Türk futboluna yeniden Güneş doğdu!

Şenol Güneş, Fransa’yı darmadağın ederek yitirdiğimiz heyecanı geri getirdi… Nihat Özdemir başkanlık koltuğuna geçerek bembeyaz bir sayfa açtı… Canlan Türkiye, kabus bitti! Yeniden yükselmek için hep beraber coşalım, gol çığlıklarımız göklere yükselsin…  

Türk futboluna yeniden Güneş doğdu!
Türk futboluna yeniden Güneş doğdu!

Avrupa Uluslar Kupası’nda küme düşen milli takımımız 2020 Avrupa Kupası elemelerine çok iyi başladı. Çoğunluğu Avrupa’da doğup yetişen genç ve yeni bir kadro ile mücadele eden takımımız, iki gün önce Konya’da Dünya Şampiyonu Fransa’yı daha üstün oyun sergileyerek 2-0 yenmeyi başardı.

Reyjavik’te İzlanda ile oynadığımız maçta ise başa baş bir oyun sergilememize karşın hak ettiğimiz beraberlik golünü atamayarak sahadan yenik ayrıldık. Ama, Şenol Güneş’in yönetiminde oynadığımız oyun ile seyircilere zevk veriyoruz. Dört maçta üç galibiyet almayı başaran millilerimiz zafer dolu günlerimizi anımsatan umutlar vaad ediyor. Ulusal maçlar ile yakaladığımız enerjiyi verimli bir sürekliliğe dönüştürmekte büyük bir yarar var.


Futbolumuz yedi yıl boyunca yanlış eller tarafından yönetildi.

Yıldırım Demirören, 2004 yılında Beşiktaş Başkanı seçildiğinde kulübün kasası gayet iyi durumdaydı. Sekiz yıl süren başkanlığı boyunca siyah beyazlı kulübü öyle büyük bir mali krize soktu ki şanlı kulüp hala kendine gelemedi. 2012 yılında Futbol Federasyonu’nun başına geçmek üzere  görevi bıraktığında Beşiktaş camiası adeta bayram etmişti ama Siyah Beyazlılar için kurtuluş anlamına gelen ayrılık kararı tüm futbolseverleri düş kırıklığına uğratan daha büyük bir kabusun başlangıcı oldu.

Demirören’in yedi yıllık federasyon başkanlığı süresince ulusal takımımız son derece başarısız sonuçlar aldığı gibi futbolumuzun geleceğine yönelik başarılı bir çalışma da yapılamadı. Kulüplerimiz borç batağına saplandı, kamuoyunun hakem camiasına güveni kalmadı, altyapı sistemi gözardı edildi, yabancı oyuncu sayısının serbest bırakılması nedeniyle ulusal takımımız kadro kurmakta zorlandı, süper ligin marka değeri düştü.

Başkan Nihat Özdemir ateşten gömlek giydi.

tff başkanı nihat özdemir

1 Haziran 2019 tarihinde Nihat Özdemir’in Federasyon Başkanı seçilmesiyle Türk futbolunda bembeyaz bir sayfa açıldığını umut etmek istiyorum. Aziz Yıldırım’ın başkan olduğu dönemde Fenerbahçe’de yönetim kurulu üyesi olarak uzun yıllar görev yapan Özdemir oldukça deneyimli ve bilgili bir spor yöneticisi. Türk futbolunu bugün bulunduğu durumdan çok daha iyi bir noktaya çıkarabilecek çözümler üretebilecek güç ve sığaya sahip.

Sorunlar belli, Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok.

Türk futbolunun yükselişe geçmesi için geliştirilmesi gereken ana noktalar hepimiz tarafından görülüyor aslında. Hep beraber özetle üzerinden geçelim.

Birinci önemli nokta; kulüplerimiz ve futbol federasyonunun futbolcu yetiştirmek üzerine hiçbir plan ve programı olmamasıdır. Nihat Özdemir ile Şenol Güneş’in Türk futbolunu gurbete bağımlılıktan kurtarması lazım. Ulusal kadromuz ve süper ligde oynayan Türk futbolcuların tamamına yakını yurtdışında yetişiyor.


