Besin değerini düşüren 12 hatalı alışkanlık

Yiyeceklerin besin değerini düşüren 12 hatalı alışkanlık… Besinlerden en fazla faydayı sağlamak için de yıkamadan pişirmeye, saklamadan tüketmeye kadar birçok alanda belli kurallara dikkat etmemiz büyük önem taşıyor. Aksi halde yapılan hatalar besin değerlerinin azalmasına, hatta çoğunun kaybolmasına neden olabiliyor. Bunun sonucunda yediklerimiz sadece karnımızı doyurduğumuz bir yiyeceğe dönüşebiliyor.

Yiyeceklerin besin değerini düşüren 12 hatalı alışkanlık
Yiyeceklerin besin değerini düşüren 12 hatalı alışkanlık

Yediklerimiz ve içtiklerimiz bize sadece enerji vermiyor, aynı zamanda besin değerleriyle sağlığımıza önemli katkıda bulunuyorlar. Besinlerde bulunan proteinler, sağlıklı yağ asitleri, vitamin ve minerallerin her birinin vücudumuzda farklı işlevleri ve faydaları var.

Peki besinlerin değerini düşürmemek için neler yapmalı, nelerden kaçınmalıyız? Acıbadem Taksim Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilan Eker pişirirken ve tüketirken vazgeçmeniz gereken 12 hatalı alışkanlığı anlattı, önemli uyarı ve önerilerde bulundu.


Yiyeceklerin besin değerini düşüren 12 hatalı alışkanlık:

Hata: Eti ve balığı yüksek ısıda pişirmek

Doğrusu: Etlerde doğal olarak bulunan kimyasal bileşikler (AGEler) kızartma ve kavurma gibi yöntemlerle yüksek ısıda pişirildiklerinde artıyor. Bu kimyasalların yüksek miktarda alınmaları vücutta yaşlanmayı hızlandıran ve bizi hastalıklara açık hale getiren kronik inflamasyona, diğer bir deyişle yangıya sebep oluyor.

Etleri ve balığı yüksek ısıda hızlı pişirmek aynı zamanda proteinlerin bozulmalarına da neden oluyor. Bunların yanı sıra balıkları yüksek ısıda pişirmek proteinin yanında sağlığımız için kritik öneme sahip olan omega 3 yağ asitlerinin de bozulmasına yol açıyor. Etleri orta-düşük ısıda, ızgara, fırın veya haşlama yöntemiyle pişirdiğinizde besin değerlerini büyük ölçüde koruyabilirsiniz.

Hata: Yumurtayı kızgın yağda pişirmek / Uzun süre haşlamak

Doğrusu: Yağda yumurta kahvaltı sofralarının adeta baş tacı. Ancak dikkat! Yumurtayı kızgın yağda pişirmek proteinlerin bozulmasına yol açıyor. Bunun yanı sıra yumurtayı özellikle sarısının çevresinde yeşil renkte demir sülfür halkası oluşacak kadar uzun süre haşlamak da bir başka hatalı alışkanlık. Ancak yumurtayı besin güvenliği ve biotin vitaminin iyi emilimi için çiğ olarak tüketmekten de kaçınmalısınız. Yumurtayı ideal olarak 4-7 dakika haşlamanız uygun olacaktır.

Hata: Sebzeleri çok ince doğramak

Doğrusu: Besin değerini düşüren üç faktör var; oksijen, ışık, ısı. Meyve ve sebzelerin iç kısımları oksijen ve ışıktan korunuyor, ancak kesildiklerinde oksijen ve ışığa maruz kalmasıyla vitamin ve mineral içerikleri de azalmaya başlıyor. Bu nedenle ince doğramak yerine iri parçalar halinde ezmeden doğramak besin kaybını azaltıyor.

Ayrıca kesilmiş meyve ve sebzeleri taze olarak tüketerek ya da serin ve kapalı bir kap içinde muhafaza ederek kaybı en aza indirebilirsiniz. Bunun dışında sebze ve meyveleri kör bıçak ile kesmek kalsiyum ve potasyum sızıntısına sebep olabileceği için keskin bıçak tercih etmenizde fayda var.

Hata: Eti, yoğurt ve peynirle tüketmek

Doğrusu: Kalsiyum kaynağı yoğurt ve peynir gibi besinler demir emilimini nispeten azaltacakları için etlerle beraber tüketmemekte fayda var. İyi bir demir kaynağı olan etleri biber, yeşillikler ve limon gibi C vitamini kaynağı besinlerle yemeniz demir mineralinden en fazla fayda sağlamanıza yardımcı oluyor. Etleri aynı zamanda turunçgil suyu veya domates suyu ile marine ederseniz hem lezzetini hem de besin değerini artırabilirsiniz.

Hata: Şiddetli akan su altında yıkamak

Doğrusu: Çilek, böğürtlen, ıspanak ve roka gibi ince zarlı sebze/ meyveler şiddetli akan su altında yıkandıklarında ya da suda uzun süre bekletildiklerinde vitamin ve mineral kaybına uğruyorlar. Bu nedenle nazikçe yıkamak gerekiyor.


Hata: Sert kabuklu meyvelerin kabuklarını soymak besin değerini düşürür!

