Hamile kalmayı zorlaştıran 5 önemli neden nedir?

Çocuk sahibi olmak evli çiftlerin büyük bir bölümünün rüyası. Ancak bu her zaman çok kolay olmayabiliyor. Hamile kalmayı zorlaştıran 5 önemli neden nedir?

Hamile kalmayı zorlaştıran 5 önemli neden nedir?
Hamile kalmayı zorlaştıran 5 önemli neden nedir?

Düzenli olarak ilişki kurulmasına rağmen 1 yıl sonunda gebe kalınamaması durumuna verilen isim olan infertilite yani kısırlık vakalarının yüzde 85’inde altta yatan bir sebep tespit edilebiliyor.

Teknolojik ve bilimsel gelişmeler sayesinde bu oranın her geçen gün arttığını belirten Acıbadem International Hastanesi Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Murat Arslan; kadın infertilitesinin (kadınlarda görülen kısırlığın) çiftlerde görülen infertilite sebepleri içerisinde yüzde 30 ila 35 oranında tek başına, yüzde 20 ila 25’inde ise erkeğe bağlı nedenlerle birlikte görüldüğüne dikkat çekiyor.


Hamile kalmayı zorlaştıran 5 önemli neden nedir?

Prof. Dr. Murat Aslan, kadınlarda en sık rastlanan 5 önemli infertilite nedeni hakkında da detaylı bilgiler paylaştı.

1- Yumurtlama bozuklukları ve Polikistik over sendromu (PKOS)

Kadına ait infertilite sebepleri arasında yumurtlama bozuklukları ilk sırada yer alıyor. Yumurtlama bozukluklarına yol açan sebepler arasında ise polikistik over sendromu (PKOS) başı çekiyor.

PKOS, kadında seyrek veya hiç yumurtlama olmamasının yanı sıra farklı hormonal dengesizliklerin izlendiği, buna bağlı olarak gebe kalamama, vücutta kıllanma, sivilcelenme, adet olamama gibi sorunların da ortaya çıktığı karmaşık bir tablo.

Bu sendromun varlığı durumunda kadının yumurtalıklarında normale göre daha fazla yumurta bulunmasına karşın bunların içerisinden bir yumurtanın seçilmesi, olgunlaşması ve atılmasında sorun yaşanıyor.

PKOS’lu infertil bir kadında tedavi sırasında amacımız yumurtlamanın sağlanması. Bunun için bazı hastalarda basit, ağızdan verilen ilaçlar yeterli olurken bazı hastalarda daha kompleks tedaviler gerekebiliyor.

Prof. Dr. Murat Arslan, basit tedavilere rağmen düzenli yumurtlama sağlanamayan, sağlansa bile gebe kalamayan hastalarda üremeye yardımcı olmak üzere aşılama veya tüp bebek tedavisi uygulanabileceğini belirtiyor.

Tedaviler süresince kadının üzerine düşen en önemli görev ise kilo almamak, hatta kiloluysa karbonhidrat tüketimini azaltarak biraz kilo vermek. Bu sayede hastadaki hormonal dengesizlik bir nebze geriletilebiliyor.

2- Yumurtalık rezervinde azalma

Yumurtalıkların içerisinde barındırdığı yumurta sayısına yumurtalık rezervi ismi veriliyor. Yumurtalık içerisinde mevcut yumurtalar ne kadar fazlaysa o kadının yumurtalık rezervi o kadar iyi kabul ediliyor.

Bir kız çocuğu doğduğunda yumurtalıklarındaki yumurta sayısı yaklaşık 2 milyon civarında oluyor. Ergenliğe kadar geçen sürede bu rakam yaklaşık 400 bine düşüyor. Ergenlikten sonra da her ay ortalama 1000 yumurta kaybı yaşanıyor. 30 yaşından sonra yumurtalık rezervi daha hızlı azalmaya başlıyor, 35 yaşından sonra ise azalma çok daha hızlı oluyor.


