Bilim Kurulu sokağa çıkma yasağı istiyor: Vaka sayısı yeterince düşmedi!

Vaka sayısı öngörülen rakamlara inmeyince Bilim Kurulu, cezai yaptırımların artırılmasını ve sokağa çıkma yasağı uygulanmasını teklif etti. Öneriye Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da sıcak baktığı belirtiliyor. Adana, Diyarbakır ve bazı doğu illerinde vaka artışları yaşanıyor.

Bilim Kurulu sokağa çıkma yasağı istiyor: Vaka sayısı yeterince düşmedi!
Bilim Kurulu sokağa çıkma yasağı istiyor: Vaka sayısı yeterince düşmedi!

Bilim Kurulu sokağa çıkma yasağı istiyor: Vaka sayısı yeterince düşmedi!

Türkiye genelinde 1 Haziran’dan itibaren iktidarın uygulamaya soktuğu ‘normalleşme’ adımlarının vaka sayılarına etkisinin bu hafta ortasına kadar alınması öngörülmüştü.


Günlük vaka sayısının 500’lü rakamlara inmesi, temmuz başı itibarıyla ise 100’ün altına düşmesi öngörülüyordu.

Önceki gün yapılan Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu toplantısında da, açılımların etkisi masaya yatırıldı. Birçok sınırlamanın kaldırılmasıyla birlikte tüm Türkiye’de yaşanan yoğunluğun vaka tablosunda olumsuz değişime yol açmadığı savunulurken, vaka sayılarının belli bir bantta takılıp kaldığına dikkat çekildi.

Yapılan değerlendirmelerde, 20 Mayıs’tan bu yana vaka sayılarının 800-900’lü rakamlar arasında gidip geldiği, bunun ana nedeninin ise toplumda yüzde 20’lik bir kesimin kuralları ihmal etmesi olduğu belirlendi.

Vaka sayısı beklenen rakamlara düşmedi

Türkiye gazetesinden Yücel Kayaoğlu’nun haberine göre Sağlık Bakanlığı‘nın yaptığı modellemelerde haziranın ortasına kadar günlük vaka sayısının 500’lü rakamlara inmesi, temmuz başı itibarıyla ise 100’ün altına düşmesi öngörülüyordu.

Ancak asker uğurlamaları, ‘geçmiş bayramın mübarek olsun’ ziyaretleri, taziye, nişan gibi kapalı alanlarda yapılan bazı toplu faaliyetler ve sokağa çıkma yasaklarının kaldırılması nedeniyle oluşan yığılmaların vaka tablosunun 800-900’lü rakamlarda direnç göstermesine sebep olduğu kaydedildi.

Bilim Kurulu’nda yapılan değerlendirmelerde “Bu açılımların çok fazla olumsuz yansıması olmadı. Açılımlar, vakaların azalma hızını düşürdü. Bunun tek sebebi ihmaller. Bu ihmaller yaygın değil. Aksi hâlde İran’da olanlar bizde de olurdu. Lokal olarak kurallara uymayanlar var” görüşünün dile getirildiği kaydedildi.

Sokağa çıkma yasağı ve ceza önerisi

Bilim Kurulu üyeleri bu direncin kırılması için özellikle kapalı alanlarda maske takmayanlara cezai yaptırım uygulanması, vakaların öngörülmeyen bir şekilde arttığı ve potansiyel kümelenmelerin yaşandığı illerde gerekirse sokağa çıkma yasağı dâhil, bazı tedbirlerin uygulanması önerisinde bulundu.

Bursa’da vaka sayısı bir günde yüzde 50 arttı

Normalleşme sürecinin başlamasıyla birlikte iller seyahat yasağı kaldırıldı, kafeler açıldı. Sokağa çıkan yurttaşlar arasında sosyal mesafe kayboldu. Bursa Valisi Yakup Canpolat, koronavirüs vakalarında bir günde yüzde 50 artış olduğunu söyledi.

Bursa Valisi Yakup Canpolat, Bursa Hakimiyet gazetesine normalleşme süreciyle birlikte vaka sayısında yaşanan artışı anlattı.

Vali Canpolat, “Normalleşiyoruz, iyiye gidiyoruz ama şu mesajı vermek istiyorum. Önceki günkü rakamlar beni korkuttu. Sayı vermemeyim ama bir önceki güne oranla pozitif vaka sayısı bir günde yüzde 50 arttı. Bu vakaların yüzde 50’si de Yıldırım’da. Yıldırım dikkat etmeli,” ifadelerini kullandı.

Koronavirüsü ile mücadelede bundan sonraki dönemin yurttaşların gayreti ve sağduyusuna bağlı olduğunu dile getiren Vali Canbolat “Sosyal kontrol dediğimiz akraba arkadaş çevre insanları uyaracak. Kuralla uyun diyecek. İnsanlar kendi sağlığını düşünmüyorsa bile toplumun ve muhatap olduğu kişilerin sağlığından sorumlu. Bu bir vebal. Kendi sağlığını düşünmüyorsa toplumu düşünecek” şeklinde konuştu.

Diyarbakır’da vaka sayısı 1500’e yükseldi: Bu durum kaygı vericidir, endişeliyiz

Diyarbakır’da Coronavirus vaka sayısının bin 500’e yaklaştığını belirten TTB Merkez Konsey üyesi Halis Yerlikaya, ‘Bu durum kaygı vericidir, endişeliyiz’ dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, pandeminin başlangıç sürecinde yüksek vaka sayısıyla dikkati çeken İstanbul, Ankara ve İzmir’de vaka sayısında düşüş, Diyarbakır ve Bölge ilerinde ise yükselişe geçtiğini açıkladı. Yeni dönem ile vaka sayısında yaşanan hızlı artışın dikkat çektiği Diyarbakır’da normalleşme sonrası yaklaşık 24 bin kişi karantinaya alındı.


