Salmonella: Gıdalardan bulaşan mikroplar!

Gıdaların gerekli hijyen şartlarına dikkat edilmeden hazırlanması veya bekletilmesi halinde ölümcül olabilecek hastalıklara neden olabileceğini belirten uzmanlar gıda yoluyla bulaşabilecek hastalıklara karşı uyarıyor. Özellikle Salmonella, gıda zehirlenmesinden tifoya kadar değişen hastalıklara neden olabilir!

Salmonella

Salmonella: Gıdalardan bulaşan mikroplar!

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu sağlıksız koşullarda üretilen süt ve süt ürünlerinden bulaşan mikropların en önemlisinin Salmonella olduğunu söyledi. Mamçu, “Sokak sütçülerinden, pazarlardan süt ve süt mamulleri alışverişi yapmayın.” uyarısında bulundu.


Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, özellikle et ve süt ürünleri yoluyla bulaşabilecek hastalıklara dikkat çekti ve gıda hijyeni konusunda alınabilecek önlemleri sıraladı.

Mikrop üremesini ve bulaşmasını önlemek güvenli gıda üretiminin amacı olmalı

Gıdaların gerekli hijyen şartlarına dikkat edilmeden hazırlanması veya bekletilmesi halinde ölümcül olabilecek hastalıklara neden olabileceğini belirterek sözlerine başlayan Uzm. Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Gıdanın içindeki hastalık yapan mikropları yok etmek, gıdada hastalık yapan mikropların üremelerini engellemek ve gıdaya dışarıdan mikrop bulaşmasını önlemek güvenli gıda üretiminin amaçları olmalıdır.” dedi. Mamçu, gıda hijyeninin herhangi bir gıdanın temizliği ve hastalık yapan etmenlerden tümüyle arınmış olması demek olduğunu da sözlerine ekledi.

Salmonella gıda zehirlenmesinden tifoya kadar değişen hastalıklara neden olabilir

Et ve süt ürünleri ile bulaşan enfeksiyon etkenlerini sıralayan Uzm. Dr. Dilek Leyla Mamçu sağlıksız koşullarda üretilen süt ve süt ürünlerinden bulaşan mikropların en önemlisinin Salmonella olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:

“Gıda zehirlenmesinden tifoya kadar değişen hastalıklar yapabilir. Süt dışında, yumurta, tavuk eti, mayonez gibi gıdalarda da bulunabilir. Mikrop alındıktan yaklaşık 6-12 saat sonra ilk belirtiler ortaya çıkar. İshalin yanı sıra baş ağrısı, karın ağrısı ve kusma da görülür. Escherichia coli ise kaynatılmamış süt, uygun işlenmemiş ve pişirilmemiş etler ile pastörize edilmemiş meyve suları gibi besinlerde çoğalır. Mikrop vücuda girdikten iki veya üç gün sonra şiddetli ishal, karın ağrısı ve kusma başlar. Ateş görülebilir. Genellikle dışkıda kana da rastlanır.”

‘Peynir Hastalığı’nın kaynağı kaynatılmamış sütten yapılan peynirler

‘Peynir hastalığı’ olarak da adlandırılan Brucellanın pastörize edilmemiş çiğ sütler veya hasta hayvanların etleri yoluyla bulaştığının altını çizen Mamçu, “Özellikle kaynatılmamış sütten yapılan ve salamura süresi beklenmeden tüketilen peynirler en önemli hastalık kaynağıdır. Mikrobu aldıktan 2 hafta ila 2 ay içerisinde geceleri yükselen ateş, eklem ve vücut ağrıları, gece terlemeleri ile başlar. Tedavi edilmezse ciddi, bazen de öldürücü olabilir. Yersinia enterocolitica da hijyenik olmayan çiğ et ve süt, dondurma ve kontamine sularla bulaşır. Yüksek ateş, kanlı ishal, karın ağrısı şeklinde belirtilerle başlar.” açıklamasında bulundu.

“Hamileler, bebekler ve bağışıklık sistemi zayıflamış yetişkinler için çok risklidir.” 

Gıdalar yoluyla bulaşabilecek hastalıkları sıralamaya devam eden Uzm. Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Bacillus cereus daha çok et ve süt ürünleri, krema, puding, kurutulmuş süt, paket çorbalar, pirinç ve tahıl ürünlerinde bulunur. Şüpheli gıda alımını takiben, 3-12 saat içinde başlayan sulu ishal, kusma, bulantı, mide krampları ile seyreder. Listeria monocytogenes ise yeterince hijyenik olmayan veya pastörize edilmemiş gıdalarla bulaşır. Yumuşak peynir, dondurma da dahil olmak üzere süt ürünleri, çiğ süt, çiğ ve az pişmiş et, tavuk, deniz ürünleri ve çiğ sebzelerde bulunur.

12-24 saat içinde başlayan, mide bulantısı, kusma, ishal ve ateşle seyreder. Özellikle hamileler, bebekler ve bağışıklık sistemi zayıflamış yetişkinler için çok risklidir. Hamile kadınlarda düşüğe ve ölü doğuma neden olabilir. Yine Campylobacter jejuni de yeterince hijyenik olmayan veya pastörize edilmemiş çiğ et, süt, dondurma ve klorlanmamış sularla bulaşır. Ateşle birlikle ishal, karın ağrısı, aşırı gaz, mide bulantısı görülür. 2- 5 gün sonra hastalık başlayabilir ve 7-10 gün sürebilir.” şeklinde konuştu.

