Aşırı dijital cihaz kullanımı çocukların gözlerini tehdit ediyor

Dijital teknolojiler gerek okullar gerekse evlerdeki kullanımlarıyla, çocukların yaşamlarının ayrılmaz bir parçası haline geldiler.

Gelişen teknolojiler, bu tür cihazların kullanımının önümüzdeki yıllarda daha da yaygınlaşacağını gösteriyor. Doğru kullanım ile çocukların gelişimine büyük katkılar sağlayan bu cihazlar, aşırı kullanıldığında ise gözlerde ciddi sorunlar oluşmasına yol açabiliyor. Dünyagöz Etiler’den Op. Dr. Elvan Yalçın, dijital cihazların kullanımı konusunda ipuçlarının yanı sıra, aşırı kullanım sebebiyle oluşabilecek problemler ve çocukların özellikle yaz aylarında dışarıda vakit geçirmesinin faydaları hakkında önemli bilgiler paylaşıyor.

Aşırı kullanım problemleri tetikliyor

Yeni jenerasyonun, ebeveynlerinden farklı olarak doğdukları andan itibaren tüm yaşamları boyunca teknolojiyle iç içe olduklarını belirten Op. Dr. Elvan Yalçın, “Özellikle 2000 ve sonrasında doğan kuşak, bütün yaşamları boyunca teknolojiyle ve dijital ekranlarla birlikte büyüdüler. İlerleyen yıllarda teknolojinin yaşamlarımızın daha da içine gireceğini düşünürsek, dijital teknolojilerin aşırı tüketiminin gözlerde oluşturabileceği etkileri göz önünde bulundurmamız gerekiyor.


Bu noktada ailelerin ve çocukların, aşırı ekrana bakma sebebiyle oluşabilecek problemler hakkında bilgilendirilmesi ve ailelerin çocuklarını yaz aylarında açık alanlarda zaman geçirmek için teşvik etmeleri çok büyük önem taşıyor. Dijital ekranlarda aşırı zaman geçiren çocuklarda, miyopi, astigmat, alerji, kirpik dibi iltihabı ve göz kuruluğu gibi rahatsızlıkların oluşma riski çok daha yüksek” şeklinde konuşuyor.

Aileler belirtilere dikkat etmeli

Ebeveynlerin, aşırı ekrana bakma sebebiyle oluşabilecek rahatsızlıkların belirtilerini dikkate almaları gerektiğinin altını çizen Op. Dr. Elvan Yalçın, “Ebeveynlerin, çocuklarının gözlerindeki problem ve değişimlere dikkat etmeleri ve doğru zamanda muayeneye yönlendirmeleri, görme yetisinin bozulmaması açısından çok önemli. Gözlerde oluşabilecek yanma, kaşıntı, yorgunluk, odak dağınıklığı, bulanık veya çift görme ve baş ağrıları, dijital ekranlara fazla bakma sebebiyle oluşabilecek rahatsızlıkların teşhisi açısından önemli belirtilerdir.


Fiziksel belirtilerin yanı sıra, okulda notların ani düşüşü, hiperaktivite ve motivasyon düşüşü gibi davranışsal bozukluklar da göz problemlerine işaret edebilir. Özellikle görme duyusunun, çocukluk döneminde öğrenilen bilgilerin %80’den fazlasının algılanmasına yardım ettiğini düşünürsek, çocukların düzenli göz muayenelerinin yaptırılmasının ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlayabiliriz” diyor.

Çocuğunuzu dışarı çıkarın, riskleri azaltın

Dijital ekranların, çocukların gözlerinde yaratacağı olumsuz etkilerin alınacak önlemler ile engellenebileceğini söyleyen Op. Dr. Elvan Yalçın, “Ebeveynlerin, çocuklar arasında yaygın olan dijital kaynaklı göz problemlerini önlemek için alabileceği tedbirler mevcut. Çocukların dışarıya çıkarak fiziksel aktivitelerde bulunmak için teşvik edilmesi hem dijital bağımlılığı hem de dijital ekranlar karşısında geçirilecek zamanı azaltarak ciddi faydalar sağlayacaktır.

Güneş ışınları, vücutta vitamin D eksikliğini giderirken gözlere de büyük faydalar sağlar. Güneş ışınları, gözlerde dopamin salgılanmasını sağlayarak, gözün şeklini korumasına yardımcı olarak görme bozukluklarının oluşmasını engeller. Ayrıca, okula başlamadan önce her çocuğun detaylı göz muayenelerinin gerçekleştirilmesi gerekiyor. Çocukların, dijital ekranlar başında geçirdiği zamanın da kontrol altına tutulması önemli.


Her 20 dakikalık süreçte, 20 saniyelik aralar vererek gözlerini dinlendirmesi konusunda da çocukların teşvik edilmesi gerekiyor. Ayrıca bilgisayar masalarının kendi boylarına göre ayarlanmış olması, odanın ışıklandırması ve ekran ile aralarındaki mesafenin doğru ayarlanması gibi ergonomik etkenler de göz problemlerinin oluşmasını engellemeye yardımcı olacaktır.” diyerek sözlerini tamamlıyor.

Tablet ve cep telefonları çocukları nasıl etkiliyor?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.