Gebelik döneminde beslenme nasıl olmalı, nelere dikkat edilmeli?

Gebelik dönemi, kadının fiziksel, hormonal ve psikolojik olarak değiştiği bir dönem. Tüm bu değişimlerle beraber beslenme düzeninin de değiştiği, değişmesi gerektiği bir dönem. Peki bir kadın, anne olacağını ilk duyduğu andan itibaren beslenmesinde nelere dikkat etmeli?

gebelik beslenme

Gebeliğin ilk ayında annenin sürdüreceği beslenme alışkanlıkları, bebeğin de hayat boyu sürdüreceği beslenme alışkanlıklarının temelini oluşturur. Annenin yeterli ve dengeli beslenmesi bebeğin bedensel ve zihinsel olarak büyümesi ve gelişmesini sağlar. Amaç annein vücundaki besin öğeleri depolarını dengede tutmak, anne karnındaki bebeğin normal büyüme gelişmesini sağlamak, emziklik döneminde süt salımı için gerekli enerji ve besin öğelerini karşılamaktır.

Yetersiz ağırlık kazanımı 6 kg‘ın altıdır. yetersiz beslenme erken doğuma, bebeğin düşük doğum ağırlığına (<2500g), bebekte bedensel ve zihinsel gelişim yetersizliğine hatta ölü doğumlara sebep olabilir.


Doğumdan önceki ağırlığı normal olan kadınlarda, gebelikle 10-14 kg ağırlık kazanımı idealdir. bu da her ay yaklaşık 1-1. 5 kg ağırlık artışı demektir. Riskli gebelikler; adölesan gebelik, 35 yaş üstü gebelikler, 2 yıldan az aralıklı gebeliklerdir. İlk 12 hafta 1. trimester, 13-27. haftalar arası 2. triester, 28-40. haftalar arası 3. trimesterdir.

Her gebelik zorlu ve meşakkat dolu bir süreçtir ve bu süreçte elbette annenin bazı zorlanacağı belki kendini kötü hissedeceği günler veya anlar olabilir. Bu gibi zorluklar gebelik süresince aralıklarla görülebilir. Bunlara örnek olarak ilk aylarda genellikle sıklıkla karşılaşılan durumlar mide bulantısı, baş dönmesi, yediklerin ağza gelmesi, iştahsızlık, yemek kokularına karşı aşırı hassasiyet gibi bir çok beslenme bozukluğu oluşabilir.

Gebeler bu beslenme bozukluğuyla kendileri baş etmemelidir. Ve kesinlikle kulaktan dolma bilgiler ile hareket etmemelidir. Gebelik öncesinde olduğu gibi gebelik sırası, sonrası, emziklilik dönemi ve bebek beslenmesinde de diyetisyenin takibi ve gözetimi önemlidir.

Mide bulantıları

gebelik mide bulantısı

Gebeliğin ilk 3 ayını oluşturan bu dönemde annenin yaşadığı hormonal değişiklikler bu dönemde çok karşılaşılan ve hiperemesiz denilen mide bulantılarına sebep olabilir. Bu durumda anne besin tüketimini reddedebilir ve günlük enerji alımı kısıtlanabilir. Gebeliğin ilk döneminde rastlanan mide bulantılarını azaltmak adına sabah kalkar kalkmaz mide suyunu emmeye yardımcı olacak; kıtır ekmek, galeta, leblebi, ekmek gibi kaynakları yataktan kalkar kalkmaz tüketilmelidir.

Asitli içecekler ve meyve suları midede yanmaya sebep olacağından uzak durulmalıdır. Sıvı ihtiyacınızı karşılamak adına suyu yemek sırasında değil ara öğünlerde tüketilmelidir.

Çiğ sebze ve meyveler mideyi yavaş terk edeceğinden mide bulantısının yoğun olduğu dönemlerde tüketilmesi önerilmez. Protein alımını yetersiz bırakmamak adına; peynir, tuzlu ayran, cacık, yoğurt gibi besinsel kaynaklar gün içerisinde alınmalıdır.

