Zeki insanlardan hoşlanıp Türkiye’de yaşamanın ikilemini bir de istatistiklerden dinleyin. Önce işe zeki insanlardan hoşlanmanın temel terimiyle başlayalım…
Sapyoseksüel kimdir?
Latince Homo-Sapiens yani düşünen, akıllı insan kökünden türetilmiştir. Zekaya aşırı hayranlık duyan, hatta zekadan tahrik olan kişileri tanımlamak için kullanılır. Bir ara sosyal medyada profile yazmak pek modaydı. Her genç kızın Tinder, Instgram açıklamarında rastlayabileceğiniz çekirdek gibi tüketilen bir kelime: Sapyoseksüel.
Şunun gibi şeyleri siz de gördünüz elbet: Instagram profili: @Tuuuba – Description: Catlover / Sapyoseksüel. Yani “Hem hayvan hem zeka seviyorum” diyor. İnsanlardan umudu kesmiş. Haklı. Ne yapsın? Sonuçlar sokakta. Biz İsveç, Danimarka değiliz ki sokağa çıkıp insanlar yakışıklı erkeklerden, güzel kadınlardan yorulsun da zekaya aşık olmaya karar versin. Bizdeki yokluktan.
Yeni Trend Zeki Erkekler ve Kadınlar
Ankete katılan kadınların %84’ü; ince düşünceli zeki bir adamı, eşlerinin kaslarına tercih ediyorlar. Doğal olarak erkekler de kadınların nelerle ilgilendiklerini gözlemliyor ve kendilerini ona uygun tanıtıyorlar.
Örneğin ankete katılan erkeklerin %70’i, artık randevularında kadınları etkilemek için teknolojiye ne kadar yatkın ve ilgili olduklarından bahsettiklerini söylüyorlar. Tabii bir de ucuz aforizma sitelerinden ezberlenmiş birkaç özlü söz… Bunlar en tehlikelileri bence. Nispeten zeki olup, her şeyi bildiğini zannedenler… Bir şeyi bilmediğini bilen insanla iletişim kurabilirsin ama bu her şeyi bildiğini sanan çakma Bukowskilerle ancak monolog yaşayabilirsin.
Kaçamak yapan kadınların zeki erkeklere olan ilgisini daha iyi anlayabilmek için, 6,000’den fazla kadın üyeye “erkekte ne gibi özellikler ararsınız?” diye sormaya karar vermiş. Dörtte üçünden fazlası kafalı bir adamı karın kaslarına tercih ettiğini söylüyor (%77). Buna ilâveten büyük bir çoğunluk (%52) öncelikli olarak bilgisayar yatkınlığı olan erkekleri sporculara (22%) ya da sanatçılara (%14) tercih ediyor.
Pratik zekalıyız herkes rahat olsun!
Şimdi mesela bizim memleketin erkeklerinde şu kelime peynir ekmek gibi tüketilir: “Pratik zekalıyız oğlum biz!”
Şimdi bu ne demek aslında derine inip araştırmak lazım. “Yani biz o bildiğin zekilerden değiliz de pratik zekalıyız anla işte.” Normal hayatta zekamızı kullanamıyoruz, ortaya çözüm gerektiren bir sorun çıktığında herkesten hızlı sorunu çözüyoruz. Geçici olarak ama o anda çözüyoruz. Şunu anlamıyoruz ki sorun biziz aslında. İleriye yönelik, mantıkla tasarlanmış sistemler kurup onlara muhalefet etmeden hareket edebilsek sorun morun kalmayacak ki?
Yani özetle sadece zekayı kullansak pratik zekasına gerek kalmayacak. Ama yok. Kestirmeden gidelim. Emniyet şeridini kullanalım. “5 yıllık plan ne abi yarınımızı mı biliyoruz sen bana hızlı çözüm getir”leri diretelim. Eğitimi, sistemi, sınavı filan geliştirmeyelim de bi’ kapatıp açalım. Futbolcuyu içeride yetiştirmeyelim de dışarıda olmuşundan alalım. Neden? Çünkü taraftarın 1-2 sene takımın oturmasını bekleyecek sabrı yok. Azim yok, mecal yok, zaman yok… Ama pratik zeka var. Şükür.
