Akademik başarı mı? Tırnak yiyen çocuk mu?

Çoğunlukla çocukluk yaşlarında başlayan tırnak yeme soru­nu, çocuklarımızın iç dünyalarında bazı şeylerin iyi gitme­diğini ifade etme yollarından biridir.

Akademik başarı mı? Tırnak yiyen çocuk mu?

Eğitmen ve Danışman Ebru Demirhan, çocuklarda tırnak yeme sorununun sebepleri ve çözüm yolları ile ilgili bilgiler verdi.

Ebeveyn olmak tüm dünyaya, insanlığa olan sorumluluğumuzun kısa adıdır. Bir can dünyaya getirmek, büyütmek ve onun yaşam boyunca yürüdüğü her yolda, temas ettiği her insanda rolümüzün olması anlamına geliyor. Ebeveyn olmanın doğrusu yok fakat yanlışı var. Doğrusu evrensel olan, herkes için geçerli olan bilgileri içeriyor fakat çizgisi ebeveyn – çocuk arasındaki iletişimin içinde farklı renklerde yerini buluyor. Bu nedenle tek doğrudan bahsedemiyoruz. Oysaki yanlışına baktığımız zaman uzun uzun listeler çıkartabiliyoruz.


Ebeveynlik çocuğun her döneminde farklılaşabiliyor. Bebekliğin getirdiği bakım sürecindeki tutum ile okul öncesi ve sürecindeki tutumlar değişiyor. Eğitim sistemimizin kendi kültürümüz ve geleceğimiz baz alınarak net ve sürdürülebilir bir forma girememesi çocuğu eğitim hayatına başlayan ebeveynlerin tutumlarını oldukça değiştirebiliyor.

Herkes çocuğu için en iyiyi istiyor

En iyiyi istemek herkes için bir hak olmakla birlikte ona giden yol yorucu bir yarış halindedir. Eğitim geldiğimiz noktada oldukça pahalı ve fazlaca emek isteyen bir sürece dönüştü. Gerek anne, babalar gerekse çocuklar bu süreçte üzülüp yoruluyor.

Çocuklarda davranış bozukluklarının nedenleri

Okul yaşamının getirdiği zorluklar, ebeveynlerin beklentilerini karşılayamamak, öğretmen otoritesi, akran zorbalığı gibi birçok konu ile karşı karşıya kalan çocuk çeşitli davranış bozuklukları ile kendisini ifade etmeye çalışabilir. Gerek ebeveynler gerekse öğretmenler olarak her davranış bozukluğunun arkasında başa çıkılamamış bir durum olduğunu bilerek dikkat etmeliyiz.

Merkezime gelen ve çocuğu ile ilgili danışan ebeveynlerin çoğu akademik başarının artmasını talep ediyor. Çocukla ilgili sorular sorduğumda tırnak yeme, alt ıslatma, kaygılı iletişimsizlik, öfke, kilo gibi çeşitli davranış bozuklukları olduğunu görüyorum ve ebeveynler ısrarla çocuğun akademik başarısına odaklanmak istiyor. Hepsinin bir bütün olduğunu anlatıyorum. Gerek davranış bozuklukları gerek akademik başarı gerekse duygudurumu ile ilgilenmek gerektiğini anlatıp seansları o şekilde planlıyorum.


Akademik başarı mı? Tırnak yiyen çocuk mu?

Tırnak yemek, altını ıslatmak…

Tırnak yemek, alt ıslatmak, çekingenlik ve benzeri davranış bozuklukları çocukların bir şeyleri çözemedikleri, bazı konularla başa çıkamadıklarını anlatmanın bir yoludur. Çok önemli göstergelerdir. Davranış bozukluğunu görmezden gelmek çocuğun iç dünyasındaki sorunu görmezden gelmektir. Dikkatin dışında her sorun büyür ve daha fazlasına sebep olabilir. Çocukların dünyasında minik şeyler bir davranış bozukluğuna sebep olabileceği gibi aynı değerde minik bir dokunuş sorunu ortadan kaldırır.

Çocuğunuzu gerçekten tanıyor musunuz?

Konu akademik başarı iken diğer konuların da önemli olduğunu tekrar vurgulamak istiyorum. Bir yandan da akademik başarıyı kendi bilincimiz ve yapabilirliğimizle değerlendiriyor olabilir miyiz? Çocuğunuzu tanıyor musunuz? Sizin beklentilerinizin dışında o ne istiyor? Onun kendini tanımasına yardımcı oluyor musunuz? Kendi beklenti ve isteklerinizi bir elbise gibi ona giydirip içini doldurup taşımasını mı bekliyorsunuz? Tüm bu soruların cevabı çok önemli…

Çocuğunuzu doğru yönlendirdiğinize emin misiniz?

Sanatsal yönü daha kuvvetli olan bir çocuğu “Sen büyüyünce doktor olacaksın” diye kodladığınızda belki de işini sevmeyen, içinde özlemleri olan, insanlara yeterince hizmet edemeyen bir doktor üretmiş olabilirsiniz. Bu durum gerçekten faydalı mı?

Akademik başarıyı en verimli şekilde sağlamamıza sebep olan durum kendini tanıyan, çocuğunu tanıyan, çocuğunun kendisini tanımasına yol açan ebeveynlerdir. Her birey saygıyı hak eder. Zekası ya da aklını kullanma şekli sizler gibi olmasa da çocuğunuzun sadece varlığı saygıyı hak eder, tıpkı sizin gibi…


İyi ki çocuklar anne ve babalarına kopya şekilde benzemiyorlar böylece bizi sürekli kendimizi tekrar etmekten kurtarıyorlar. Tüm çocukların kendileri olabilmelerine, kendi varlıklarına uyumlu şekilde yaşam yolunda ilerlemelerine izin vermek ve tüm ebeveynlerin bunu destekleyip yol gösterici olmaları çözüme giden yolda önemli adımlardır.

Annenin suçluluk duygusu çocukta kaygı ve öfkeye neden oluyor!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.