Alınması gereken ortalama besin öğeleri

Annenin fiziksel ve sağlık durumuna göre değişmesiyle birlikte günlük olarak ortalama en az tek bir öğünde; kırmızı et, balık, kurubaklagil gibi bir protein kaynağını; günlük 3 bardak süt veya yoğurdu; günlük 5-6 porsiyon kadar sebze ve meyve tüketimini tamamlanması ve karbonhidrat olarak; kepekli ürünler değil tam buğday ekmeği, tam tahıl ekmeği, çavdar ekmeği gibi vitamin ve mineral içeriği yüksek ekmek türleri tüketilmesi önerilir.

Günlük 6-8 porsiyon kadar karbonhidrat grubu tüketmelerinde bir sakınca yoktur. Bu dönemde vitamin ve mineral ihtiyacı artacağından hem besinsel olarak bunlardan zengin hem de yağ kalitesi olarak oldukça yüksek değere sahip; fındık, ceviz, badem gibi kaynaklara beslenmelerinde yer vermelidirler. Gebelikte bol su tüketimi hem anne hem bebek açısından çok faydalıdır. Anne adayı günde yaklaşık 2 – 3 litre kadar su içmelidir. Bu yaklaşık olarak 10-12 bardak civarındadır.

Bitkisel çaylar ve ürünler

Gebelik sürecinde anne adayının rahatlamak için tükettiği bitki çayları düşük yapmaya yol açabildiğinden, tüketimi önerilmez. Özellikle; rezene, zerdeçal, civanperçemi, mine çiçeği, ada çayı, barut ağacı kabuğu, sinameki ve yeşil çay tüketmek bu dönemde sakıncalı olabilir.

zerdeçal hamilelik

Zerdeçal hamilelikte rahim hareketlerini artırarak, ada çayı kadınsal hormonları artırarak ve yeşil çay tansiyonu yükselterek düşük yapmaya sebep olabilir. Doğum Tarihi Son adetin ilk gününe 280 gün eklenmesiyle tahmini doğum tarihi hesaplanır.

Gebelik süresi 40 hafta kabul edilse de, 38 ile 42 haftalar arası normal sayılır. Bu dönemde dikkat edilmesi gerekenler; Sigara, alkol ve doktora danışmadan alınan ilaçlar gebelik boyunca, özellikle de bebeğin organlarının geliştiği ilk 3 ayda zararlıdır. Kedi, köpek dışkısı ve çiğ etle temas edilmemelidir. Bunlar bebeğe zararlı olabilecek toksoplazma denen parazit taşıyabilir.

Gebelik eki

Gebelikle birlikte artan enerji ihtiyacıyla alınması gereken enerji miktarı artar. Gebelik öncesi ağırlığı; normal ise ilk 3 ay 150 kcal sonraki aylar 300 kcal, zayıf ise ilk 3 ay 250 kcal sonraki aylar 300 kcal, şişman ise ilk 3 ay eklenmez sonraki aylar 300 kcal eklenir.

Kafein

Annenin aşırı kafein tüketimi, bebeğin kemik yoğunluğu ve kalsiyum içeriği üzerinde zararlı etkilere sahiptir. Annenin yüksek dozda kafein alması birçok mineralin emilimini engellemekte ve kansızlık riskini arttırmaktadır. Kafein bebeğin de kanına geçer. Alınan orta düzeyde kafein anne adayında çarpıntı ve benzeri yakınmalar yaratmasa da bebeğin kalp atımlarında ve solunumunda (bebek daha doğmadan da anne karnında solunum hareketleri yapar) belirgin artışa neden olabilir. Kafein bir idrar söktürücüdür.

gebelik kafein

Hamilelik sırasında fazla miktarda alınımı sıvı ve kalsiyum kaybı ile dehidratasyona (aşırı sıvı kaybı) yol açabilir. Özellikle yemeklerden hemen sonra alındığında bağırsaklardan demir emilimini %40 oranında azaltır ve bu demir gereksinimin çok yüksek olduğu hamilelik döneminde oldukça önemlidir. Günde maksimum 3-4 bardak açık ve limon ilaveli çay ile kafein alımı sınırlandırılabilir. Kahve tüketimi ise günde 1 fincanı geçmemelidir.


