Derinlikler Sanat Merkezi, 2 – 25 Mart 2017 tarihleri arasında aynı fakülteyi paylaşan dört ressamın “Kesişme” isimli resim sergisine ev sahipliği yapıyor.
Sergide; Ekin Deveci, Hüseyin Elmas, Neslihan Kıyar ve Oğuz Yurttadur’un resimleri yer alıyor.
Sanatçılar ürettikleri resimleri kendi ağızlarından şu şekilde açıklıyor;
Ekin Deveci, “İnsan vücudunda ki yaşamsal bağlar birbirlerine çok kuvvetli bir şekilde tutunmuşlardır. Bu bağların her biri birbiri ile sonsuz bir döngü ve uzantılarla bağlıdır. Aralarında hiçbir kopukluk yoktur. Bazen damarlar, lifler, sinir bağları bazen hücresel dokular sanatçının eserlerinde bizi kendine bağlar. Mavinin derin algısında görünmeye başlayan bağlar sanatçının resimlerinde yaşamın kaynağı gibi dokularda ortaya çıkmaya başlar. Dairesel formlarda kemik ve hücresel yapılar temsil ettiği varoluş ile toplumsal yaşamda ki kopukluklara bir tepkidir aslında. Birbirine sımsıkı bağlı dokular, mavi bir dışa vurumun sessiz ve soğuk bir çığlıklarıdır.”
Hüseyin Elmas, Geleneksel Türk sanat birikiminden yola çıkarak geometrik bir kurgu anlayışı paralelinde özgün bir senteze ulaştırdığı çalışmalarında, gerek Selçuklu, gerekse Osmanlı sanatının her türlü estetik verilerini bulmak mümkündür.
Yapıtlarının ana kurgusunu oluşturan kubbe ve kubbe formuna eşlik eden kimi figürler (At, Güvercin, Mevlevi vb.) geleneksel Türk kültüründe var olan ve duygusal bağlamda günümüzde etkisini sürdüren motiflerdir.
Bu motifler, geometrik bir anlayış içerisinde yüzeyde kurgulanır. Alışılmamış renk lekelerinin bir araya gelmesiyle oluşan kubbe formu, Anadolu’da sıkça rastlanan gerek, dini gerekse sivil mimarinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “tuğla”nın değişik şekillerde dizilmesiyle oluşan ritmik yapıya kimi göndermeler yapar. Ve bir dönemin sanatıyla, günümüz arasında bağlar kurmaya çalışır.
Neslihan Kıyar, “…doğadan kopan, iç-dış dengesini kaybetmiş sendromlu, giderek yozlaşan öznenin, insani tüm ilişkilerinin, olumsuzlaşmasıyla, ‘ironinin modern çağlara yaraştığı düşündeşliği varsayılabilir. Yapay olguların yarattığı çelişkilerle örülü güncel yaşam döngüsü, nesne-insan bağını güçlendirirken, doğal benzeşim ilkesini (bitki-hayvan-insan) tüketime zorlamaktadır. Bu sorgunun işaret ettiği noktada bu günün insanı ironinin metaforunda daha özerk görünse de, anlam bilimsel bir dönüşümle şeyleşmiş, zamana ilişivermiş, bir anlamda yaratık olmuştur…”
Oğuz Yurttadur, “Dinamik lekelerin ikiye ayırdığı yatay yapılar alabildiğine sıcak, canlı ve çığırtkandır. Eserlerde yeryüzü ve göğün ayrıldığı sonsuz çizgide yaşam hareketli formunu kurmaya başlar. Bu kontrol edilemeyen yoğunluğun ve yapının içinde dünya telaşları ve insanların yaşadığı iç ve dış kaos vardır. Bu kaosa bir karşı çıkış olarak resimlerde geniş lekelerin plastik yapıları sanatçının ve izleyicilerin huzur bulabildiği sonsuz düzlüklere kaçabildikleri dinlenme yerleridir.”
Sergi, 25 Mart 2017 tarihinde kadar Derinlikler Sanat Merkezi’nde görülebilir.