Dünya futbolunda ekol olarak kabul edilen ülkelerin altyapı sistemleri örnek alınarak Türkiye’de yaşayan gençleri futbolumuza kazandıran bir sistem geliştirilebilir. Önemli olan önce mali kaynak ve zaman ayırmak, sonra kararlılıkla ilermektir. Şenol Güneş gibi bir futbol adamı bu sistemi kolayca kurabilir ve yönetebilir.

Türk futboluna yeniden Güneş doğdu!

İkinci önemli nokta; futbol kulüplerimizin akıl almaz rakamlar ile ifade edilen borçlardır. Futbol Federasyonu ve Kulüpler Birliği birarada çalışıp kulüplerin daha fazla borçlanmasını engelleyecek ve varolan borçlarını ödemelerini sağlayacak yasal yaptırımlar geliştirmelidir.

Örneğin, oyuncu ücretleri için tavanı uygulaması masaya yatırılmalı ve dikkatle değerlendirilmelidir. Önümüzdeki beş sezon avrupa sahalarında başarı hedeflenmediği takdirde düşük ücretler ile kadro kurmak mümkün olabilir. Kulüplere uzun vadeli krediler sağlandığı takdirde on yıl içerisinde kulüpler bütçelerini sürdürülebilir düzeye getirilebilir.

Üçüncü önemli nokta; futbol liglerimizdeki yabancı oyuncu sayısının bir an önce azaltılması zorunluluğudur. Kulüplerimizin ekonomik krizde olması nedeniyle önümüzdeki sezonlarda ödenebilecek ücretler o kadar düşük olacak ki liglerimiz hiçbir ülkede iş bulamayan, son derece yeteneksiz yabancı oyuncular ile dolacak.

Bu oyuncular yerine Türklere forma fırsatı verilmeli ve yetenekli gençlerin yetişmesi sağlanmalıdır. Böylece düşük ücretlendirme daha rahat uygulamaya alınabilir, ücret ve kalite olarak Türkiye liglerini aşan oyuncularımız da avrupanın önde gelen liglerinde fırsat ararlar.

Türk futboluna yeniden Güneş doğdu!

Futbolumuz ilgi, para ve zaman ayrılmasını fazlasıyla hak ediyor.


Türkiye’de futbol en çok ilgi çeken olayların başında geliyor ama ne yazık ki futbolumuz ciddi sorunların altında kalmış, can çekişip duruyor. Konya’da, Dünya Şampiyonu Fransa’ya karşı aldığımız şanlı galibiyet futbolumuzun neleri başarabileceğini bize açık açık gösterdi. Futbolseverler, Nihat Özdemir ve Şenol Güneş’e güveniyor ve çözüm bekliyor. Özlediğimiz başarılı günler ve büyük zaferler çok yakında geri gelecek, herşey çok güzel olacak.

Türk futbolu için kurtuluş reçetesi


Koray Erdivanlı
1975 yılında İstanbul’da doğdu. 1993 yılında Özel Işık Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1998 yılında Marmara Üniversitesi Kamu Yönetimi (Fransızca) bölümünden lisans derecesi aldı. Western Michigan University ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nde MBA dalında yüksek lisans yaptı. 2021 yılında Hacıbektaş Belediyesi tarafından düzenlenen kısa öykü yarışmasında 'Üç Öğüt' adlı öyküsüyle birincilik ödülü; 2022 yılında 25. OŞYAD Geleneksel Şiir Yarışması'nda 'Gurbet' adlı şiiriyle özendirme ödülü kazandı. 2022 yılında 'Yeşil Güller' adlı öykü kitabı ve 'Öfkeli Dargınlık' adlı tiyatro oyunu, 2023 yılında 'Dantelli Tuzak' adlı romanı yayınlandı. Başlıca uğraşlarından biri olan filateli alanında 'Çanakkale Savaşı' ve 'İbn-i Sina' temalı koleksiyonlarıyla beş madalya kazandı. Özel sektörde insan kaynakları alanında yönetici olarak çalışmaktadır. Tarih, spor, sinema ve müzik başlıca ilgi alanları arasındadır.