Doğuştan kalp hastalıklarında erken teşhis çok önemli!

Türk Pediatrik Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Derneği “7-14 Şubat Dünya Doğuştan Kalp Hastalığı Farkındalık Haftası” kapsamında toplumu ve aileleri doğuştan kalp hastalıkları hakkında bilinçlendirdi.

Doğuştan kalp hastalıklarında erken teşhis çok önemli!

Global biyofarma şirketi AbbVie’nin desteğiyle gerçekleştirilen toplantıda doğuştan kalp hastalığı (DKH) ile yaşayan çocukların eserleri sergilendi.

Tüm doğuştan hastalıklar arasında en sık görüleni kalbin yapısal bozukluklarıdır. Türkiye’de her yıl yaklaşık 12.000 doğuştan kalp hastası dünyaya geliyor.


1,2 Türk Pediatrik Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Derneği’nin öncülüğü ve global biyofarma şirketi AbbVie’nin desteğiyle düzenlenen toplantıda 7-14 Şubat Dünya Doğuştan Kalp Hastalığı Farkındalık Haftası’nda doğuştan kalp hastalığı ve sonuçları hakkında farkındalık yaratmanın ve toplumsal bilinci artırmanın önemi vurgulandı.

Türk Pediatrik Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Derneği’nin söz konusu hafta kapsamında düzenlediği organizasyonda kendi hikayelerini anlatan kalp hastası çocukların eserleri de toplantıda sergilendi.

Türk Pediatrik Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Derneği

Türk Pediatrik Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Nazan Özbarlas ve Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu’nun katılımıyla 8 Şubat 2017’de gerçekleşen toplantıda doğuştan kalp hastalığının, belirtileri ve sonuçlarına; erken teşhis için doğum öncesi ve sonrası kontrollerin önemine dikkat çekildi.

Doğuştan kalp hastalığı hakkında detaylı bilgi veren Prof. Dr. Nazan Özbarlas, erken teşhisin önemine işaret ederek, Türkiye’deki çocuk kalp sağlığı hizmetlerinin son yıllarda önemli ilerlemeler gösterdiğini, anne karnında teşhis konulabildiğini ve birçok ağır doğuştan kalp hastalığının kateter ya da ameliyat yolu ile tedavi edilebildiklerini söyledi. Prof. Dr. Özbarlas, sözlerini şöyle sürdürdü:

Doğuştan kalp hastası bebekler enfeksiyona daha açık

kalp hastalığı

“Kalplerinde orta veya geniş deliklerle doğan bebekler erken teşhis edilmez ve zamanında tedavi edilmezlerse kalp yetersizliği gelişebilir, akciğer tansiyonu yükselebilir, büyüme ve gelişmeleri geri kalır, sık tekrarlayan akciğer enfeksiyonlarıyla sağlıkları ve tüm ailenin yaşamı etkilenir. Diğer bir önemli doğuştan kalp hastalığı grubu morarma ile seyredenlerdir ki bu tip hastalığı olan çocuklar çok daha erken dönemde tedavi ve ameliyat gerektirir. Doğuştan kalp hastalıklı bebek ve çocuklarımız kateter yolu ile tedavi ya da ameliyat sonrasında normal veya normale yakın bir hayat kalitesine ve yaşam beklentisine sahip olabilir.”

Doğuştan kalp hastası olan bebekler için en önemli konulardan birinin enfeksiyon riski olduğunu belirten Prof. Dr. Özbarlas, “Doğuştan kalp kusuru olan bebekler Respiratuar Sinsityal Virüs (RSV), influenza A, B, adenovirus gibi etkenlerle oluşan solunum yolu enfeksiyonlarına daha kolay yakalanabilmektedir.3 RSV ile oluşan alt solunum yolu enfeksiyonu bu bebeklerde maalesef daha şiddetli seyretmekte, uzun sürmekte ve planlanan anjiyo veya ameliyatın gecikmesine neden olmaktadır” dedi.

