Her sağlıklı gıda, göründüğü kadar masum olmayabilir! Bazı besinler size kilo aldırıyor, hatta hasta ediyor olabilir! Gıda intoleransı (besin hassasiyeti) nedir? Besin Alerjisi nedir? Gıda introleransı ile besin alerjisi arasında ne gibi farklar var?
Sabri Ülker Vakfı, dijital bilgi platformu “Bilim Bunu Konuşuyor” bu kez sıkça birbiriyle karıştırılabilen besin alerjisi ve gıda intoleransı arasındaki farka, bu sorunların sağlığa etkilerine ve beslenmeyle olan ilişkilerine yönelik bilimsel otoritelerin görüşlerine yer verdi.
Toplumda besinlerin neden olduğu düşünülen her türlü olumsuz etki genellikle besin alerjisi olarak tanımlanıyor. Oysa besin reaksiyonları, besin alerjisi ve gıda intoleransı olarak ikiye ayrılıyor. Bu iki kavram arasında önemli farklar olmasına rağmen sıklıkla birbirinin yerine de kullanılıyor.
Besin alerjisi nedir?
Besin alerjisinde bağışıklık sistemi, besinlerde alerjen olarak tanımlanan bazı bileşenlere yanıt olarak immünoglobulin E (IgE) antikorunu üretir. Alerjiler, IgE antikorlarının üretimindeki artış sonucu ortaya çıkabileceği gibi, IgE seviyelerinde herhangi bir değişiklik olmadan da ortaya çıkabilir. Organizma, alerjen besinin tüketiminden hemen veya bir saatten az bir süre sonra genellikle ağız, boğaz ve deride kaşıntı, şişme, kızarıklık şeklinde görülen bir alerjik yanıt geliştirebilir. Bu belirtiler bazen daha şiddetli olabilir ve klinik tablosu çok ağır olabilen anafilaksiye neden olup çeşitli hayati organlara etki edebilir.
Genel olarak çocukların yüzde 2-8’inde, yetişkinlerin yüzde 1’inde, tüm nüfusun ise yüzde 2’sinde görüldüğü bildirilen besin alerjileri, belirli bir nedene bağlı olmadan her geçen gün artış gösteriyor. İnek sütü, yumurta, balık ve kabuklu deniz ürünleri, kabuklu ve yağlı kuruyemişler (fındık fıstık gibi), buğday, etler, meyveler, sebzeler, kurubaklagiller, baharatlar-çeşni vericiler, bal ve soya yaygın olarak besin alerjilerine sebep olan besinler arasında gösteriliyor.
Besin alerjisi nasıl teşhis edilir?
Besin alerjisinin teşhisinde, genellikle organizmanın alerjen bileşene yanıt olarak ürettiği IgE antikorlarının seviyelerini ölçen testler kullanılıyor. Besinlere özgül yanıt veren IgE sonuçlarıyla beraber birçok cilt, solunum fonksiyon testleri gibi çok özel testler yapılırken, bu yapılan testlerin konunun uzmanı hekimler tarafından değerlendirilmesi ve tanısı büyük önem taşıyor. Besin alerjisi tanısı konulduktan ve hangi besin ya da besinlere alerjik yanıt geliştirildiği anlaşıldıktan sonra o besin veya besinlerin diyetten mutlaka çıkarılması gerekir.
Gıda intoleransı nedir?
Gıda intoleransı, organizmanın herhangi bir besin bileşenine, normal fizyolojik süreçlerden farklı ve rahatsızlık veren bir yanıt oluşturması şeklinde tanımlanıyor. İntoleransa neden olan besin bileşeni tüketildikten sonra sindirim sorunları yaşanır, bağırsaklarda fermente olmaya başlar ve bunun sonucunda mide bulantısı, kusma, şişkinlik, ishal, mide krampları gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Gıda intoleransı, besin alerjilerine göre daha yaygın görülebiliyor. Toplumların yaklaşık yüzde 20’sinin gıda intoleransı nedeniyle bazı besinlerden uzak durduğu belirtilirken, gerçekte daha az kişinin bir gıda intoleransına sahip olduğuna da dikkat çekiliyor. İlerleyen yaşla birlikte, doğal olarak yavaşlayan sindirim sistemi işlevleriyle azalan enzim ve sindirim salgıları, gıda intoleransı görülme sıklığını da artırabiliyor.
Gıda intoleransı neden ortaya çıkar?
En yaygın görülen besin intoleransları, sütte bulunan ve süt şekeri olarak da tanımlanan laktoz ve buğday proteini olan glutene karşı gelişen intoleranstır. Örneğin, laktoz intoleransından ince bağırsaklarda laktozun sindiriminden sorumlu laktaz enziminin olmaması veya eksikliği sorumludur. Doğuştan itibaren, laktoz enzimi yoksa bu primer laktoz intoleransı olarak adlandırılmakta ve kişi laktoz içeren besinleri hiçbir koşulda tüketememektedir. Uzun süre laktoz tüketilmemesine bağlı olarak ince bağırsaklarda üretilen laktaz enziminin salınımı da azabilir ve bu durumda diyete laktozun yavaş yavaş ve az miktarlarda eklenmesiyle bu tablonun geri dönüşü sağlanabilir.
