Yalan söyleme hastalığı mı, beyaz yalan bağımlılığı mı?

Mitomani mi beyaz yalan mı? Yalan söyleme hastalığı ile beyaz yalan bağımlılığının arasındaki fark nedir?

Yalan söyleme hastalığı

Yalan söyleme hastalığı mı yoksa ‘beyaz yalan bağımlılığı’ mı? Mitomani ile masum yalanlar da denilen beyaz yalanın birbirinden farklı olduğunu söyleyen Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, hastalıklı yalanların sık sık ve zorlantılı bir biçimde söylenen yalanlar olduğuna dikkat çekiyor.

Bu yalanların, bir çıkar sağlamak için söylenmediklerini ya da söylenmeleri için ortada görünür bir neden olmadığını ifade eden Çekin, mitomaniye yaşamadığı bir olayı yaşamış gibi anlatmak, göstermediği bir başarıyı göstermiş gibi sunmak, gerçekte olmayan ölümcül bir hastalığının olduğunu ileri sürmek gibi örneklerin verilebileceğini söyledi. Mitomani hastalığı çoğunlukla kişilik gelişiminin hız kazandığı ergenlik dönemlerinde başlıyor ve tanı genellikle 20-25 yaşlarında konuyor.


Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, yalan söyleme alışkanlığı ile beyaz yalan arasındaki farkları değerlendirdi.

Mitomani: Yalan söyleme alışkanlığı

Yalan söyleme alışkanlığı olarak da bilinen patolojik yalanın psikiyatride, “mitomani” olarak tanımlandığını söyleyen Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin “Mitomani hastalığına sahip olan bireylere ise ‘mitoman’ denilmektedir. Mitomani Yunanca muthos (efsane) ve Latince mania (delilik) kelimelerinin birleştirilmesinden meydana gelmiştir. Mitomani, psikiyatride pseudologia fantastica olarak da adlandırılmaktadır. Hastalık ilk kez 1891 yılında Alman Dr. Anton Delbrueck tarafından tanımlansa da günümüze kadar uzanan bu süreçte yeteri kadar araştırmalar yapılmamıştır.” dedi.

Yalan söyleme hastalığı Mitomani nedir?

Tokyo Tıp Üniversitesi Hastanesi’nden Prof. Dr. Hayk. S. Arakelyan‘ın tanımına göre; patolojik yalan söyleme (aynı zamanda psödoloji fantastika ve mitomanya olarak da adlandırılır), alışılmış veya kompulsif yalan söyleme davranışıdır. Patolojik yalan aynı zamanda zorlayıcı bir yalan olarak da bilinir. Patolojik yalancılar bir konuşma sırasında gerçeği söylemeye zorlandıklarında kendilerini rahatsız hissederler ve genellikle canlı bir şekilde tepki verirler.

Prof. Arakelyan’ın araştırmasına göre;[*] mitomani veya patalojik yalan söyleme hastalığı şu belirtileri gösteriyor:

Patolojik yalancıların belirti ve semptomları:

