Kanser tedavisi müzik ile destekleniyor

Doktorluğunun yanı sıra müzik ile de yakından ilgilenen Okan Üniversitesi Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Tayfun Hancılar, “Müzik direkt tedavi yöntemi değildir ancak ruhsal dengeyi sağlamakta kanıtlanmış etkileri var” diyor.

Kanser tedavilerinin eskisi kadar hastanın yaşam standartlarını etkilemediğini ve son dönemlerde tedavilerin yan etkilerinin azaldığını vurgulayan Okan Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Tayfun Hancılar, “Hastalar korkularını yenmeli ve tedaviden kaçmamalılar. Tedavi sürecinde müziğin son derece önemli katkıları oluyor. İnsanlar kaygı ve korkularını unutabiliyor” diyor.

Hastaya hastaymış gibi davranmayın!

Tedavi süreci boyunca hastanın moralinin iyi olması hastayı olumlu yönde etkiliyor diyen Hancılar, hasta yakınlarının yapması gerekenler hakkında bilgi verdi. Yakınların hastalara hastalığını hatırlatacak şekilde davranmaması gerektiğine değinen Yrd. Doç. Dr. Hancılar şöyle konuştu:


Tedavi gören kişiyi rahat bırakmak gerekli. Çok fazla ilgi göstermek kişiyi bunaltabilir. O yüzden hastayı normal yaşamındaymış gibi motive etmek ve mümkün olduğunca ‘çok moralli ol, aman şöyle yap’ dememek önemli. Hasta kendine uygun bir şekilde yaşasın. Destek olmak için hastaya normal davranılması, aşırı ilgiden de uzak durulması gerekli. Ayrıca hastalar teşhis konulduğundan itibaren mutlaka psikolojik destek almalı ve hayatlarını daha huzurlu geçirmek yönünde kendilerini eğitmeliler.

Çok fazla ek gıda ve vitamin almak doğru değil!

Kemoterapi veya radyoterapi görürken normal gıdaları almak yeterli olacaktır. Abartılı derecede ek gıda, ek vitamin almak çok doğru değil. Sağlıklı ve düzgün beslenmek yeterlidir. Kanser hastalarının beslenme konusunda kendilerini büyük bir sıkıntıya sokmaması lazım.

İnsanlar artık kansere karşı daha bilinçli ancak bazen insanlar radyoterapi gören hastaların vücutlarında radyasyon taşıyor düşüncesine kapılabiliyorlar. Bu kesinlikle doğru değil, radyoterapi gören bir hastanın diğer insanlardan hiçbir farkı yoktur.


Müzik, kanser tedavisi için vazgeçilmez!

Müzik ile hastalara direkt tedavi yapılmadığını ancak tedaviye önemli bir katkı sağladığını vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Hancılar, “Müzik ile hastaya psikolojik destek sağlamış oluyoruz. Kemoterapi ve radyoterapi gören hastalar tedavi esnasındaki müzik yayınlarından çok olumlu şekilde etkileniyorlar. Tek başına bir tedavi yöntemi değil ancak müzik, tedavinin vazgeçilmez bir parçası. Hasta eğer psikolojik olarak rahat, huzurlu ve mutluysa şikayetleri ve ağrıları daha az hissetmeye başlıyor. Müzik, ruhsal dengeyi düzgün tutarak tedavinin bir parçası olmayı sağlıyor diye konuştu.

İç Sesimi Değil, Müziği Dinliyorum

Yaklaşık 1 yıldır meme kanseri tedavisi gören 28 yaşındaki Deniz Ergün, tedavi sürecinde müziğin ve moralin etkisinden bahsederek, “‘Ben nasıl iyileşeceğim, bu süreci nasıl atlatacağım, nasıl geçecek’ gibi düşüncelerden müzikle beraber sıyrılıyorsunuz. Ruhunuz dinleniyor dedi.

Hastalığını el muayenesi yaparak fark eden ve teşhis konulduktan sonra psikolojik olarak büyük bir yıkım yaşadığını söyleyen Ergün, ” ‘Ben kanserim’ diye kabullenmek uzun bir süreç. Öğrendiğim ilk zamanlarda çok zorlandım ancak destekçilerim çok fazlaydı. Saçlarım döküldüğünde çok etkilendim.

Dışarıya nasıl çıkacağımı çok düşündüm ama sonra arkadaşlarım, ailem ‘saçsız daha güzel görünüyorsun’ diyerek moral verdiler ve bu dönemi çevremin desteğiyle kolay bir şekilde atlattım. Çevremdeki insanlar her zaman nasıl daha iyi olabileceğimi düşünerek davrandılar. Bunun yanı sıra müziğin de psikolojime çok büyük katkısı oldu.


Sadece burada değil evde veya yolda dinlediğim müzik ile kafamdaki olumsuz düşüncelerden uzaklaşmış oluyorum. Müzik beni başka yerlere götürüyor. Moralimi daha yüksek tutmama yardımcı oluyor şeklinde konuştu.

Kanserli hücreler Fokal Ultrason Yöntemi ile yok ediliyor!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.