Düzenli takip ve koruma önemli

düzenli takip

Kalp rahatsızlığı olan bebek ve çocukların sağlıklı bir kalbe kavuşabilmesi için anne ve babalara yapılması gerekenler konusunda da bilgi veren Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu, şöyle konuştu:


Anne ve babaların bu zor süreçte sabırlı olup çocuklarının takip ve tedavilerini kesinlikle aksatmamaları çok önemli. Çünkü doğuştan kalp kusuru ile dünyaya gelen bir bebeğin iyi beslenmesi, büyüme ve gelişmesinin yakından takip edilmesi gerekiyor.

Özellikle içinde bulunduğumuz kış aylarında enfeksiyon hastalıklarından korunmaya da çok dikkat edilmeli. Bu tür hastalıklar genellikle solunum ve direk temas yolu ile bulaşır. Dolayısıyla hasta insanlarla aynı ortamda uzun süre kalmak, el sıkışmak, öpüşmek ve benzeri şekillerde temastan kaçınmak, bebeğe temas öncesi elleri bol sabun ve suyla yıkamak gibi basit yöntemler bu yüksek riskli bebekler için hayat kurtarıcı olabilir.

Ayrıca bu anne ve babalar çocuklarının sigara dumanına maruz kalmasına kesinlikle izin vermemeli gerekirse evlerinde sigara içilmesini yasaklamalı.

Doğuştan kalp hastalığı hakkında

Tüm doğuştan hastalıklar arasında en sık görüleni kalbin yapısal bozukluklarıdır. Doğuştan kalp hastalığı görülme sıklığının yaklaşık yüzde 1 olduğu göz önüne alındığında ülkemizde her yıl yaklaşık 12.000 yeni doğuştan kalp hastası dünyaya geliyor.

1,2 Doğuştan kalp hastalıkları değişik şiddette ve şekilde olabilir ve yüzde 40’ı hayatlarının bir döneminde anjiyo ya da ameliyat yolu ile tedavi gerektirir. Tedavi ihtiyacı olanların 3’te 1’ine her yönden çok özel bir dönem olan bebeklik döneminde bu işlemlerin yapılması hayat kurtarıcı olabiliyor.

Günümüzde doğmadan önce tanı koyulabilmesiyle tedavi şansı yakalayabilecek bebek sayısı giderek artıyor. Doğuştan kalp hastalıklarının daha az ciddi olanları ise çocukluk yıllarında ya da yetişkinlikte bile teşhis edilebiliyor. Ancak erken müdahale gerektiren bazı tiplerinin teşhisinin gecikmesi tedaviyi olanaksız hale getirebiliyor.

Türk Pediatrik Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Derneği hakkında

Türk Pediatrik Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Derneği 8 Aralık 1995 tarihinde Ankara’da kurulmuştur. Dernek, çocuk kalp hastalıklarının ve erişkin yaşa gelmiş doğumsal kalp hastalıklarının tanı ve tedavileri ile ilgili en doğru bilgileri ülke çapında yayıp hastaların çağdaş yöntemler ile tedavi edilmelerini sağlamak ve uygulanacak önleyici tedbirlerle toplumumuza sağlıklı bireyler kazandırmak amacıyla kurulmuştur.


Türk Pediatrik Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Derneği’nin misyonu; çocuk kardiyolojisi alanında yapılan araştırma, çalışma ve gelişmeleri izlemek; ülkemizdeki bu konudaki araştırma ve çalışmaları teşvik etmek; çocuk ve gençlerde kalp ve damar hastalıklarına ilişkin mediko sosyal çalışmalarda bulunmak; tıp mensupları ve halk için eğitici toplantılar düzenlemek ve bu çalışmaları gerçekleştirecek müesseseler kurmaktır.

Fetal eko nedir? Anne karnında bebeğin kalp sağlığı


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.