Kalp krizine neden olan 3 önemli tehlike!

Kalp ve damar hastalıkları tüm dünyada en önde gelen ölüm sebebi olmaya devam ediyor. Öyle ki her 40 saniyede 1 kişi kalp ve damar hastalıklarından hayatını kaybediliyor. Peki kalp krizine neden olan 3 önemli tehlike ne?

Kalp krizine neden olan 3 önemli tehlike!

Sonbaharla birlikte trafiğin artması ve kapalı ortamlarda daha fazla zaman geçirilmesi nedeniyle daha da önem kazanan kalp krizine neden olan bu riskler, kalp sağlığını ciddi boyutlarda tehdit edebiliyor. Peki bu hastalıklar kalpte nelere yol açabiliyor? Korunmak için neler yapmalı, nelerden kaçınmalıyız?

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut kalbi tehdit eden ve kalp krizine neden olan bu 3 önemli riski anlattı, önemli önerilerde bulundu.


Kalp krizine neden olan 3 tehlike:

1. Tehlike: Gürültü kirliliği

Uzmanlar gürültü kirliliğinin kalp krizi sayısında artışa yol açtığı uyarısında bulunuyor. Şehirde yaşanan gürültü kirliliğinin yüzde 80’i ise yollardan gelen trafik gürültüsünden kaynaklanıyor. Buna raylı sistem ve havaalanı gürültüsü de eklendiğinde şehir gürültüsünün çoğunluğunun ulaşım ve trafik kaynaklı olduğunu söylemek mümkün.

Kalp krizi riskini 3 kat artırıyor

Gürültü kirliliğinin kalbe olan zararlı etkileri çeşitli araştırmalar ile gösterilmiş. Son olarak dünyanın en gürültülü şehirlerinden biri olan Madrid şehrinde yapılan bir araştırmada; trafik gürültüsünün kısa dönemde bile kalbi olumsuz yönde etkileyebileceği gösterilmiş. Ölçüm yapılan bölgelerin yarısından fazlasında gürültü düzeyleri Dünya Sağlık Örgütü verilerinin üzerinde saptanırken, bu bölgelerde kalp krizi görülme sayılarının daha fazla olduğu tespit edilmiş. Kalp krizi gelişiminin yüzde 3’ünde trafik gürültüsünün ana etken olarak gözlemlendiği araştırmada; yaşlılarda riskin daha fazla olduğu ortaya konmuş.

Araştırmaya göre; gürültüdeki her 1 dBA birimlik artış kalp damar hastalıklarından ölüm riskini yüzde 3.8 oranında arttırırken, 65 yaş üstü kişilerde kalp krizi riskini de 3 kat yükseltiyor. Trafik gürültüsüne stresin eşlik etmesi ve ani bir sinir boşalması, kalp krizi riskini belirgin olarak arttırıyor. Trafik gürültüsünün kalp krizini tetiklemesindeki temel mekanizma ise vücudun uyarıcı sistemi olan sempatik sistemin harekete geçmesiyle açıklanıyor.

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut gürültünün bu sistemi tetiklemesi sonrasında vücutta adrenalin ve kortizol seviyesinin yükseldiğini ifade ederek, “Bu hormonların etkisiyle gelişen damarlardaki büzüşme, tansiyon yükselmesi, kanın koyulaşması ve pıhtı oluşumuna eğilim kalp krizi ya da felç ile sonlanabiliyor” uyarısında bulunuyor.

Nasıl korunmalı?

Gürültü kirliliğinden korunmada en etkili yöntem, yaşam alanını iyi seçmek olacaktır. Özellikle emeklilerin şehir gürültüsünden uzaklaşıp sakin şehirlerde yaşamlarını sürdürmeleri öneriliyor. Bunun dışında oturulacak evin havaalanı, demir yolu, otoyol ve ana caddeden uzak olması vücudun maruz kalacağı gürültü oranını azaltıyor. Yaşam yerini değiştiremeyenlerin de gürültü izolasyonu yapan kulaklık kullanmaları tavsiye ediliyor. Yaşantımızın vazgeçilmezi olan cep telefonlarına bu özel kulaklıklarla bağlanmak kalbi olumsuz etkilerden koruyabiliyor.