Karında şişkinlik, gaz, mide bulantısı, ishal veya kramp tarzında karın ağrıları şeklinde belirtilere sahip laktoz intoleransı; inek sütü proteini alerjisi ile sıklıkla karıştırılmaktadır. Ancak biri besin alerjisi diğeri ise gıda intoleransıdır. Süte karşı görülen besin alerjisi, bebeklerin anne sütü alımıyla birlikte ortaya çıkabilir. Ancak süt proteini alerjisi, çok küçük yaşlarda (genellikle 0-1 yaş) genellikle süt ve ürünlerinin tüketimiyle ortaya çıkabilen, konunun uzmanı hekim tarafından tanısı konulan ve günlük diyetten sadece süt değil süt içeren tüm besinlerin çıkartılmasının da zorunlu olduğu bir tablodur.
Gluten intoleransı belirtileri, gluten enteropatisi yani çölyak hastalığına benzediği için çoğunlukla birbiriyle karıştırılabiliyor. Gluten intoleransında, buğday, çavdar ve arpa gibi tahıllarda bulunan gluten proteininin sindiriminde sorun yaşanır. Ayrıca ishal, şişkinlik, karın ağrısı gibi sindirim sistemi sorunları görülebileceği gibi baş ağrısı, halsizlik, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu gibi belirtiler de ortaya çıkabilir.
Gerçekte hangi besine intoleransınız var?
gıda intoleransını saptamak genellikle zordur. Belirtilerin besin tüketiminden sonraki herhangi bir zamanda ortaya çıkması ve gıda intoleransının altında yatan karmaşık fizyolojik mekanizmalar; bireylerin durumu kendi başına ya da çoğu laboratuvar testiyle çözümünü zorlaştırabilir. İntoleransa yol açan besinler, az miktarda tüketildiğinde, olası bir intolerans çoğu kez saptanamayabilir veya yanlış saptanabilir. Örneğin, intolerans kaynağı olan besin fazla miktarda ya da sık tüketildiğinde belirtiler görülebilirken, tek başına tüketildiğinde intoleransa yol açmayan kimi besinler, birlikte tüketildiğinde intoleransa yol açabilir.
Günümüzde birçok besin intolerans testi uygulanmakta ama sağlık otoritelerin önerdiği geçerli bir test bulunmamaktadır. İntoleransa yol açan besinlerin, bunların tüketim miktarlarının ve ortaya çıkan belirtilerin değerlendirilebilmesi için bireylerin kendilerini gözlemlemeleri de oldukça önemlidir. Dolayısıyla beslenme günlüğü tutmak yardımcı olabilir ve ileri intolerans durumlarında besini tüketmemek yani diyetten çıkarmak da etkili olabilir.
Ancak besin intolerası varsa birçok parametrenin değerlendirilmesi yanında konunun uzman hekimi tarafından mutlaka yönlendirilmesi ve tanısının konması gereklidir. Konunun uzmanı, hekim tarafından tanısı konan besin alerjisi veya gıda intoleransına bağlı olarak; hastanın tedavisine özen göstermesi ve günlük beslenmesinde yapılması zorunlu olan değişiklikler için bir diyetisyene başvurulması büyük öneme sahiptir.
Gıda intoleransı ile nasıl başa çıkılır?
Bireyin yaşam kalitesi için intoleransa yol açan besinlerin diyetten çıkarılması veya uygun miktarlarda tüketilmesi gerekiyor. Bir süre sonra diyetten çıkarılan besin az miktarda tüketilerek yeniden intoleransa neden olup olmadığı denenebilir; çünkü geçmişte o besinin fazla miktarda veya sık tüketilmiş olması da intoleransa yol açabiliyor. İntoleransa neden olduğu için diyetten çıkarılan besin elzem besin öğelerinin kaynağı ise onun yerine geçen başka bir besinin tüketiminin sağlanması büyük önem taşıyor.
Örneğin gluten intoleransında buğdayın tüketilmemesi, posa, B vitaminleri ve karbonhidratın yetersiz alımına yol açabilir. Bu durumda bireyler, buğday yerine; glutensiz undan üretilen makarna ve ekmekler ile mısır unu, darı, karabuğday, esmer pirinç, kinoa, teff gibi gluten içermeyen diğer tahılları tüketebilir.
Laktoz intoleransı varsa yeterli kalsiyum ve protein alabilmek için laktozsuz süt/yoğurt/peynirler ile badem, hindistan cevizi veya soya sütü gibi laktoz içermeyen bitkisel kaynaklı sütler tüketilebilir.