Doğrusu: Birçok meyve ve sebzenin en besleyici kısımları kabuğu ve kabuğa yakın iç kısımlarıdır. Bunun yanında tarımda kullanılan zirai ilaçlar da kabukta birikiyor. İyi haber; meyve ve sebzeleri bol suyla iyi yıkamak, hatta sert kabukluları sebze fırçaları ile fırçalamak bu kimyasallardan büyük ölçüde kurtulmanızı sağlıyor. Kabuğu yenilebilen meyve ve sebzeleri kabuğuyla ya da en azından kabuğunu ince soyarak tüketmeniz daha fazla vitamin ve posa almanıza katkı sağlıyor.

Hata: Meyve ve sebze suyunu bekletmek

Doğrusu: Sebze ve meyvelerin sularını sıktıktan sonra ışık ve oksijenle temasları artacağı için vitamin içerikleri kayba uğruyor. Aynı zamanda meyvenin posasını atarak birçok faydasında da vazgeçmiş oluyorsunuz. Bu nedenle meyvenin kendisini bütün olarak tüketmek en besleyici yoldur. Meyve suyu içecekseniz de sıkıldıktan sonra hemen tüketmeye çalışın ya da serin ve kapalı bir kap içinde muhafaza edin.

Hata: Zeytinyağını yüksek ısıya maruz bırakmak

Doğrusu: Zeytinyağı, kalp-damar ve beyin sağlığını geliştiren omega 3 ve omega 6 gibi sağlıklı yağ asitlerini içeriyor. Ancak zeytinyağı düşük dumanlanma noktasına sahip olduğu için yüksek ısıda pişirmek için uygun değil.

Unutmayın, zeytinyağı, ceviz, badem gibi sağlıklı yağ kaynaklarını yüksek ısıya maruz bırakmak faydalı yağ asitlerinin bozulmalarına sebep oluyor. Bu nedenle zeytinyağını yemekler piştikten sonra eklemeli ya da soğuk olarak tüketmelisiniz. Ayrıca sıvı yağları güneş ışığından ve ısıdan korumanız, pencere önlerinde ve ocağın hemen yanında tutmamanız besin değeri açısından önemli.

Hata: Sebzeleri uzun süre ve bol suda haşlamak besin değerini düşürür!

Doğrusu: Sebzelerde bulunan C ve B grubu vitaminleri ısıyla kolayca kayba uğrayabiliyor. Dolayısıyla sindirim sorununuz yoksa çiğ yenilebilen sebzeleri öncelikli olarak çiğ tüketmeye çalışın. Eğer pişiriyorsanız sebzelerin pişme sürelerine göre en fazla 10 ile 20 dakika arasında, diriliklerini koruyacak şekilde pişirin.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilan Eker sebzeler bol suda haşlanır ve haşlama suları dökülürse vitamin ile mineral içeriğinin kayba uğrayacağını belirterek; “Bu yüzden sebzeleri bol suyla haşlamak yerine az suda, düşük sıcaklıkta, buharda veya kendi suyu ile sote ederek pişirin. Kızartmalardan ise uzak durun. Sebzelerdeki yağda çözünen A, D, E, K vitaminlerinden faydalanmak için tercihen sızma zeytinyağı ile birlikte tüketin.” diyor.

Hata: Kurubaklagillerin pişirme suyunu dökmek

Doğrusu: Bitkisel protein kaynakları kuru fasulye, nohut ve mercimek gibi kurubaklagiller aynı zamanda vitamin ve mineral açısından da oldukça zenginler. Kurubaklagiller iyi pişirildiklerinde protein değerleri artıyor. Ancak haşlama sularının dökülmesi vitamin ve mineral kaybına yol açıyor. Kurubaklagilleri, pişirme suyunu dökmeden, az suyla pişirmeniz besin değerini koruyan en doğru yöntem.

Hata: Sütü uzun süre kaynatmak besin değerini düşürür!

Doğrusu: Süt uzun süre kaynatılırsa protein ve vitamin değerleri kayba uğruyor. Ancak patojen bakteriler içerebileceği için çiğ süt tüketiminden de kaçınmanız gerekiyor. Pastorizasyon, sütte besin değerinin büyük ölçüde korunduğu ve mikropların yok edildiği bir yöntem. Pastorize süt, sütün 12-16 saniye süre ile 72-80 °C arasında ısıl işlem yapılıp aniden soğutulmasıyla elde ediliyor. Evde belli ekipman ve kurallarla süt pastorize edebilir ya da marketlerden pastorize günlük sütler satın alabilirsiniz.

Hata: Buzdolabında ideal süreden fazla tutmak


Doğrusu: Dalından koparıldıkları anda besin kaybına uğramaya başladıkları için sebze ve meyveleri mümkün olduğunca taze tüketmenizde fayda var. Besinlerde bozulmayı geciktirmek ve tazeliği korumak içinse buzdolabının sıcaklığı +4.5°C üzerinde olmamalı.

Bazı besinlerin bozulmadan buzdolabında tutulma süreleri:

Besin Buzdolabı (4.5 °C veya altı)
Yumurta (çiğ) 2-3 hafta
Yumurta (kabuklu, pişmiş) 7 gün
Kıyma 1-2 gün
Parça kırmızı et (çiğ) 3-4 gün
Tavuk, hindi (çiğ) 1-2 gün
Pişmiş et, tavuk 2-3 gün
Süt (kapağı açıldıktan sonra) 2-3 gün
Sebze ve meyveler (çiğ) 7-8 gün
Sebze ve meyveler (pişmiş) 3-4 gün

Yeni nesil unlar: Teff, Amarant, karabuğday ve Hindistan cevizi unu


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.