Korkutan deprem açıklaması: 2 yıl çok kritik!

Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, deprem açısından önümüzdeki iki yılın dünya ve Türkiye için kritik olduğunu söyledi.

Korkutan deprem açıklaması: 2 yıl çok kritik!

Dünyadaki büyük depremler birbirini tetikliyor mu?

Prof. Dr. Bektaş, “Önümüzdeki iki yıl içerisinde küresel ölçekte son yüzyılın ikinci büyük ‘deprem kümesine’ ait 9’dan büyük devasa depremler yaşama olasılığı yüksek. 8 Eylül 2017 tarihinde yaşanan 8,1 büyüklüğündeki Meksika depremi küresel ölçekte 2004 yılında 9,1 büyüklüğündeki Endonezya depremiyle başlayan ve 2019 yılına kadar sürmesi beklenen 8 ve 9’dan büyük 2’nci büyük ‘deprem kümesine’ aittir” dedi.

1965 yılından sonra dünyanın 2004 yılına kadar büyük depremler açısından suskunluk dönemine girdiğini belirten Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, küresel ölçekte suskunluktan sonra ikinci büyük depremlerin kümelenmesinin 2004 yılında 9,1 büyüklüğündeki Endonezya depremiyle başladığını ifade etti.


9’dan büyük depremler yaşanma olasılığı yüksek

Bektaş, “Önümüzdeki iki yıl içerisinde küresel ölçekte son yüzyılın 2’nci büyük ‘deprem kümesine’ ait 9’dan büyük 1960 Şili ve 1964 Alaska depremleri gibi devasa deprem yaşama olasılığı yüksek. 8 Eylül 2017 tarihinde yaşanan 8,1 büyüklüğündeki Meksika depremi küresel ölçekte 2004 yılında 9,1 büyüklüğündeki Endonezya depremiyle başlayan ve 2019 yılına kadar sürmesi beklenen 8 ve 9’dan büyük ‘ikinci büyük deprem kümesine’ aittir” dedi.


Tetikleyici rol oynamaktadır

Küresel ölçekte son 100 yıla ait bilimsel istatistiki depremlerin verilerinin 8 ve 9 büyüklüğündeki büyük ve devasa depremlerin zaman içerisinde gelişigüzel dağılmadığını, aksine belirli zaman aralığında iki büyük deprem kümesi oluşturduğunu gösterdiğini kaydeden Bektaş, “1950 yılında başlayan ve 1965 yılında son bulan 1’inci ‘deprem kümesi’ 15 yıl içerisinde gelişmiştir. 6 adet 8 ve 9’dan büyük deprem içeren birinci deprem kümesinin en büyük depremi 9,5 büyüklüğündeki 1960 Şili depremidir. 1965 yılından sonra dünyamız 2004 yılına kadar büyük deprem açısından suskunluk dönemine girmiştir. Küresel ölçekte suskunluktan sonra ikinci büyük deprem kümelenmesi 2004 yılında, 9,1 büyüklüğündeki Endonezya depremiyle başlamıştır” şeklinde konuştu.

“Eğer ikinci deprem kümesi, birinci deprem kümesi gibi 15 yıl kadar sürerse önümüzdeki iki yıl içerisinde küresel ölçekte Şili ve Alaska’da olduğu gibi 9’dan büyük depremler yaşanma olasılığı mevcuttur” diyen Bektaş, “8 ve 9’dan büyük depremler Pasifik Okyanusu’nun çevresinde bir ateş çemberi oluşturacak şekilde gelişmektedir.


Ancak Doğu Asya’nın bu tür büyük depremleri Türkiye ve yakın çevresindeki depreme hazır faylar için belirli bir zaman aralığında tetikleyici rol oynamaktadır. Örneğin Japonya’da 2011 yılının Mart ayında 9 büyüklüğünde gelişen depremden sonra aynı yıl Eylül ayında 7 büyüklüğünde Van depremini yaşadık. Benzer şekilde 2012 yılında 8,6 büyüklüğündeki Güney Hindistan depreminden sonra 2013 yılında doğuda batıya doğru 7,7 büyüklüğündeki İran, 7,8 büyüklüğünde Pakistan, 6,1 ve 6 büyüklüğünde sırasıyla Ege, Akdeniz depremleri yaşanmıştır” ifadelerini kullandı. (Hürriyet)

Depremden önce Doğa Ana’nın verdiği şaşırtıcı işaretler


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.