2. Tehlike: Hava kirliliği

Büyük ve kalabalık şehirlerin trafik dışındaki en büyük sorunlarından biri de şüphesiz hava kirliliği. Trafikteki araçlar, endüstriyel fabrikalar, inşaatlar ve ısınmak için kullanılan yakıtlar hava kirliliğin temel sebeplerinden. Havadaki karbonmonoksid, nitrojen, sülfür gibi gazların kirliliği dışında özellikle gözle görülmeyen küçük toz parçaları insan sağlığını ciddi olarak tehdit edebiliyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut hava kirliliği denildiğinde akıllara ilk olarak akciğer hastalığı gelse de, kalp hastalarının da ciddi anlamda risk altında oldukları uyarısında bulunarak şu bilgileri veriyor:

“Tamamen sağlıklı kişilerde hava kirliliğinin kalp damar hastalığıyla ilişkisi net olarak gösterilmese de; özellikle risk altındaki kişilerde kalp hastalığının seyrinde hızlanma olduğu gözlenmiş. Yapılan çalışmalarda; hava kirliliğinin vücuttaki iltihabi olayı arttırdığı, kanı koyulaştırıp pıhtıya meyil oluşturduğu ve damarlardaki kireçlenme oranını arttırarak damar hastalığı gelişime riskini yükselttiği tespit edilmiş. Hava kirliliği sadece damar hastalıklarını hızlandırmakla kalmayıp aynı zamanda kalp yetersizliği ve ritim bozukluğu olan hastalarda çarpıntı, nefes darlığı şikayetlerinin belirginleşmesine ve hastaneye yatış sıklığının artmasına yol açabiliyor. Yine özellikle yaşlılarda daha sık izlenen atriyal fibrillasyon ritim bozukluğunda, ilaçlarla ritmin kontrol altına alınmasını zorlaştırabiliyor”

Nasıl korunmalı?

Özellikle kalp hastası ve kalp hastalığı için risk altında olan kişilerin hava kirliliği bulunan mekanlardan uzaklaşmaları çok önemli. Ana cadde ya da fabrika yakınlarında oturmamak, mümkünse oksijen oranı yüksek yerlerde yaşamak, ısınmak için doğalgaz tercihi ilk planda alınması gereken tedbirleri oluşturuyor. Emekli kişilerin yaşamın kolay olduğu yerleşim yerlerini tercih etmeleri öneriliyor. Ayrıca hava kirliliği oranı yüksek yerlerde spor yapmaktan da kaçınmak gerekiyor.

3. Tehlike: Bina hastalığı

Şehir yaşamında sıkça görülen “bina hastalığı” vücut sağlını ciddi olarak tehdit edebiliyor. İlk olarak ofis çalışanları risk altında olsalar da, zamanlarının büyük kısmını evde geçiren kişilerde de sıklıkla ortaya çıkabiliyor. Hastalığın temelinde yaşam alanındaki kötü hava kalitesi, tozlar, rutubet ve binanın yapımı ile boyasında kullanılan kimyasallar yatıyor. Genel yorgunluk hali, halsizlik, baş ağrısı, gözlerde yaşarma, boğazda ağrı, öksürük, bulantı, nefes darlığı ve çarpıntı en sık görülen belirtilerini oluşturuyor. Bu şikayetler genelde seyahat ya da tatil nedeniyle yapılan yer değişikliklerinde kayboluyor.

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut, bina hastalığında gözlenen şikayetlerin çoğunluğu soğuk algınlığı, alerjik reaksiyonlar gibi algılanabildiğini ve bunun da hastalığa tanı konulmasını zorlaştırdığını belirterek, “Özellikle evde istirahat halindeyken gelişen yorgunluk, nefes darlığı, çarpıntı atakları ve nabız yüksekliğini açıklayacak ciddi bir hastalık yoksa, bina hastalığı akla gelmeli” diyor.

Nasıl korunmalı?


Bu hastalıkla baş etmenin yolu daha sağlıklı bir yaşam alanında oturmak ya da çalışmaktan geçiyor. Evlerin iyi havalanması, gerekli duvar yalıtımların yapılması, ev tozlarının temizlenmesi, antiseptik boyaların kullanılması yakınmaları azaltıyor.

Beyin kanaması nasıl olur? Nedenleri nelerdir? Gençler dikkat!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.