Türk Tabipler Birliği’nden açıklamalar: Endişeliyiz!

Diyarbakır’da vaka sayısındaki yükselişi ve bunun nedenlerini Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konsey üyesi Halis Yerlikaya değerlendirdi.

Yerlikaya, pandeminin başlangıç sürecinde Diyarbakır’da vaka sayısının düşük olduğuna işaret ederek, normalleşmenin başlatıldığı 1 Haziran‘dan sonra yükselişe geçtiğine dile getirdi. Diyarbakır’da normalleşme sonrası bin 500’ye yükseldiğini dile belirterek şöyle konuştu:

“Son bir haftada yaşanan hızlı artışla birlikte 900 olan vaka şimdilerde bin 500’e yaklaşmış durumda. Diyarbakır, Bölge’de vaka sayısının en çok olduğu il olmuş durumda. Çok endişeliyiz. Alarm zilleri çalıyor şu anda. Birinci dalganın pikleri ile karşı karşıyayız. Bölge kentlerinde vaka artışı var, ancak Diyarbakır bu artışta da önde gidiyor. Bu durum kaygı vericidir, endişeliyiz!”

“Müdahale servis sayısı 5’e çıkarıldı”

“Salgının hızlı bir şekilde yayılmasının birçok sebebi var” diyen Yerlikaya şöyle konuştu:

“İlk başta biz sağlık örgütleri olarak atılacak adımlarda karar sahibi olmak istedik. Ancak bu talebimiz kabul edilmedi. Gelinen aşamada, ‘Bu iş bitti. Biz başardık’ söylemi rehaveti beraberinde getirdi. Bunun sonucunda yaşanan gevşeme vaka sayısını artırdı. Bir de başka illerden Diyarbakır’a gelenler ve toplu ibadetler bu virüsün yayılmasına sebep oldu.

Özellikle bayram haftası virüsün yayılmasının en yüksek olduğu hafta oldu. Hızlı normalleşme beraberinde maske, eldiven ve fiziki mesafeyi ortadan kaldırdı. Şu an arkamızda gördüğünüz, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde koronavirüs vakalarına müdahalede 1 olan servis sayısı 1 Haziran’dan bu yana 5’e çıktı. Bu da alarm düzeyinde olduğumuzu gösteriyor.”

“Yaşadığımız, ilk dalganın pikleridir. İkinci dalgayı sonbahara doğru bekliyoruz”

Vaka sayısındaki bu hızlı artışın “ikinci dalga” olarak değerlendirilemeyeceğine dikkati çeken Yerlikaya;

“İkinci dalga diyebilmemiz için birinci dalgadaki vakaların belirli seviyeye inmesi gerekiyor. Şu an yaşadığımız birinci dalganın içindeki piklerdir. İkinci dalgayı sonbahara doğru bekliyoruz. Virüsün etkisinin azaldığına ilişkin bir veri elimizde yok. Bunun ilacı bulunmadan tehlikenin geçmesi söz konusu değil.

Felaket tellallığı yapmak istemiyoruz, ancak durum felakete doğru gidiyor, diyebiliyoruz. Bunun önüne geçmek için acil bir şekilde önlem almamız gerekiyor. Eğer önlem alınmazsa virüs felaket haline gelebilir. Virüs daha bitmedi. Arkamda gördüğünüz hastanede daha yeni doğum yapmış makineye bağlı 29 yaşındaki kadında virüs tespit edildi. Dolayısıyla herkesin üstüne düşeni yapması gerekiyor. Her an hepimizi tehlike altındayız” şeklinde konuştu.

“Başardık mesajı verilmek isteniyor”

Pandemi sürecinin başlangıcından itibaren atılan adımların ekonomik kaygılarla alındığını dile getiren Yerlikaya, “Bütün karar süreçleri, ekonomik kaygılar ile alınıyor. Atılacak adımların Dünya Sağlık Örgütü‘nün çizmiş olduğu kurallar çerçevesinde atılması gerekiyor. Bilimsel veriler ışığında peyderpey atılması gereken adımlar atılmıyor.

Hızlı bir normalleşme sürecine gidildi. Yapılması gereken il bazında karar alınması, ancak genel bir karar alınmış durumda. İstanbul baz alınarak adımlar atılıyor. Oysaki il veya bölge bazında karar alınması gerekiyor. Topluma biz bu işi başardık mesajı verilmek isteniyor, ancak bunun sonucu kötü bir artışa sebep oluyor. Kaygılı ve endişeliyiz” diye kaydetti.

Diyarbakır’da 50’ye yakın ölüm yaşandı

Sürecin başlangıcından beri Diyarbakır’da 50’ye yakın kişinin öldüğünü aktaran Yerlikaya, şunları söyledi:

“Elimizde net veriler yok. Türkiye genelinde ölüm sayısında beklenen azalma yaşanmadı. Bir azalma bekleniyordu. Ancak bakanlığın yaptığı açıklamada beklenen bir azalama durumu mevcut değil.


Diyarbakır’da süreç boyunca 50’ye yakın ölüm yaşandı. Ancak vaka sayısındaki kronik hasta sayısına bağlı olarak yeni ölümler yaşanabilir. Rehavete kapılmayalım, maske, fiziksel mesafe ve hijyene dikkat edelim. Basit ama etki alanı güçlü olan adımlar bunlar. Bunları gözden kaçırmayalım.”

İstanbul’da kademeli mesai uygulamasına geçilebilir!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.