Tabii ilerleyen yaşla birlikte tek sorun yumurta sayısının azalması değil. Daha önemli sorun kalan yumurtaların içerisinde iyi kalitede yumurtaların oranının azalması olarak ortaya çıkıyor. Buna bağlı olarak atılan herhangi bir yumurtanın döllenebilme, döllendikten sonra iyi embriyo olabilme şansı azalıyor ve bu da kadının gebe kalabilme şansını azaltan en önemli faktör olarak öne çıkıyor. Bu nedenle sağlıklı bir şekilde gebe kalabilme ve anne olma planları yapılırken bu faktörleri hesaba katmakta fayda var.

3- Endometriozis

Normalde sadece rahim içerisinde bulunması gereken rahim iç dokusunun vücutta farklı yerlerde bulunması endometriozis hastalığı olarak isimlendiriliyor. Endometriozis bütün kadınların yaklaşık yüzde 20’sinde, gebe kalamayan kadınların ise yüzde 50-70’inde farklı derecelerde görülüyor.

Diğer bir ifadeyle endometriozis kadınlarda infertiliteye yol açan en önemli hastalıklardan biri. Normal pozisyonunda olmayan bu rahim içi dokusu, karın içerisinde karın zarı ve tüplerde yer aldığı zaman her adet döngüsüyle birlikte bu dokuların yapısını daha çok bozuyor, karın içerisinde yapışıklık ve tüplerde (rahim kanallarında) tıkanmalara sebep oluyor.

Tüm bunlara ek olarak yumurtalıkların karın içerisindeki yerlerini değiştirerek tüple yumurtalık arasındaki doğal ilişkinin bozulmasına neden olabiliyor. Endometriozisin en çok yarattığı şikâyetlerden bir diğeri de çok sancılı adet görmek ve ilişki sırasında artan ağrı.

Prof. Dr. Murat Arslan, bu şikayetlerin varlığı halinde kadının mutlaka endometriozis açısından değerlendirilmesi gerektiği uyarısında bulunuyor.

4- Tüplerdeki tıkanıklıklar ve diğer problemler

Tüpler yani rahim kanalları, spermin yumurtaya ulaşması ve döllenen yumurtanın rahim içerisine tekrar geri dönebilmesi esnasında önemli ve vazgeçilmez bir role sahip. Vazgeçilmez olmasının nedeni, tüpleri tamamen kapalı olan bir kadının kendiliğinden hamile kalabilmesinin mümkün olmaması.

Tüpleri açık ama iyi fonksiyon göstermeyen kadınlarda ise dış gebelik görülme ihtimali artıyor. Gene tüplerde sıvı toplanması, gerek doğal yollardan oluşan embriyoların gerekse tüp bebek yöntemi ile rahim içerisine yerleştirilen embriyoların rahme tutunma şansını yarı yarıya azaltıyor.

Sonuç olarak, tüplerin açık veya kapalı olmasının yanında sağlıklı olması da büyük öneme sahip. Bu durum kadının gerek doğal yoldan gerekse yardımcı üreme teknikleriyle gebe kalabilmesinde belirleyici rol oynuyor.

5- Rahim yapısı ile ilgili problemler hamile kalmayı zorlaştırıyor!

“Yumurta, sperm ve bunların birleşimiyle oluşan embriyo ne kadar kaliteli olursa olsun, oluşan embriyonun yerleşeceği rahim ve rahim iç dokusu sağlıklı değilse gebeliğin oluşabilmesi, oluşsa bile sağlıklı devam edebilmesi mümkün değil.” diyen Prof. Dr. Murat Arslan; kadında infertiliteye yol açan önemli faktörlerden birinin de rahim sağlığı olduğunun altını çiziyor.


Bu nedenle embriyonun yerleşeceği rahim iç yapısını etkileyen polip, miyom, enfeksiyonlar, yapışıklık, geniş rahim içi perdeleri ve benzeri sorunların mutlaka gözden geçirilmesi ve tedavi edilmesi gerekiyor.

Baba olmayı engelleyen 8 önemli sorun


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.