  1. Patolojik yalancılar tek bir şeyi bilirler: yalanlar. Hangi durumda olurlarsa olsunlar yalan söylerler. Bu adamlar sözlü becerilerini farklı durumlarda iyi bir etki yaratmak için kullanırlar.
  2. Patolojik yalancılar kendileri için bir rahatlık alanı yaratmayı severler. Oraya ulaşmak için manik bir inançla masallar ve hikayeler uydururlar.
  3. Patolojik yalancılar ilgiyi severler ve ilgiyi elde etmek için yalanlarıyla her yolu deneyebilirler. Bu adamlar yalanın ve aldatmacanın kendilerine oldukça dikkat çektiklerinin farkındadırlar ve sürekli yalana sığınırlar. Patolojik bir yalancı, sahte duygular ve yalanlarla elde edilen gösterişli eylemlerden gurur duyar.
  4. Patolojik yalancılar keskin bir algılama duyusuna sahiptir ve nadiren yalan söylerken yakalanırlar. Yakalanacaklarını hissederlerse yalanlarını örtbas etmek için başka bir hikaye uydururlar.
  5. Patolojik yalancılar düşük benlik saygısından muzdariptirler, bu yüzden yalanları kendilerini daha iyi hissetmek için bir araç olarak kullanırlar.
  6. Patolojik yalancılar bir fantezi dünyasında yaşarlar. Tanıdıkları insanlar arasında sahte bir dünya yaratmayı ve insanlar yalanlarına kanınca kafayı bulmayı severler. Patolojik bir yalancının egosunun incindiği tek an, yalanlara inanılmadığı zamandır.
  7. Patolojik yalancılar, farklı kişilerle, özellikle uzun süredir tanımadıkları kişilerle davranış değişiklikleri sergileyebilirler.
  8. Patolojik yalancılar, konuştukları kişi veya kişilerin ilgisini çekmek için ikna edici sahte anlatılara güvenirler. Hikayeleri, bir tepki uyandırmak için teatral bir unsur içerir. Çoğu zaman istismarlar ve cesaretle ilgili hikayeler iliklerine kadar sahtedir. Farklı insanlarla her karşılaştıklarında, hikayelerinin konsepti ve merkezkaç unsuru aynı kalırken, diğer tüm yönler değişir.
  9. Patolojik yalancılar, farklı kişilerle sergilenen kişilik özelliklerinde kamuflaj ve aldatmaca kullanırlar. Bu adamlar, karşılaştıkları duruma göre ihtiyaç duyulduğunda itaatkar veya baskın olacak şekilde kalıplanabilirler.
  10. Patolojik bir yalancı son sözü söylemeyi sever. Bu adamlar, hatalı olduklarını ve diğer kişinin haklı olduğunu bilseler bile, fikirlerini kanıtlamayı severler.

Mitomani ergenlikte başlıyor

Mitomani ile beyaz yalanın birbirinden farklı olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Mitomani bazen kişilik bozuklukları ile karıştırılabilmektedir. Ancak kişilik bozukluklarının tersine mitomanik kişiler yalandan kazanç elde etmeyi düşünmezler. Kişilik bozuklukları çoğunlukla çocukluk çağında, mitomani ise ergenlikte başlar. Mitomanlarda kişilik bozukluklarında görülen yoğun duygusal iniş ve çıkışlar ve intihar eğilimleri görülmez.” dedi.

Konfabulasyon hastalığı ile de karıştırılabiliyor

Mitomaninin “konfabulasyon hastalığı” ile karıştırılabildiğini ifade eden Solin Çekin, “Konfabulasyon masal anlatma ve gerçeği saptırmadır. Bu yönüyle birbirlerine çok benzerler. Konfabulasyonun mitomaniden farkı, organik nedenlerle bellekte oluşan boşlukların doldurulmaya çalışılmasıdır. İlk olarak alkol bağımlısı hastalarda tanımlanmıştır. Konfabulasyon Korsakoff sendromu, beyin travması yada ön beyin damarlarının yırtılması sonucu ortaya çıkabilir. Yani mitomaninin aksine organik bir temel vardır.” diye konuştu.

Hastalıklı yalanlar, sık sık söylenir

Mitomani hastalığının psikiyatrik hastalıklar sınıflandırmasında ayrı bir tanı olarak geçmediğini vurgulayan Solin Çekin, hastalıklı yalanların özelliklerini şöyle anlattı:

“Fakat takıntı bozuklukları, sınırda kişilik, madde bağımlılığı, dürtü kontrol problemleri, bipolar bozukluklar, narsistik kişilik bozukluğu ve dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi bazı psikiyatrik hastalıkların bulgusu da olabilmektedir. Hastalıklı yalanlar, sık sık ve zorlantılı bir biçimde söylenen yalanlardır, bir çıkar sağlamak için söylenmezler ya da söylenmeleri için ortada görünür bir neden yoktur.


Sürekli söylenirler ve bu yalanları söyleyenler, yalan söylediklerinin anlaşılacağından korkmazlar ve bu yalanları söyledikleri için de bir suçluluk duymazlar. Yaşamadığı bir olayı yaşamış gibi anlatmak, göstermediği bir başarıyı göstermiş gibi sunmak, gerçekte olmayan, ölümcül bir hastalığının olduğunu ileri sürmek ya da başkalarını etkilemek için, ünlü biriyle yakın tanışıklığının olduğunu söylemek, bunun için verilebilecek örneklerdendir.”

