CHP mühürsüz Evet ve Hayır oylarının dağılımlarını açıkladı!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, 16 Nisan referandumundaki mühürsüz oylarda Evet ve Hayır’ın oranlarını açıkladı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, 16 Nisan referandumundaki mühürsüz oylarda Evet ve Hayır'ın oranlarını açıkladı.

Mühürsüz oyların dağılımıyla ilgili önemli bilgiler paylaşan Aksünger 1,5 milyon mühürsüz oyların 300 bin kadarının ‘hayır’, geri kalanların ise ‘evet’ olduğunu söyledi.

Aksünger bu dağılıma sandık sandık gelen şikâyetlerin incelenmesi sonucunda ulaştıklarını ifade etti. CHP’nin referandumun iptali gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gideceğini açıkladığı referandumun en çok tartışılan konusu olan mühürsüz oylar Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) sandıkların kapanmasından hemen sonra açıkladığı ‘kabul edilecek’ kararıyla ‘meşruiyet’ tartışması yaratmıştı.


16 Nisan’dan sonra neler yaşandı?

YSK’nın 16 Nisan’da sandıklar kapandıktan hemen sonra mühürsüz pusula ve zarflar ile “tercih mührü” yerine “evet” mührünün kabul edileceğini açıklaması referandum sonucunun seyrini değiştirdi. 2 buçuk milyon oyun mühürsüz olduğunu iddia eden CHP, daha sonra da referandumun gayrimeşru olduğunu belirtti. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Oy ve Ötesi seçimin hukuka aykırı olduğuna dair raporlar yayınladı.

CHP ve HDP başta olmak üzere muhalefet partileri YSK’ya referandumun iptali için itiraz başvurusunda bulundu. Binlerce kişi YSK’ya itiraz başvurusunda bulunmak için YSK seçim bürolarında kuyruklar oluşturdu. YSK, muhalefetin tüm itiraz başvurularını 1’e 10 oy ile reddetti. Şimdi de Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru gündeme geldi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 21 Nisan’da YSK’nın mühürsüz oy pusula ve zarflarını kabul etmesi kararını Danıştay’a taşıdı. Danıştay, CHP’nin, referanduma ilişkin YSK başvurusu ile ilgili ‘yetkisizlik’ kararı verdi. Kararın ‘oy çokluğuyla’ verildiği öğrenildi.

CHP şimdi AİHM’e gidiyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 16 Nisan Pazar günü yaplan ve yüzde 51,4 oyla “Evet” sonucu çıkan anayasa değişkliği referamdumunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) götürmeyi kararlaştırdı.

Kararı kamuoyuna, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası bir açıklama yapan CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke duyurdu. Selin Sayek Böke, “Uluslararası hukuk çerçevesinde kendi güvenliğimiz için atılması gereken her adımın atılması gerektiğini ifade ediyoruz” dedi. CHP Parti Sözcüsü Böke, AİHM’e yapılacak başvuru ile ilgili net bir tarih ise vermedi, “önümüzdeki dönemde” ifadesini kullandı.

CHP’li Aksünger: “YSK şimdi mahcubiyet içinde”

CHP’nin hukuksal olarak da kabul etmediğini belirten Aksünger, mühürsüz zarf ve oy pusulalarının geçerli kabul edilmesiyle ilgili olarak, “Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) böyle şeyler yapabileceği aklıma gelmezdi. YSK’da referandum öncesi süreçte yaptığımız toplantıda mühürsüz zarf ve pusular olursa ne olacağını sorduk. Gülüp geçtiler. Kanun açık olduğunu söylediler. Kanun, içtihat oluşturmayacak şekilde net. ‘Mühürsüz zarf ve pusulara iptal edilir’ diyor. referandum sonrası bunları hatırlattığımızda mahcubiyet içinde olduklarına tanık olduk” diye konuştu.


“YSK Başkanı’nın açıklaması, işin ciddiyetsizliğini gösteriyor.”

“Bize ‘Bazı arkadaşlar daha önceki genel seçimlerde kullanılan ‘evet’ yazılı mühürleri kullanmışlar’ şeklinde komik bir açıklama yaptılar. İlçe seçim kurulu başkanları yargıç. Sokaktan geçen vatandaş değil ki! Bir sayfalık uygulanması gereken metin var. Aklımıza bunların bilerek yapıldığı şüphesi geliyor. Başka senaryolar geliyor” dedi. Sandıklara gelen oy pusulalarındaki eksikliklere de dikkat çeken Aksünger, sandıktaki seçmen sayısından yüzde 20 fazla oy pusulası konulması gerekirken, pek çok sandıkta bunun yapılmadığını söyledi.

