Süreli değil, sürekli yorgun hissediyorsanız dikkat!

sürekli yorgun

2023 yılı Google arama trendlerinin 2. başlığı “sürekli yorgun hissediyorum” oldu. Ev, iş, trafik… Koşturmaca içerisinde ne kadar dinlenirsek dinlenelim kişiler kendini sürekli yorgun ve hasta hissedebilir. Başlarda sadece hafif bir yorgunluk gibi görünen semptomlar zamanla sürekli hale gelebilir ve kişinin günlük aktivitelerini yapamaz hale getirebilir. Sadece uyuyup uyandığınızda bile kendinizi yorgun hissetmeye başladıysanız “kronik yorgunluk” yaşıyor olabilirsiniz.

Miyaljik ensefalomiyelit olarak da bilinen kronik yorgunluk sendromu, genellikle şiddetli yorgunluk, bilişsel işlev bozukluğu, uyku sorunları, otonomik işlev bozukluğu ve efor sonrası halsizlik ile karakterize edilen ve hastaların günlük yaşam aktivitelerini yürütme becerisini ciddi şekilde bozabilen karmaşık bir çoklu sistem hastalığıdır. . . Bu nedenle erken tanı ve hızlı tedavi, yüksek morbiditeyi ve bunun yaşam kalitesi üzerindeki ezici etkisini önlemek için kritik öneme sahiptir. Bu aktivite, kronik yorgunluk sendromunun değerlendirilmesini ve tedavisini gözden geçirmekte ve bu duruma sahip hastaların değerlendirilmesinde ve tedavisinde profesyoneller arası ekibin rolünü vurgulamaktadır.[1]

Sürekli geçeceğini düşündüğünüz “kronik yorgunluk” kendi başına bir hastalık olmasa da başka hastalıkların belirtisi olabileceği için son derece önemlidir. Bu sebeple, vücudun bir çeşit hastalıklara karşı alarmı olabileceği düşünülmeli ve uzun süreli seyreden yorgunluk ciddiye alınmalıdır. Kronik yorgunluğun ciddiye alınması gerektiğini söyleyen Infinity Regenerative Clinic Medikal Direktörü Uzm. Dr. Yıldıray Tanrıver şöyle konuştu:


“Yorgunluk her ne kadar herkeste olsa da dinlenmeyle geçmediği durumlarda, ciddiye alınması gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Uzun süreli bitkinlik, enerji kaybı ve hiçbir aktiviteyi gerçekleştirecek güç bulamama hali gibi belirtiler gösteren kronik yorgunluk, ileride sorun yaratabilecek hastalıkların habercisi olabilir. Yaşadığınız yorgunluk halinin sebebi stres, kansızlık veya başka fizyolojik sorunlarla ilgili olabilir. Baş ağrısı, mide bulantısı, odaklanma bozukluğu ve unutkanlık gibi sorunlar iş, okul ve özel hayatınızda verimliliğinizi kaybetmenize neden olabilir.”

Kronik yorgunluk 20-40 yaş arası kadınlarda daha çok görülüyor

Kronik yorgunluk yaşam dengesini altüst edebilir. Kronik yorgunluk başka hastalıkların sinyali olarak yaşam kalitenizi en çok etkileyen rahatsızlıkların başında gelir. Uzun süre devam edip önlem alınmadığında ise sürekli hale gelerek psikolojik izler bırakabilir. Günlük aktivitelere karşı isteksizlik, uyku bozuklukları ve sosyal hayattan uzaklaşma, mutsuzluk gibi belirtilerle kendini gösteren kronik yorgunluk özellikle 20-40 yaş arası kadınlarda daha sık görülür. Ayrıca stresli iş hayatına sahip bireyler, sınavlara hazırlanan öğrenciler ve uzun mesailer yapan çalışanlarda da sık rastlanır.


Kronik yorgunluğun etkileri domine edilerek yaşam kalitesi artırılabilir

6 aydan fazla süren kronik yorgunluk durumunda mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Yıldıray Tanrıver, “Yukarıda bahsettiğim semptomları yaşayan kişilerde yapılacak muayene ve tanı testleri sonucunda olası rahatsızlıklar, kolayca teşhis edilebilir ve gereken önlemler alınabilir. Hastanın detaylı anemnezinin alınmasıyla başlayan süreçte, yorgunluk belirtilerinin azalmasına ve olası bir rahatsızlık belirtisi olup olmadığına yönelik uygulamalar yapılır. Yorgunluğun farklı bir hastalıktan kaynaklı olup olmadığını araştırmak için kan tahlilleri ve görüntüleme teknikleri kullanılır. Ayrıca psikiyatrist ve psikologlar tarafından yapılacak olan muayene de tanı aşamasında bir değerlendirme kriteridir.” dedi.

Kronik yorgunluğun etkilerini domine ederek yaşam kalitesini artırmaya yönelik yenilikçi tıbbi uygulamalar gerçekleştirdiklerinden bahseden Tanrıver “Kronik yorgunluktan şikayet eden hastalarımızın kendilerini daha iyi hissetmesi ve olası hastalıklara karşı dirençlerini artırabilmesi amacıyla son derece yenilikçi uygulamalar sunuyoruz. Damar yolu ile vücudun gereksinim duyduğu vitamin, mineral, aminoasit ve mikro besin gibi önemli bileşenleri takviye ediyoruz.


Anti-inflamatuar etkileri bulunan hidrojen inhalasyon tedavisiyle, oksidatif stresi azaltmaya yardımcı oluyoruz. Ayrıca dolaşım sistemleri düzenleyici tedavilerle, toksinlerin vücuttan atılmasına katkıda bulunuyoruz. Tüm bu yöntemlerde önemli olan, her hastanın ayrı ihtiyaçları olduğu bilinciyle kişiye özel uygulamalar yapabilmek. Vücuda gerekli olan uygulamaları yaparak etkin bir tedavi yapılır ve kronik yorgunluk belirtileri en aza indirilerek olası hastalıklara karşı da direnç oluşturulabilir.” dedi.

Demir eksikliği: Sağlığımızı tehdit eden görünmez düşman!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.