Protein gereksinimi

Plesenta için çok önemlidir. gebe olmayan kadınlar için 0. 8-1 g/kg iken gebelerde 1. 2-1. 5 g/kg dir. ortalama olarak normal gereksinimin 20 g fazlasıdır.

Omega 3 yağ asitleri anne karnındaki bebeğin beyin oluşumu ve gelişimi, görmeyi sağlayan retinanın gelişimi, sinir sisteminin gelişimi aşamalarında önemli rol oynar. Omega 3 ler açısından en zengin besin maddeleri balıklardır. Ceviz ve semizotu da omega 3 içerir. Balık tüketemiyorsanız doktor ve diyetisyeninizin önerdiği balık hapı tabletlerini kullanabilirsiniz.

Demir gereksinimi

Gebelikte 20 mg ek demir gereklidir. Hb 11 g/dl az olduğu durumlarda ek demir suplemanı önerilir. yemeklerle birlikte çay kahve içilmemeli. Demirin vücutta kullanımını arttırmasından dolayı c vitamininden zengin besinlerle beraber tüketilmesine özen gösterilmelidir. Hem demirinin (Fe+2) emilimi, hem olmayan demire (Fe+3) göre daha fazladır.

Gebelikle birlikte Vücut kan hacmini % 30-50 artırır. Kan hacmindeki bu artış nedeniyle hamile kadınların folik asit ve demir alımını da arttırmaları gerekir. Birçok kadının demir rezervleri yoktur. Hamilelik sırasında, gebe olmayan kadınların ihtiyaç duyduğu demir miktarının iki katına ihtiyaç vardır. Hamilelik sırasında yeterli miktarda demir rezervi yoksa veya yeterince demir alınmazsa, demir eksikliği anemisi gelişebilir. Dengeli beslenme ile hala demir eksikliği devam ediyorsa doktor tarafından takviye yazılabilir.

Demir; et, yumurta, tavuk, balık, yeşil yapraklı sebzeler, kurubaklagiller, kuru meyvelerde bulunur. Demir emilimini arttırmak için bu yiyecekler ile birlikte C vitamininden zengin olan taze sıkılmış portakal suyu ile birlikte tüketmek iyi bir tercihtir. Özellikle turunçgiller, sebze ve meyveler C vitamininden zengindir. Çay, kahve ise demir emilimini azaltacağından önerilmez.

WHO, tüm gebelere en kısa zamanda günlük 60 mg elemental demir ve 400µg folik asit birlikte başlamayı önermektedir. Bu protokol tüm gebelik boyunca ve postpartum 6 ay devam etmelidir. Gebelerde özellikle ikinci ve üçüncü trimesterde demir ihtiyacı diyetle alınan miktarın üzerindedir.

Ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından demir destek programı kapsamında klinik anemi olmasa da günlük demir gereksinimi göz önüne alınarak tüm gebelere, ikinci trimesterden başlayarak 6 ay ve doğum sonu 3 ay olmak üzere toplam 9 ay süre ile günlük 40-60 mg demir önerilmektedir. En sık kullanılan oral preparat demir (II) sülfattır.

WHO ve CDC erken dönem demir desteğinin düşük doğum ağırlıklı bebek riskini azalttığını rapor etmiştir. USPSTF demir düzeylerine göre destek verilmesi gerektiğinin savunmaktadır. Hemokromatozisli ve beta-talesemi olanlar demir takviyesi kullanmamalıdır.

Kalsiyum gereksinimi

Kalsiyum tüketimi, kadınlar için yalnızca gebelik döneminde değil, hayatın her döneminde büyük önem taşımaktadır. Gebelik süresinde alınan kalsiyum anne adayında kemik erimesi gelişmemesi ve bebekte kemik, diş gelişiminin sağlıklı bir şekilde gerçekleşebilmesi için gereklidir. Gebe kadınlar için günlük kalsiyum ihtiyacı 1000-1300 mg’dır.