“Güneydoğu’da sandık başındaki arkadaşlarımız derdest edildi”

İçişleri Bakanlığı’nın 10 Nisan’da “Okularda oyunu kullandıktan sonra sandık başında kimseyi bırakmayacağız” açıklamasının da meşruiyet tartışması yarattığını belirten Aksünger, “Burada hedef Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ydi. YSK’yla bu durumu görüştük. 16 Nisan referandum günü mülki amir YSK’dır. YSK herhangi bir yerde güvenlikle ilgili sorun görüyorsa kolluk kuvvetlerine haber verir. İçişleri Bakanlığı ise genel bir uygulamadan bahsetti. Buna hakları yok. Seçmenin Anayasa’dan kaynaklanan gözleme hakkı var. YSK seçim günü müdahale ettiğini söylüyor. Daha önce İçişleri Bakanlığı’na böyle bir açıklama yapmaya hakkı olmadığı bildirmeleri gerekirdi. Sandıklar saat 16.00’da boşaltılmış. Sandık başlarındaki arkadaşlarımız derdest edilmiş. 17 yaralı var. Çok sayıda darp edilen var. Ortada bir plan şaibesi, şüphesi var. Kız çocuklarına tacizde bulunmaya çalışan ahlaksızlar da oldu” diye konuştu.

“Entelektüel yerlerde bile geçersiz oy varken”

Aksünger, 16 Nisan’da YSK’nın sisteminde 4 bin 500 sandığın açıldığı saat 17.50 sıralarında Anadolu Ajansı’nın sandıkların yüzde 40’nın açıldığı ve ‘evet’ oylarının yüzde 60’ın üzerinde olduğunu duyurduğunu söyledi. A.A.’nın birleştirme tutanaklarından sonuç verdiğini açıklanmasıyla ilgili de konuşan Aksünger ‘evet’ oylarının olduğu sandıkların sonuçlarının verildiğini, ‘hayır’ oylarının fazla olduğu sandıkların sonuçlarının verilmediğini savundu.

“Bilinçli yapılmış bir operasyondu”

Bilinçli yapılmış bir operasyon olduğunu dile getiren Aksünger, “3 bin 600 sandıkta yüzde 100 ‘evet’ veya yüzde 90’nın üzerinde ‘evet’ çıkmış. Yüzde 96’sı Güneydoğu’da. Bunların hepsinde ya bir darp var ya da kolluğun birilerine karşı giriştiği linç operasyonu var. HDP görevlileri de sandıklardan uzaklaştırıldılar. Yüzde 100 ‘evet’ çıkan sandıklarda birinci sıra Şanlıurfa’da. Geçersiz oyların sıfır olduğu sandıkların yüzde 90’ı Güneydoğu’da. İstanbul Beşiktaş’ta, İzmir Konak’ta, Ankara Çankaya’da en entelektüel yerlerde bile, ‘hayır’ın yüzde 90 çıktığı yerlerde bile geçersiz oylar var. Ama Güneydoğu’daki sandıklarda bir tane bile geçersiz oy yok. Geçersiz oyun sıfır ‘evet’ ve katılımın yüzde 100 olduğu 263 sandık var. Şanlıurfa ve Elazığ’da da böyle sandıklar var. 7 Haziran ve 1 Kasım seçim sonuçlarına göre HDP’nin oy almama imkanı olmayan bazı okullar ve sandıklar var. Diyarbakır’da 851 okulda, 2 bin 415 sandıkta böyle bir durum var. Toplamda 14 bin 930 sandıkta var” dedi.

Sine-i Millet tartışması

Son günlerde tartışılan ‘sine-i millet’ konusuyla ilgili de konuşan Aksünger, “Halktan gelen taleplerin değerlendirilmesidir. Bunların da MYK kararı olacak bir şey olmadığını söylemek istiyorum. Bu parti meclisimizin alabileceği bir karardır. Sine-i millet nedir? Halkın gözünde şöyle bir şey var; CHP grubu istifa ederse bir erken seçim olasılığı ve parlamentonun fesih edileceğine dair bir algı olduğunu görüyorum. Böyle bir şey yok. Eğer CHP buna karar verir de toplumsal uzlaşma gerçekleşiyorsa, o zaman siyasi meşru alanın dışında mücadele etmeyi gerektirir. Başka türlü bir mücadele alanına gidiyorsunuz anlamına gelir ki, sonu pek hayırlı olmayabilir de.

Eğer CHP grubu istifa ederse yapılacak AKP’nin de belki de ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey neden olmayacaktır. Çünkü orada nispi seçimlere gidecektir, o zaman biz istifa etmişsek nispi seçimler konusunda da katılmama kararı alman lazım. O zaman CHP’siz bir parlamento oluşacak. Bunları teknik olarak anlatıyorum. Bunların teknik anlamda tartışılması ve beklentilere cevap vermeyen bir CHP olmadığını anlatmamız gerekiyor. Hukuk dahilinde bütün mücadelemizi vereceğiz. Onun dışında başka konuda ısrar edenlere de gerekli bütün cevabı verecek yüreğimiz, aklımız var” dedi.

“Bu referandum meşru değil”


Aksünger, basın toplantısının sonunda, “Bu referandum meşru değildir, gölge düşmenin ötesindedir konu. Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Bundan sonraki süreçte de kabul etmeyeceğiz. Önümüzdeki süreçte yarından itibaren parti meclisini, cumartesi günü de il başkanlarını topladıktan sonra bir ortak karar süreci işletilecek, hangi mücadele alanı varsa o konuda mücadelemizi devam ettireceğiz” diye konuştu.

Abdullah Gül hakkında şok iddia: Deniz Baykal ile gizli görüşme yaptı mı?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.