Detaylı öyküler anlatabilirler

Mitoman kişileri ayırt etmek her zaman kolay değildir. Çoğu zaman kişide kuşku uyandıracak kadar sıradışı ya da gerçek olamayacak kurgular olduklarını hissetsek de bunlar öyle kolay anlaşılamaz. Anlamak için bazı ipuçları vardır. Genellikle bu kişiler, kendilerini kahraman gösteren birtakım başarılardan bahsederlerken bazı zamanlarda ise kendilerine acınılması adına mağdur rolünde oldukları olaylar anlatabilirler. Anlatılan öyküler çok detaylı ve geniş yelpazede olur.

Öykü içerisinde sorulan sorulara çok hızlı ve büyük özenle yanıt verirler ancak verdikleri yanıtlar çoğu kez belirsizdir ve sorulan soruya verilecek doğru yanıttan çok uzaktır. Farklı zamanda aynı öykü sorulduğu zaman daha değişik bir kurgu ile anlatım yaparlar ve bu yalanla yüzleştirildiklerinde yadsıma eğiliminde olurlar. Bunun sonucunda ani bir şekilde öfkelenip bu durumda da uğradıkları suçlama karşısında mağdur rolüne girebilirler.

Yalan söyledikten sonra rahatlarlar

Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, sağlıklı bireylerin bir sebeple beyaz yalan söyleyip daha çok durumu kurtarmaya çalışırken; mitomanların psikolojik olarak ihtiyaç halini alan yalan söylemeye karşı yoğun bir istek duyup yalan söyledikten sonra rahatlama hissettiklerini söyledi. Çekin, bu durumun da aslında aralarındaki ince çizgi olduğunu vurguladı.

Düşük öz benlik saygısı ve güvensizlik temel sebep

Mitomaninin temelinde bireydeki düşük öz benlik saygısı ve kendine güvensizlik yattığını kaydeden Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Bu eksiklikleri birey yalan söyleyerek doldurmaya çalışır. Mitoman kişilerin birçoğunda inişli çıkışlı aile yaşamlarının olduğu tespit edilmiştir. Mitomani hastalarında sahte benlik duygusu, gerçek benliği sahte benlikten korumak için idealizasyon benzeri savunma mekanizmalarını kullanır. Mitomania hastalığının ileri evresi nevroz ve psikozdur.” uyarısında bulundu.

20-25 yaşlarında tanı konuyor

Mitoman kişilerde yapılan birtakım çalışmaların sonucunda EEG bozuklukları veya epilepsi, aile içi psikiyatrik hastalık yatkınlığı ya da geçirilmiş kafa travması olduğunun dikkat çektiğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Mitomani hastalığı çoğunlukla kişilik gelişiminin hız kazandığı ergenlik dönemlerinde başlar ve tanı genellikle 20-25 yaşlarda konur.” dedi.

Tedaviye ikna edilmeli

Mitomani tedavisinin genellikle psikoterapi ile bir psikolog eşliğinde yürütüldüğünü ve kişinin psikiyatrik muayenesi sonucuna göre ilaç tedavisinin de başlanabildiğini ifade eden Solin Çekin, sözlerini şöyle tamamladı:

“Elbette ki tedavi ve terapi sürecinde mitomani kişinin yüzüne yalancı olduğunu vurgulamaktan ziyade hasta olduğu konusunda farkındalık kazandırılması gerekmektedir. Farkındalık ve zarar algısı çalışmaları esnasında ise sakinliği korumak oldukça önemlidir. Ardından hastalığını kabul eden mitomanın durumuna göre bir tedavi yöntemi belirlemekte ve sürece başlamaktadır. Çoğunlukla psikoterapi uygulanan bu hastalarda, daha ilk seansın sonunda bile büyük değişimler görülebilmektedir. Gerçek dışı bir değerlendirme ve kurgulama sürecine sahip olması ile birlikte tedavisi oldukça önemli olan mitomani hastalığı tedavi edilmediği takdirde ileri derecede kişilik bozukluklarına sebep olabilmektedir. Dolayısıyla hastanın tedavi konusunda ikna edilmesi ve en kısa süre içerisinde tedaviye ve terapilere başlaması büyük önem arz etmektedir.”



Kaynak: Hayk S. Arakelyan, Pathological Lyar Syndrome – Mythomania. (March 2018). (PDF at researchgate.net)

Histeri nedir? Histerik kişilik bozukluğu özellikleri neler?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.