Yenidoğan sarılığı nedir? Belirtileri neler?

Heyecanla beklediğiniz bebeğiniz nihayet dünyaya gözlerini açtı ancak yenidoğan sarılığı sizin de mi kapınızı çaldı?

Yenidoğan sarılığı nedir? Belirtileri neler?

Endişe etmeyin ama hemen sağlık kuruluşuna başvurun zira bu dönemin doktor gözetiminde geçirilmesi çok önemli.

Acıbadem Maslak Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Tarkan İkizoğlu tedavide geç kalındığında ölüme bile yol açabilen sarılıkla ilgili toplumumuzda “şekerli su vermek” gibi en sık yapılan yanlışları, hastalığın belirtilerini ve tedavi yöntemlerini anlattı; önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.


Günümüzde en sık görülen yenidoğan hastalıklarından biri yenidoğan sarılığı. Vaktinde doğan bebeklerin yüzde 60’ında, erken doğan bebeklerin ise yüzde 80’inde görülebiliyor. Çiçeği burnunda anne ve babaları endişeye sevk eden bu hastalıkta,toplumda yaygın olan ‘şekerli su verin iyileşir’, ‘üzerine sarı tülbent örtün geçer’ şeklindeki hurafeler kimi zaman tehlikeli sonuçlara yol açabiliyor.

Yenidoğan sarılığı nedir?

Yenidoğan sarılığı, “yeni doğmuş bebeklerin kanlarındaki bilirubin miktarının artması neticesinde görülen bir çeşit sarılık” olarak tanımlanıyor. Yenidoğan sarılığı ilk olarak gözlerde kendini belli ediyor.

Yenidoğan sarılığı belirtileri neler?

Hastalığın şiddeti arttıkça sarılık sırasıyla yüz, gövde, kol ve bacaklar ile en son olarak el içi ve ayak tabanında görülüyor. Sarılık yukardan aşağı doğru artarken, iyileşme de ayaktan kafaya doğru oluyor. En son gözün beyaz kısmı düzeliyor.

Hangi bebeğin tedavi edilmeyi gerektirecek düzeyde hasta olduğuna karar vermenin çok önemli olduğunu belirten Dr. Öğr. Ü. Tarkan İkizoğlu, teşhisi koyabilmek için takibin mutlaka bir sağlık profesyoneli tarafından yapılması görektiğini vurguluyor.

Düzenli doktor kontrolü şart

Anne karnındaki bebeklerin kanındaki bilirubin maddesi fetusa bir zarar vermiyor çünkü plasenta aracılığı ile annenin kanına geçiyor ve annenin karaciğerinde işlenerek vücuttan atılıyor. Bebeğin kanındaki bilirubin maddesi doğumdan sonra yavaş yavaş artmaya başlarken, geçici olan bu duruma fizyolojik sarılık deniyor.


Birçok bebek için fizyolojik sarılığın tedavi gerektirmeden geçebilecek bir durum olduğunu, buna karşın bu dönemde düzenli olarak doktor gözetiminin şart olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Ü. Tarkan İkizoğlu “Aksi takdirde sarılığın seviyesi yükseldiğinde ve tedavisinde geç kalındığında kernikterus ismi verilen bir hastalık bebekte görülebilir.

Bu belirtilere dikkat!

Kanda aşırı derecede artan miktardaki bilirubin beyinde birikir ve beynin bazal ganglion bölgesini etkileyerek beyinde hasar oluşmasına neden olur. Bebekte yavaş hareketler, güçsüz ağlamalar, zayıf ve isteksiz emmeler, yavaş refleksler, kusma ve ateş gibi belirtiler gözlenir. Bu şekilde hastalanan bebeklerde beyin gelişiminde gerilik hatta ölüm görülebilmektedir” diyor.

Patolojik sarılık ise son derece az sıklıkla görülürken, fizyolojik sarılıktan daha erken veya daha geç ortaya çıkıyor ve bilirubin düzeyi daha yüksek oluyor.

Emzirmeye son vermek

Yenidoğan sarılığında emzirmenin son derece önemli olduğunu belirten Dr. Öğr. Ü. Tarkan İkizoğlu, anne sütünün bebek için hem mükemmel bir besin hem de sarılığı önlemede önemli bir yardımcı olduğunu vurguluyor. Buna karşın yanlış bilgiler sonucu bazı anneler kendi sütlerinden dolayı bebeklerinin sarılık olduğu inancıyla emzirmeye son verebiliyor. Dr. Öğr. Ü. Tarkan İkizoğlu bu durumda bebeğin kanındaki bilirubinin daha da yükseldiğini söylüyor.

Şekerli su vermek

Geleneksel yöntemlerden en çok uygulananı bebeğe şekerli su verilmesi. Şekerli suyun kan şekerini yükseltme etkisi ile fayda sağlayacağı inancı aksine bebeğin şeker dengesinin bozulmasına ve bebek tokluk hissettiği için emmenin gecikmesine yol açıyor. Bu nedenle bebeğe şekerli su vermeken kaçının.

Sarı tülbent örtülmesi

Bebeğin üzerine sarı tülbent örtülürse sarılığının geçeceği batıl inançlara dayanıyor. Oysa sarı tülbent örtülmesinin sarılığa faydalarına yönelik bilimsel bir çalışma yok. Üstelik zaman kaybından başka bir işe yaramıyor. Üstüne üstlük gecikmeye ve değerlendirirken göz yanılsamasına yol açıyor.

Işığın altına yatırmak


Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Ü. Tarkan İkizoğlu yenidoğan sarılığı olan bebeklerin hastalığın tedavisi amacıyla aileler tarafından güneş ışığı ve veya floresan ışığı altına yatırılabildiğini belirterek “Bebeği güneş ışığı veya floresan ışığı altına yatırmak sarılığı azaltmakta kısmi etkili olsa da uygulamada oluşabilecek riskler sebebiyle önerilmemektedir” diyor.

Bebek bakımı ile ilgili doğru bilinen yanlışlar


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.