Alzheimer hastalığına zemin hazırlayan etkenler neler?

Alzheimer hastalığına zemin hazırlayan etkenler neler?Vücudumuzu yöneten ancak genel sağlık durumumuzla ilgili değerlendirme dışı kalan beynimizin hastalıkların ipuçlarını yıllar öncesinden vermeye başladığını ve bu ipuçlarını zamanında fark etmediğimizde karşılaşabileceğimiz problemleri biliyor muydunuz?

Alzheimer hastalığına zemin hazırlayan etkenler neler?
Alzheimer hastalığına zemin hazırlayan etkenler neler?

Alzheimer hastalığına zemin hazırlayan etkenler neler?

Genellikle beyinle ilgili problemlerin ancak hastalık aşamasına gelindiğinde anlaşıldığına dikkat çeken Uzm. Dr. Keriman Oğuz; ‘Felç geçirdi” veya ‘Alzheimer tanısı konuldu’ diyoruz. Ama beyin ile ilgili hastalıklar tanının konulduğu evrenin çok öncesinde başlayan süreçleri kapsıyor. Alzheimer hastalığını düşünelim. Hasta veya yakınları 1-2 ay veya birkaç yıldır unutkanlığı var diye anlatırlar belirtileri.


Alzheimer hastalığı tanısı konulduğunda aslında 20-25 yıl öncesinde Alzheimer oluşturacak alt yapı gelişmeye başlamıştır. Ya da inmede felç geçiren bir hastanın beynin bir bölgesini besleyen damar tıkanır. Aslında damar tıkanıklığının oluşabilmesi için 10-15 yıl öncesinden riskler oluşmaya başlar.

Hasta felç geçirdiğinde veya Alzheimer tanısı konulduğunda süreç ilerlemiş ve genellikle hastalar ileri yaşta olurlar. Ama aslında erişkin yaşlardan itibaren 20-25 yıllık bir süreçte var olan bu hastalıklar için zemin hazırlanmıştır’ açıklamasında bulundu.

Beyin sağlığınızı korumak için…

Peki, o zaman biz bu hastalıkların başlangıcını nasıl yakalayabiliriz? Durdurabilmek veya yavaşlatabilmek mümkün mü? Riskleri azaltabilir miyiz? gibi sorular akla gelmeye başlar. Beyin sağlığını tehdit eden risk faktörlerini bilip alınması gereken önlemleri hayatımıza uyguladığımızda bu riskleri önemli ölçüde azaltmış oluruz.

Egzersiz sadece vücudunuz değil; beyninizin de ihtiyacı vardır

Araştırmalar, günde 10-15 dakikalık egzersizin beyin gücünü %30 oranında artırdığını gösteriyor. Egzersizle birlikte tüm vücutta kan dolaşımı arttığı için, beyne giden kan miktarı da artar. Böylece beyinde nöronlar arası iletişim artar ve hafıza güçlenir. Egzersiz yanında daha az araç kullanmak, kısa mesafeli yerlere araçla değil yürüyerek gitmek, asansör yerine merdiven kullanmak gibi günlük hayatta mümkün olduğunca aktif olmaya çalışmak yarar sağlayabilir.

İyi bir hafızanın sırrı su içmekte saklı!

Hafızanızı zinde tutmanın en basit ve sağlıklı yolu günde 2-3 litre su içmekten geçer.


Zamanın boşa harcanmaması gereken ilk şey olduğunu unutmayın.

Bilgisayar veya telefonun nasıl bir kapasitesi varsa beynimizin de bir kapasitesi mevcut. Nasıl bu cihazların kapasitesi dolup zaman zaman yeterli alan yok uyarısıyla karşılaşıyorsanız beyninizin de zaman zaman dinlendirilmeye gereksiz şeylerle doldurulmamaya ihtiyacı olduğunu unutmayın. Bunu dikkate almazsanız artık yeni bilgiler öğrenemez ve gereksiz bilgilerle dolu bir beyinden iyi bir performans bekleyemezsiniz.

Kaliteli uyku bedeninizin yanı sıra beyninizi de dinlendirir.

Herkes aynı miktarda uykuya ihtiyaç duymaz. Ama her gün yeterli uykuyu almak nöronların daha etkili çalışmasını sağlar. Bu da hafızamızı güçlendirir.

Midemiz kadar beynimizin de doğal besinlere ihtiyacı var!

Doğada bulunan bazı vitamin ve mineraller beyniniz için hayati önem taşır. Özellikle folik asit, B6 ve B12 vitaminleri demansa neden olan bazı proteinlerin daha düşük seviyelerde kalmalarını sağlar. Ama bunları hap tarzında almaktan ziyade doğal gıdalardan almak daha önemlidir. Yapay tatlandırıcı içermeyen gıdalar tüketenlerde IQ oranının daha yüksek olduğunu gösteren çalışmalar var.

Teknoloji her zaman yararlı olmayabilir.

Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte yaşamımızı kolaylaştırmak amacıyla cep telefonu, bilgisayar, televizyon, elektrikli ev aletleri, kablosuz iletişim sistemleri hayatımıza girmiştir. Bu aletlerin yaydığı elektromanyetik alanın biyokimyasal ve fizyolojik olarak birçok hücrenin işleyişini olumsuz yönde etkilediği gösterilmiştir.

Cep telefonu kullanımının artışı ile kanser, baş ağrısı ve hafıza kayıplarının artış gösterdiğiyle ilgili çalışmalar mevcuttur. Cep telefonu ve elektrikli aletlerden vazgeçmek mümkün olmasa da bazı önlemlerle riskler azaltabilir. Uzun süreli cep telefonu görüşmelerinden kaçınmak, gece uyumadan önce cep telefonunu kapatmak çözüm olabilir. Yine mutfakta elektrikli aletlerin yaptığı işlerin bir bölümünü onları kullanmadan yapmak riski azaltmada yardımcı olabilir.

Çok yönlü olmak aynı anda birçok işi yapmaya kalkışmak anlamına gelmez!

Günümüzde teknolojinin etkisiyle insanlar araba kullanırken, yürürken, işte, toplantıda arkadaşları ile sohbet ederken sosyal medyaya giriyor, maillerini kontrol ediyor. Bunlar hatayı beraberinde getirir. Kişinin dikkati dağılarak konsantrasyon ve hafıza problemleri oluşur. Bu nedenle sadece yapacağınız işe konsantre olun. Arkadaşlarınızla sohbet ederken, iş yaparken, araba kullanırken, yürürken telefon ve diğer iletişim araçlarından uzak durun.

Elinizdeki işi bitirmeden yenisine başlamayın!


Bir kitabı okumaya başladığınızda onu bitirmeden bir başka kitabı okumaya başlamayın. Hangi kitabı okuyorsun dediğimizde 3-4 tane kitap adı sayanları görmüşsünüzdür, hepsi yarım kalmış, başlanmış ama bitirilmemiş. İşte bu durumda yine beyinde konsantrasyon ve hafıza problemleri görmeye başlarız.

‘Beyin yorgunluğunu önlemenin yolları neler?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.