Fibrokistler meme kanserine dönüşür mü?

Memede oluşan ağrı ve bazen kitlenin ele gelmesiyle kendini belli eden fibrokistik değişimler, memede en sık görülen sorunların başında yer alıyor. Hormonların etkisi nedeniyle özellikle 30-40 yaş arasındaki kadınlarda gelişen fibrokistik değişimlerdeki ağrılar her adet döngüsüyle birlikte tekrarlıyor.

Fibrokistler meme

Memede görülen fibrokistlere bağlı sorunlar bazı kadınlarda çok hafif gelişirken, bazılarında ise günlük hayatı olumsuz etkileyecek kadar şiddetli olabiliyor. Yaklaşık her iki kadından biri, yaşamının bir döneminde fibrokistik değişimden kaynaklanan şikayetler nedeniyle hekime başvurma ihtiyacı duyuyor.

Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Emel Özveri, fibrokistik değişimlerde düzenli kontrollerin aksatılmaması gerektiğine işaret ederek, “Toplumdaki yaygın inanışın aksine, fibrokistik değişiklikler genelde meme kanserinin gelişmesinde bir risk oluşturmuyor. Basit kistler önemli bir soruna yol açmadıkları için hastanın rutin kontrollerini yaptırması yeterli geliyor. Kompleks fibrokistik değişimler ise kötü huylu kitlelerle karışabiliyor, bu nedenle yakın takibin ihmal edilmemesi gerekiyor” diyor.


Hastalık değil memede oluşan bir değişim

Fibrokistler aslında hastalık değil, memede oluşan bir değişim olarak tanımlanıyor. Östrojen ve progesteronun etkisiyle süt üreten hücrelerde adet döneminin başından itibaren artış ve gelişme yaşanıyor. Hamilelik oluşmazsa memede artan hücreler yıkılıyor ve bu hücrelerin onarımı sırasında hasar, bir başka deyişle fibrozis gelişebiliyor. Aynı zamanda memedeki süt bezleri sıvı salgılıyor. Süt kanallarındaki değişimlerden dolayı bu sıvı geri emilemezse kist denilen sıvı dolu keseler oluşuyor.

En tipik belirtisi memede gelişen ağrı! 

Fibrokistik değişikliklerde en sık görülen şikayet, meme ağrısı oluyor. Ağrı özellikle adet döngüsünün ikinci yarısında başlıyor ve adet sürecinde hafifliyor. Ağrının nedeni ise adet döneminde vücutta gelişen hormonal değişimler oluyor. Memede su tutulmasına bağlı olarak dolgunlukla birlikte ağrı da şiddetleniyor. Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Emel Özveri, memede fibrokistik değişikliğin bir diğer önemli belirtisinin ele gelen kitle olduğunu vurgulayarak, şöyle devam ediyor:


“Bu kitleler sıvıyla dolu oldukları için yumuşak yoğunlukta oluyorlar. Genelde adet öncesi dönemde memede yoğunluk artıyor ve ele sertlik geliyor. Eğer adet dönemi bittiğinde bu sertlik kaybolmazsa doktora başvurmak gerekiyor. Zira bu belirti memede fibrokistik değişimin değil, kötü huylu bir tümörün habercisi olabiliyor.”

Meme kanserinin tanısını geciktirebilir! 

Fibrokistik yapılar çoğunlukla milimetrik boyutta olsalar da 6-7 cm boyutuna da ulaşabiliyor. Fibrokistik değişimler meme kanseri için risk oluşturmuyor. Ancak ağrı şikayetine yol açmalarının yanı sıra tanı için başvurulan mamografi gibi radyolojik görüntülerin de kalitesini bozabiliyor. Dolayısıyla bu hastalarda ayırıcı tanı için meme MRI (Magnetic Resonance Imaging) gibi görüntüleme sistemine ve iğne biyopsisi yöntemine başvurmak gerekebiliyor.

Tedavi gerekmese de takip şart! 


Memede oluşan fibrokistik değişikliklerde cerrahi müdahaleye çoğunlukla ihtiyaç duyulmuyor. Tedavi, hastanın ağrı yakınmasını hafifletmeye yönelik oluyor. Düzensiz adet sorunu varsa ağrı şikayeti artıyor. Dolayısıyla adetlerin ilaç tedavisiyle düzenlenmesi ağrının hafiflemesini sağlıyor. Özellikle şiddetli ağrı yakınmasında çay, kahve, kolalı içecekler ve çikolata tüketiminin de azaltılması gerekiyor. Zira bu besin ve içecekler kafein ve kimyasal içeriklerinden dolayı ağrıyı tetikleyebiliyor. Ele gelen büyük ağrılı kistler ise enjektör yardımıyla boşaltılabiliyor.

Meme biyopsisi hakkında bilinmesi gereken 5 nokta!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.