“Aldığınız her ürünün son kullanma tarihini kontrol edin.”

Süt ve süt ürünleri alırken dikkat edilmesi gerekenlere de değinen Mamçu, “Ambalajlı bile olsa üzerinde üretici firma, üretim ve son kullanım tarihi bilgileri bulunmayan süt ürünlerini almayın. Sokak sütçülerinden, pazarlardan süt ve süt mamulleri alışverişi yapmayın. Marketlerde kapalı ambalajlardaki markalı peynirleri tercih edin. Aldığınız her ürünün son kullanma tarihini kontrol edin. Pastörize süt ya da pastörize edilmiş sütten yapılan sanayiden geçmiş yoğurt ve tereyağı kullanın.” uyarılarında bulundu.


Donmuş etler pişirmeden önce soğutucuda çözündürülmeli

Gıda ile bulaşan hastalıklardan korunmak için Dünya Sağlık Örgütü’nün önerilerini de hatırlatan Uzm. Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Sebze, meyve gibi gıdalar doğal hallerinde en iyi iken, diğer gıdalar ancak, işlendiğinde güvenli olurlar. Eğer seçim durumunda iseniz, taze veya şok dondurma işlemine tabii tutularak dondurulmuş tavuğu seçin.

Birçok gıda, patojen etkenlerle kontaminedir. Özellikle tavuk etleri, sığır etleri ve pastörize edilmemiş sütler, hastalıklar açısından risk taşırlar. Mükemmel yapılan bir pişirme ile patojenler öldürülür. Ancak, gıdanın bütün kısımlarının en az 70°C dereceye ulaşması gerektiği unutulmamalıdır. Tavuk pişirildiğinde bile kemik yanında halen pişmemiş kısım kalabilmektedir. Donmuş sığır eti, balık ve tavuk eti pişirilmeden bir gece buzdolabında bekletilmeli, daha sonra tamamen çözündürülerek pişirilmelidir.” dedi.

Bebekler için bekletilmemiş gıdalar tercih edilmeli

“Pişmiş gıdalar oda sıcaklığına geldiği zaman, mikroorganizmalar çoğalmaya başlar.” diyen Mamçu, daha uzun süre bekletmenin riski büyüttüğüne dikkat çekti. Mamçu, “Güvenli tüketim için pişmiş besinlerin ısılarını kaybetmeye başlamadan hemen yenmelidir. Gıdaları güvenli bir şekilde servis etmek için, sıcak yiyecekleri 60°C üzerinde ve soğuk yiyecekleri 10 °C altında ortamlarda bekletin. Şayet, gıdaları 4 veya 5 saatten fazla bekletmeyi planlıyorsanız, pişirdiğiniz gıdayı hızla soğutup, 10°C altında depolayın. Bebekler için bekletilmemiş gıdalar tercih edilmelidir.” açıklamasında bulundu.

Çapraz kontaminasyona dikkat!

Depolama sırasında oluşabilecek mikroorganizmalara karşı, gıdanın bir seferde tüketilebilecek boyutlarda ayrı ayrı depolanmasının en iyi koruma şekli olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Gıdaları birden daha fazla kez yeniden ısıtmayın. Güvenle pişirilmiş gıdalar, çiğ gıdalarla çok az bile olsa temas ettiğinde kontamine olabilir. Buna çapraz kontaminasyon denir. Örneğin; çiğ tavuk hazırlarken kullanılan bıçak ve kesme tahtası yıkanmaksızın pişmiş tavuğun parçalanmasında kullanıldığında, hastalıklar için pişirme öncesi mevcut olan tüm potansiyel riskler pişmiş gıdada da tekrar oluşabilir.” dedi.

Bebek mamalarının hazırlanmasında kullanılan sular konusunda dikkatli olunmalı

Gıdaların hazırlanışı işlemine başlanmadan ve her bir ara verme sonrası ellerin çok iyi yıkanması gerektiğini vurgulayan Mamçu, “Balık, et veya tavuk gibi çiğ gıdaların hazırlanmasından sonra diğer gıdaların işlemine başlamadan önce eller tekrar yıkanmalı. Elleriniz üzerinde herhangi bir sızıntılı yara veya enfeksiyon varsa, gıdaya dokunmadan önce yara bandı ile yaralı bölgeyi kapatmak gerekir. Köpekler, kuşlar ve özellikle kaplumbağalar gibi evcil hayvanların ellerinizden gıdaya geçebilecek tehlikeli patojenleri barındırabileceğini de unutmayın.” dedi.

Mamçu sözlerini şöyle tamamladı:

“Saf ve temiz su gıda hazırlanması için önemli olduğu gibi içme amacı için de çok önemlidir. Eğer su kaynakları hakkında herhangi bir şüpheniz varsa, gıdaya ilave etmeden veya içmek için buz yapmadan önce, suyu kaynatın. Özellikle bebek mamalarının hazırlanmasında kullanılan sular konusunda çok dikkatli olun.”

Kaynak:


Kim MS, Yoon YS, Seo JG, Lee HG, Chung MJ, Yum DY. A study on the prevention of salmonella infection by using the aggregation characteristics of lactic Acid bacteria. Toxicol Res. 2013 Jun;29(2):129-35. doi: 10.5487/TR.2013.29.2.129. Erratum in: Toxicol Res. 2015 Jun;31(2):219. PMID: 24278639; PMCID: PMC3834453. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3834453/

Çiftlikten sofraya güvenli gıda zinciri


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.