Besin zehirlenmesinde bu şikayetler varsa vakit kaybetmeyin!

Sağlık Bakanlığı verilerine göre; ülkemizde her yıl yaklaşık 6 milyon kişi besin zehirlenmesi sorunu yaşıyor. Mikropları içeren yiyeceklerin tüketilmesi sonucu oluşan besin zehirlenmelerinin çoğu birkaç gün içinde kendiliğinden geçse de, çocuklar, ileri yaştaki kişiler, hamileler ve kronik hastalık taşıyanlar gibi risk grubundaki kişilerde hayatı tehdit edebilecek boyutlara ulaşabiliyor.

Besin zehirlenmesinde

Besin zehirlenmesinde bu şikayetler varsa vakit kaybetmeyin!

Acıbadem Fulya Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ozan Kocakaya, besin zehirlenmesi oluştuğunda dikkat etmeniz gereken en önemli kuralın vücudunuzu susuz bırakmamak olduğuna işaret ederek; “Organlarımıza kan akışının kesintiye uğramaması sıvı dengesinin korunmasıyla mümkün. Sağlıklı düşünmekten normal idrar çıkışına her şey sıvı dengemize ve susuz kalmamamıza bağlı. Bu nedenle gün içinde susamayı beklemeden bolca sıvı tüketmeyi alışkanlık edinin. Ayrıca hasta ve ödemli mide kapasitesini zorlamamak için küçük ve az porsiyonlar tüketin, mide boşalmasını geciktirecek yağlı şeyler yemeyin. Dikkat etmeniz gereken üçüncü kural ise dinlenmek olmalı.” diyor.


Mikroplar besinlere nasıl bulaşıyor? 

Besin zehirlenmesine yol açan mikroplar; virüs (norovirüs veya rotavirüs), bakteri (salmonella, E.coli/Koli Basili) veya parazit (küçük kurtlar gibi) olabiliyor. Dr. Ozan Kocakaya, mikropların besinlere nasıl bulaştığını şöyle anlatıyor:

  • Hasta olan kişiler besinleri hazırlarken ve servis ederken elleri aracılığıyla mikropları yiyeceklere bulaştırabiliyorlar.
  • Hazırlanmış yiyecekler uygun olmayan koşullarda saklanırsa mikroplar yine bulaşabiliyor.
  • Mikroplar besinler üzerinde yaşayabiliyor. Besinler iyi yıkanmadıysa veya üzerlerindeki bakteriler ölene kadar pişirilmediyse hastalık oluşturabiliyor.
  • Mikroplar bir besinden diğerine geçebiliyor. Dolayısıyla yiyeceklerin hazırlanmasında kullanılan kesme tahtası veya bıçaklar düzgün temizlenmediyse yiyeceklerdeki mikrop diğerlerine de bulaşabiliyor.

Hastalarda farklı belirtiler verebiliyor

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ozan Kocakaya, besin zehirlenmesinin belirtilerinin kişiyi hasta eden mikroba göre değiştiğine dikkat çekerek, “Belirtiler besinlerin tüketiminden sonra birkaç saatte görülebileceği gibi, hastalığın gelişmesi günlerce de sürebiliyor.” diyor. Dr. Ozan Kocakaya, en sık görülen belirtileri şöyle sıralıyor:


  • Bulantı
  • Kusma
  • Karın ağrısı
  • İshal (su gibi veya kanlı)
  • Ateş

Nadiren görme bozukluğu, sersemlik, eller ve kollarda uyuşma ile karıncalanma gibi nörolojik bulgular da olabiliyor. 

Bu yakınmalarda zaman kaybetmeyin!

Besin zehirlenmesi için risk altındaki gruptaysanız hemen, değilseniz:

  • Ateşiniz 38.5 dereceyi geçiyorsa
  • 24 saatte 6 kezden fazla tuvalete gitmeniz gerektiyse
  • Tuvalette kan gördüyseniz
  • Karın ağrınız şiddetliyse
  • Çok fazla sıvı kaybettiğiniz halde yiyip içemiyorsanız, yorgunluk, ağız kuruluğu, kas krampları, koyu renkli idrar gibi susuzluk belirtileri geliştiyse, hemen bir sağlık kuruluğuna başvurmanız yaşamsal öneme sahip.

Tedavi belirtilere yönelik yapılıyor

Besin zehirlenmesinin tanısı, hastanın belirtileri ve bir hafta kadar öncesinde tükettiği besinlerin sorgulanmasıyla konuyor. Hastalık çoğunlukla kısa sürüyor ve hasta günler içinde düzeliyor. Bu nedenle tam olarak hangi bakterinin hastalığa sebep olduğunu bulmak mümkün olmuyor ve şart görülmüyor. Tansiyonunuz, nabzınız, ateşiniz, kilonuz ölçülüyor, bazı durumlarda kan ve dışkı testleri yapılıyor. Vücutta sıvı eksikliği varsa takviye ediliyor ve belirtilere yönelik tedavi planlanıyor. Besin zehirlenmesinde nadiren antibiyotik gerekebiliyor.

Besin zehirlenmesine karşı 10 kural!


İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ozan Kocakaya, besin zehirlenmesine karşı almanız gereken önlemleri şöyle sıralıyor:

  • Kirli ellerle temas mikropların besinlere kolayca bulaşmasına yol açabiliyor. Bu nedenle ellerinizi tuvaleti kullandıktan, bebek bezini değiştirdikten veya hayvanlarla temas ettikten sonra, en az 20 saniye boyunca, sabunla sık sık yıkamayı alışkanlık edinin.
  • Çiğ süt tüketmeyin, çiğ süt içeren dondurma ve yumuşak peynir yemeyin.
  • Hamileyseniz süt ürünlerine özellikle dikkat edin, yeterince bekletilmiş süt ürünlerini veya ‘pastörize sütten üretilmiştir’ ibareli taze süt ürünlerini tüketin.
  • Meyve ve sebzeleri suya batırarak değil, akan temiz su altında yıkayın.
  • Buzdolabının sıcaklık ayarının 4 derece santigrad veya altında, dondurucunun en az -18 dereceye ayarlı olduğundan emin olun.
  • Mikropların ortadan kalkması için etlerin iyice pişmiş olmasına dikkat edin.
  • Pişmiş yiyecekleri mümkün olan en kısa sürede tüketin. Oda sıcaklığında 2 saatten uzun bekletmeyin, hemen buzdolabına yerleştirin.
  • Pişmemiş etleri hazırlarken veya saklarken diğer yiyeceklerden uzak tutun.
  • Pişmemiş etlerle temas eden kesme tahtası, bıçak ve maşaları temastan hemen sonra temizleyin. Bunlardan akan suların ortamı kirletmesine izin vermeyin.
  • Beklemiş salataları tüketmeyin.

Mutfakta bu hataları asla yapmayın! || Bizi takip edin: Facebook, TwitterInstagram


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.