Gebelik süresince kemik yapısını oluşturan kalsiyumun yeterli miktarda alınması, bebeğin iskelet yapısını geliştirdiği gibi, annenin de kemik kütlesini korumasına yardımcı olur. Eğer anne gebelik sürecinde yeterli kalsiyum alınırsa, ileride oluşabilecek osteoporoza karşı da kendisini korumuş olur. Süt, yoğurt, peynir, pekmez, fındık, kuru baklagiller ve yeşil yapraklı sebzeler zengin kalsiyum kaynaklarıdır.

Vitamin gereksinimi

Yeni vücut hücrelerinin yapımında proteinlere yardımcı olduğu için B6, B12 ve folik asit gereksinimi artmaktadır. Gebelik sırasında DNA sentezinin yapılabilmesi için B 12 vitaminine ihtiyaç vardır. Bu vitamin süt, yoğurt, yumurta, peynir ve et gibi hayvansal kaynaklı besinlerde bulunur.

Gebelik döneminde folik asit gereksinimi

Folik asit kullanımına gebe kalmadan 6-8 hafta önce başlamalı ve gebeliğin ilk 12 haftası boyunca sürdürülmelidir. Günlük 400 mikrogram (0. 4 mg) folik asit alımı yeterlidir.

Folik asit daha çok hücre bölünmesi ile hücrenin genetik yapısının oluşmasında anahtar işlevi görür. Bu sebeple gebeliğin erken döneminde, fetüsün merkezi sinir sisteminde gelişimi sağlamak için yeterli miktarda olması zorunludur. Gebeliğin 2. -12. haftalarında yeterli alım olmazsa nöral tüp defektleri gibi beyin ve omurilik kaynaklı anormaliler öncelikli olmak üzere konjenital gelişim bozukluklarının ortaya çıkma olasılığı artar.

Yapılan çalışmalarda yeteri kadar folik asit alındığında nöral tüp defektleri yüzde 70 oranında azaldığı ortaya konmuştur. Bunun için tavsiye edilen doz, genellikle kadın gebe kalmadan 8 hafta önce ile gebeliğin ilk trimesterinde günde 400 mikrogramdır. Eğer alım yetersiz olursa kan homosistein aminoasidi seviyesi artabilir kardiyo-vaskular hastalıklar için risk oluşabilir.

Folik asitin kaynakları; koyu yeşil yapraklı sebzeler, kurubaklagiller, et, süt, yoğurt ve türevleri, yumurta ve tahıllar olarak sıralanabilir.

Gebelik döneminde D Vitamini gereksinimi


Gebelikte d vitamini yetersizliği, yüksek kan basıncı ve proteinüri ile karaktersiz preeklemsi için önemli bir risk faktörüdür. D vitamini güneş ışığından alınmalıdır. Gebeliğin 12. haftasından itibaren günde 1200 IU (30mcg-9 damla) alınmalıdır.

10 adımda hamilelik hazırlığı: Bu uyarılara dikkat!


Nurettin Şahinli
Diyetisyen Nurettin Şahinli Kırıkkale’de doğdu. Yükseköğrenimini Kırşehir Ahi Evran Üniversitesinde Gıda İşleme Bölümü Gıda teknolojisi programında ön lisansını 2014’te aldı. Daha sonra lisansını Doğu Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik bölümünde 2017 yılında tamamladı. Yüksek lisans eğitimini T.C. Üsküdar üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsünde Nörobilim Anabilim dalında Duygusal yeme bozukluklarında uzmanlık almıştır. Bazı yerel gazetelerde sağlık ve tıp alanında güncel yazıları bulunan İntern Nörobilim Uzmanı & Diyetisyen Nurettin ŞAHİNLİ, İstanbul Çekmeköy’de Umut Obezite ve Diyet Kliniğini kurucu olarak açmıştır. 2019 yılının sonlarında ise yine İstanbul Çekmeköy ilçesinde “UMUT PSİKOLOJİ VE DİYET KLİNİK” adı ile Psikoloji ve Beslenme alınında uzman kadrosu ile merkezini 2. kez kurmuş danışanlarını kabul etmektedir.