Gebelikte oruç tutmak bebeğe zarar verir mi?

Ramazan ayı ruhen ve bedenen arınma ayı olmakla birlikte yaz aylarında nefsin tutulması gereken süre 17 saatten fazladır.

Gebelikte oruç tutmak bebeğe zarar verir mi?

Bu süreye adaptasyon ilk günlerde gebe olmayan insanlar için dahi kolay olmazken gebelerin bu kadar uzun süre yemek yemeden, su içmeden geçirmesi bir hayli zordur.

Gebelik süreci insan hayatında normal bir süreç olmakla birlikte anatomik, fizyolojik ve psikolojik olarak değişikliklerin yaşandığı bir süreçtir.


Okan Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Gökçenur Gönenç, “Hastalık olarak düşünülmeyen gebelik döneminde gerek gebe için, gerek taşıdığı bebek için vücudun artmış gereksinimlerinin karşılanması elzemdir. Gebelikte beslenme bu gereksinimlerin karşılanmasında önemli rol oynar. Gebelere sık aralıklarla az miktarlarda beslenme ve bol miktarda su tüketilmeleri önerilmektedir” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Gökçenur Gönenç, Ramazan ayı ruhen ve bedenen arınma ayı olmakla birlikte yaz aylarında nefsin tutulması gereken süre 17 saatten fazladır. Bu süreye adaptasyon ilk günlerde gebe olmayan insanlar için dahi kolay olmazken gebelerin bu kadar uzun süreyi yemek yemeden, su içmeden geçirmesi bir hayli zordur.

Bu konu üzerine yapılan bilimsel araştırma sayısı fazla değildir. Ancak uzun süre su içmeyen gebelerde idrar yolu enfeksiyonları, rahim kasılmaları daha sık görülmektedir. Annenin vücudunda dolaşan kan hacmi azabilmekte bunun sonucunda anne ve bebek açlığa ve susuzluğa karşı kendi savunma sistemlerini devreye sokabilmektedir.


Bebek hareketlerinde yavaşlama, suyunun miktarında azalma görülebilir. Vücut enerji kaynağı olarak öncelikle karbonhidratları kullanır. Uzun süren açlıklarda vücut enerji için yakacak karbonhidrat bulamaz ve yakıt olarak yağları kullanmaya başlar.

Bunun sonucunda keton denen maddeler açığa çıkar. Bu maddelerin bebeklerin nörolojik gelişimleri üzerine uzun dönem etkilerinin olumsuz olabileceği bazı çalışmalarda irdelenmiştir.

Uzun süren açlık durumlarında kan şekerinde düşmelerin gebe olanlarda olmayanlara göre daha sık görüldüğünü belirten Yrd. Doç. Dr. Gökçenur Gönenç, şöyle konuştu:

“Gebeler az az ve sık sık yemek yemeli. Gebelikte midenin aniden doldurulmasıyla, hacmi küçülmüş olan mideden yemek borusuna kaçak olmakta bu da reflü şikayetlerini artırabilmektedir. Birden yemek yendikten sonra kan şekerinde ani artış olabilmekte bu hızlı yükseliş sonucu plasentanın şekeri bebeğe geçirmesinden dolayı bebeğin de kan şekerinde ani yükselme olabilir. Bu nedenle oruç tutmak isteyen gebelerde yemeğe hafif besinlerle başlanması, birden doymak yerine bir süre ara verdikten sonra yemeğe devam edilmesi gerekmektedir” dedi.


Gebelik takibi esnasında hipertansiyon, şeker, böbrek hastalıkları gibi rahatsızlıkları olan gebelerde bu kadar uzun süre açlık önerilmez. Özellikle gebelik şekeri olanlarda bu yeme düzeniyle normal kan şekeri seviyelerinin tutturulması oldukça zor olmakta bu da anne ve bebek açısından sağlık sorunlarına zemin hazırlayabilmektedir.

Anne adaylarının ‘oruç’ tutması sağlıklı mı?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.