Kardeş kıskançlığı nasıl önlenir?

Kardeş doğumu sonrası görülen kıskançlık duygusu kardeşi olan neredeyse her çocuğun tecrübe etmiş olduğu, insan doğasında var olan bir duygudur.

Kardeş kıskançlığı nasıl önlenir?

Ancak anne-babalar, bu durumda ne yapacaklarını bilmezlerse büyük bir kriz ile karşı karşıya kalabilirler. Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzm. Dr. Fırat Hamidi, aileleri uyararak bu konularda neler yapılması gerektiğini anlattı

Kardeş kıskançlığının zemininde, anne babadan ve sevilen diğer bireylerden görülen sevgi ve ilginin kendisinden kardeşine yönelmesi yatar.


Büyük kardeş, anne ve babasının artık kendisini sevmediğini, ev içindeki popülaritesinin azaldığını düşünür. Bu durumların aile için bazen büyük krizlere neden olduğunu söyleyen Emsey Hospital Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzm. Dr. Fırat Hamidi, kardeşini kıskanan çocuğun eski ilgiyi yeniden üzerine çekmek için parmak emme, tuvalet kaçırma ile başlayan ve huzursuzluk, hırçınlık, ağlamalar, çabuk öfkelenme, içe kapanmaya kadar gidebilen birtakım bir takım agresif davranışların görülebildiğini söyledi.

Kıskançlık durumlarının çocukta farklı tepkilere neden olabileceğini ve ailelerin üzerlerine düşen önemli görevler olduğunu belirten Fırat Hamidi, bu soruna bilinçsizce yaklaşılması halinde sorunun daha da büyüyeceğini söyledi.

Kardeş kıskançlığının önüne geçmek için nasıl bir yol izlenmeli?

kardeş kıskançlığı

Kardeş kıskançlığının aile içinde bir krize dönüşmeden anne ve babaların dikkatli bir yol izlemeleri gerektiğini belirten Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzm. Dr. Fırat Hamidi, öncelikle hamilelik döneminden itibaren çocuğa kardeş geleceği bilgisinin verilmesi gerektiğini söyledi.

Çocuğun bu durma farklı tepkiler verebileceğini söyleyen Hamidi “Kardeşinin dünyaya geleceği zaman çocuğa söylenebilir. Çocuklar bu duruma farklı farklı tepkiler verir. Kimi sevinir, mutlu olur, heyecanlanır, kimisinde de kaygı endişe hakim olur. Verilecek ilk tepkiden sonra hamilelik ilerledikçe çocuk kendisi ile yeterince ilgilenilmediği hissine kapılabilir, huzursuzluk gerginlik oluşabilir.


Bebek doğduktan ve eve geldikten sonra da haliyle başta anne olmak üzere ailenin tüm ilgisi bebek üzerindedir. Evde tek başına ilgi odağı olmuş bir çocuk, bebek eve gelince ikinci plana atılmış gibi hissedebilir. Artık sevilmediğini, istenmediğini düşünebilir. Köşelerde sessizce bekleyebilir, ağlayabilir.

Bu durumda çocuğun duygularını anlayabilmek ve konuşarak durumu ifade etmek, bebek geldikten sonra da çocuk ile birlikte vakit geçirmek, sevildiğini ve önemsendiğini hissettirmek gerekir. Her çocuğun yerinin ayrı olduğunu, her birinin ihtiyaçlarının farklı olduğunu, ihtiyaçları doğrultusunda ilgi bakım sağlandığı anlatılmalıdır. Bebeğin henüz küçük olduğu için kendi ihtiyaçlarını karşılayamadığı ve yardıma gereksinim duyduğu anlatılmalıdır. Ayrıca bebeğin bakımı için arzu ederse kendisinin de yardımcı olabileceği söylenebilir.” dedi.

Babalar da anneye destek olmalı

Çocuğun varsa eski bebeklik fotoğraflar gösterilerek, bir zamanlar kendisinin de bebek olduğu ve ihtiyaçlarını tek başına karşılayamadığı ve anne babanın destek verdiğinin anlatılması gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Fırat Hamidi, bu önemli süreçte babaların da anneye destek olması gerektiğinin altını çizdi. Hamidi sözlerine şöyle devam etti:

“Anne bebeğin ihtiyacını karşılarken baba diğer çocukla kaliteli vakit geçirmelidir. Yine anne ile çocuk birlikte vakit geçirirken baba bebeği yatıştırabilir.

Abi ya da abla eğer kendi de isterse kardeşine kendisine olmayan kıyafetleri ve oyuncaklarından seçip verilebilir. Kardeşler arasında bir kıyaslama yapmak ta doğru değildir. Her biri kendi fiziksel ve ruhsal gelişim sürecinde olan çocukların gelişim evrelerine bağlı olarak istekleri, ihtiyaçları, becerileri farklıdır.


Kardeş doğumu sonrası çocuğa ” sen büyüdün, abla-abi oldun, o yapsın sen yapma” gibi cümleler çocuğu iyi hissettirmeyecektir, aksine yaşına uygun olmayan bir sorumluluk yükletecektir, en nihayetinde onunda bir çocuk olduğu unutulmamalıdır.”

‘Kardeş’ kıskançlığını önlemek için neler yapılabilir?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.