ancak vücudun direncini düşüren belirli durumların, nöbetlerin ortaya çıkmasında etkin olduğu unutulmamalıdır. Aşırı yorgunluk, enfeksiyon, stres, uykusuzluk ve açlık nöbet seviyesini düşürmektedir. Grup halinde yapılan, risk içeren ve vücudu yorgun düşürebilecek futbol, basketbol, maraton, dağcılık gibi sporlardan hastaların uzak durması gerekmektedir. Yaşanan nöbetler kontrol altına alınmışsa ve hasta ilaçlarını aksatmıyorsa otomobil kullanımında bir sakınca yoktur.

7 – Düzenli takiple anne olabilirler

Epilepsililerin anne olamayacağı gibi, gerçekle ilgisi olmayan inanışlar halk arasında oldukça yaygındır. Epilepsi yani sara hastası kadınların anne olmasında bir sakınca bulunmamaktadır. Ancak, gebelik planlayan epilepsili kişiler en az 6 ay öncesinden doktoruyla konuşmalı ve asla ilaçlarını bırakmamalıdır. Epilepside kullanılan bazı ilaçların anne karnındaki bebekte doğumsal bozukluklara neden olabileceği unutulmamalıdır. Gebelik sırasında birden bırakılan ilaçlar şiddetli nöbetlere ve nöbetlerin neticesinde düşüklere neden olabilmektedir.

8 – Epilepsi hastası kendisine uygun meslek seçmelidir

Epilepsililerin çalışmasında doğru meslek seçimi yapıldığı sürece bir sakınca bulunmamaktadır. Asker, pilot, güvenlik görevlisi, avcı ya da balıkçı olmak yerine daha sakin ve tehlike içermeyen meslekler seçilmelidir.

9 – Epilepsi zihinsel bir bozukluk değildir

Halk arasında epilepsinin zihinsel bir bozukluktan kaynaklandığı veya hastalık ortaya çıktıktan sonra zihinsel kapasite kaybına yol açtığını düşünülmektedir. Ancak epilepsinin zihinsel bozukluklarla ilgisi yoktur. Ancak bazı istisnai durumlarda zeka gerilemesine yol açabilmektedir.

10 – Epilepsi tedavi edilebilir bir hastalıktır


Epilepsinin yaşam boyu sürdüğü ve tedavisinin olmadığı zannedilse de tedavisi mümkündür. İlaç tedavisiyle epilepsililerin büyük bir çoğunluğunda yaşanan nöbetlerin önüne geçilebilmektedir. 2 yıl nöbet geçirmemek kaydıyla ilaçlar yavaş yavaş kesilebilmektedir. Bazı hastalarda ilaç kesildiğinde nöbetlerin tekrar başlaması mümkündür. Bu tür hastalar ömür boyu ilaç kullanarak epilepsi nöbetlerinden korunabilmektedir. İlaçlara dirençli epilepsililerde ise cerrahi ile tedavi yolları bulunmaktadır.

Epilepsi hastalarına öneriler

  • Düzenli takipler ve ilaç alımı aksatılmamalıdır.
  • Uyku ve beslenme düzenine dikkat edilmelidir.
  • Yorgunluk, stres, depresyon nöbetleri tetikleyebilir.
  • Televizyon ve bilgisayar başında uzun zaman geçirilmemelidir. Işığa duyarlı fotoepilepsi hastalarında parlayan ışıklar nöbetleri harekete geçirebilir.
  • Ateşli hastalıklar uygun şekilde uzman hekim tarafından tedavi edilmelidir.
  • Alkol kullanımı hastalığın seyrini olumsuz etkileyebileceği için uzak durulmalıdır.

Baygınlık nöbetlerinin ‘epilepsi’ ile karıştırılması mümkün!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.