Karne alan çocuğa nasıl davranmak gerekir?

Yarıyıl tatili özellikle karnesinde düşük notlar çocuklar için endişeli bir döneme dönüşebiliyor. Zayıf bir karne karşısında ailelerin suçlayıcı değil, kabul edici ve destekleyici olması gerektiğini hatırlatan uzmanlar, “Notlar, takdirler, birincilikler, çocuklarınızın kişiliğini ölçmez, sadece bilgisini ölçer. Not sadece bir sonuçtur. Asıl önemli olan çocuğunuzun öğrenme bilincine sahip olmasıdır” diyor.

Karne alan çocuğa nasıl davranmak gerekir?
Karne alan çocuğa nasıl davranmak gerekir?

Karne dönemlerinde çocukların üzerindeki baskı giderek artıyor. Özellikle karnesinde kırık notlar olan çocuklar, ailelerin de baskısıyla kendisini başarısız ve yetersiz hissedebiliyor.

Okul öncesinde her yaptığı şey için alkışlanan çocukların, okula başlayınca her yanlışı için eleştirilmeye başlandığını söyleyen DoktorTakvimi.com uzmanlarından Psikolog Nagihan Akarsu karne alan çocuğa nasıl davranılması gerektiğiyle ilgili önemli bilgiler paylaştı.


Çocuk okula başlayınca çok ders çalışması, yanlış yapmaması, arkadaşlarından geri kalmaması gibi birçok beklenti vardır. Özgüvenin gelişmeye başladığı bu dönemde çocuk sadece doğru yaptıklarıyla kabul edildiğini ve sevildiğini düşünür.

Birlikte yapılan ödevlerde aileler tahammülsüzdür, çocuklarının yapamamalarına katlanamazlar. Bu ise çocuklara gizli bir mesaj verir: “Başarman çok önemli, başarırsan seni daha çok severim.” Maalesef çocukları için en iyisini düşünen aileler bu mesajı verdiklerinin farkında değillerdir. Eğitim sistemi de sürekli onlardan “en iyi”sini olmalarını istemektedir. Henüz kendilerini bulamamış çocuk ve gençler için bu durum tam bir sıkışmışlıktır.

Yüksek not başarının göstergesi değildir

Öğrenme sürecinin bir değer olduğunu, beklenti ve baskıyla gelişmediğini hatırlatan Akarsu, çocuktaki okuma, öğrenme ve merak etme isteğinin çok çalıştırarak ve herkesi geçerek kazandırılamayacağının altını çiziyor.


Bilgi bir araçtır ama biz çocuklarımızın karnesindeki puanlarla gelecekte nerde olacaklarına, başarılı ya da başarısız olacaklarına fatura keseriz. Her düşük puan bir kaybediş gibidir” diyen Psikolog Nagihan Akarsu, sözlerini şöyle sürdürüyor:

Notlar, takdirler, birincilikler, çocuklarınızın kişiliğini ölçmez, sadece bilgisini ölçer. Not sadece bir sonuçtur. Asıl önemli olan çocuğunuzun öğrenme bilincine sahip olmasıdır. Eğer çocuğunuz, merak etmiyorsa, öğrenmeyi sevmiyorsa ama çok çalışıp 100 alıyorsa asıl burada bir sorun vardır.

Sınav akşamları geriliyor, ağlıyor, uyuyamıyorsa, sınav haftası karın ağrıları başlıyorsa ancak yine de 100 alıyorsa bir daha düşünün. Aldığı 100 puan gerçek bir 100 puan mıdır? Yüksek notlar başarıyı göstermediği gibi, düşük notlarda başarısızlığı göstermez. Okul birincisi olan öğrenci hayatta başarılı olamayabilir, sınıfta kalan bir öğrenci çok başarılı bir iş adamı olabilir.

Düşük notların arkasındaki nedenleri mutlaka araştırın!


Zayıf bir karne karşısında ailelerin suçlayıcı değil, kabul edici ve destekleyici olması gerektiğini hatırlatan Akarsu, “Çocuğunuza ‘Elinden geleni yaptın, bazen her şey istediğimiz gibi gitmez. Sen nasıl hissediyorsun kendini? Bu notları düzeltmek istersen neler yapacağımızı düşünelim’ gibi cümleler kurabilirsiniz. En önemlisi de çocuğunuzun aldığı düşük notların arkasındaki nedenleri araştırmalısınız” diyor.

Akarsu, ailelere şu önerilerde bulunuyor:

  • Çocuklarınızı tanımaya çalışın, onların kendilerini keşfetmelerine izin verin.
  • Kendi yapmak istediklerinizi değil, onların hayatta bir amacı olmasını sağlayın.
  • Üretken, kendini tanıyan, araştıran çocuklarınızın olması için önce kendinizin de öyle olduğunuzdan emin olun.
  • Kaç puan aldıklarını değil, gösterdikleri çabayı takdir edin.
  • Çocuklar iyi bir meslek sahibi olmak için değil, öğrenmek istedikleri ve keşfettikleri için okula gitmeliler. Zaten bunları yaparlarsa iyi bir meslek sahibi olurlar.
  • Sınav geleceğin belirleyicisi değildir. Her ne olursa olsun ne yapacağınızı biliyor olmak her şeyin belirleyicisidir.
  • Çocuklarınızı koşulsuz kabul ettiğinizi gösterin.
  • Tatil dönemlerinde ödevleri eğlenceli hale getirmeyi deneyin. Bunu bir görev, kural olarak dikte etmeyin.
  • Tatiller çocukların dinlenmesi içindir. Ödevler değil ama öğrenme devam edebilir.
  • Her şeyden önemlisi en büyük başarı çocuklarınızı sadece yaptıklarıyla değil, yapamadıklarıyla da sevin.

Öğretmeni öğrencinin gözünde efsane yapacak 5 durum


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.