Yengeç Sepeti Sendromu nedir?

Yengeç Sepeti Sendromu

Yengeç Sepeti Sendromu nedir? Bu sendrom işyerinde takım çalışmasının azalmasına ve performans düşüşüne neden oluyor!

Yengeç Sepeti Sendromunun sağlıklı iş birliği ve destek yerine olumsuz rekabeti teşvik eden bir ortamın varlığını gösterdiğini ifade eden uzmanlar, sendromla başa çıkmanın, bireyin içsel gelişimine odaklanması ve olumlu bir bakış açısı oluşturması ile mümkün olacağını söylüyor.

Yengeç teorisi, kovadaki yengeçler zihniyeti veya yengeç-kova etkisi olarak da bilinen Yengeç zihniyeti, genellikle “ben sahip olamazsam, sen de olamazsın” ifadesiyle tanımlanan bir düşünme biçimidir.


Sendromun ilişkilerde güvensizlik ve iletişim sorunları yaratabileceğini dike getiren Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Takım çalışmasının zayıflamasına ve performans azalmasına sebep olabilir.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, Yengeç Sepeti Sendromu olarak bilinen, bir grup içindeki bireylerin birbirlerini engelleyerek gelişmeyi sabote etme davranışını değerlendirdi.

Bireyler birbirlerinin başarılarına neden olumsuz tepki gösterir?

Yengeç Sepeti Sendromunun, genellikle bir grup insanın ya da topluluğun içinde bulunan bireylerin, diğerlerinin başarılarına ya da yükselmesine karşı olumsuz bir tepki gösterme eğilimini ifade eden bir terim olduğunu anlatan Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, şöyle devam etti:

“Bu terim, gerçek yengeçlerin bir sepet içinde toplandıklarında birbirlerini içeri çekmeye çalışmaları ve bu nedenle hiçbirinin sepetten çıkamayacak şekilde birbirlerini engellemeleri anlamına gelir.

Yengeç Sepeti Sendromunun da benzer bir şekilde, bir grup içindeki bireylerin birbirlerinin başarılarına olumsuz bir tepki göstererek ya da başarılarına engel olmaya çalışarak grup içindeki gelişmeleri sabote etmeye benzer bir davranış modelini tanımlar.”

Yengeç sepeti sendromu kıskançlık ve rekabetçilikle ilgili

işyerinde kıskançlık rekabet

Bu sendromun, kıskançlık, rekabetçilik, başkalarının başarılarını hazmedememe ve genel olarak olumsuz bir rekabet ortamının oluşması gibi faktörlerle ilişkili olduğuna vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “İnsanlar, kendi başarılarının altında kalan diğerlerini aşağı çekmeye çalışabilirler. Bu durum, genellikle iş ortamlarında, sosyal gruplarda veya diğer topluluklarda gözlemlenebilir. Yengeç Sepeti Sendromu, sağlıklı iş birliği ve destek yerine olumsuz rekabeti teşvik eden bir ortamın varlığını ifade eder.” dedi.


Kişi duygularını nasıl fark eder?

İşyerinde haset ve kıskançlık gibi duyguların fark edilmesinin oldukça önemli olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Kişinin duygularını fark edebilmesi için kişi içsel farkındalık geliştirmelidir, fiziksel belirtileri izlemelidir (vücut somatik bir belirti veriyor mu diye), sosyal iletişimi kontrol etmelidir. Bu anahtar yöntemler kişinin duygularını fark etmesine sebep olur.” diye konuştu.

Duygularla başa çıkmada empati geliştirme, kendi başarılarını da kutlama, olumlu düşünce kalıplarına sahip olma ya da olmaya çalışma, profesyonel anlamda gelişim ve ihtiyaç halinde duygusal destek almanın önemli olduğunu da söyleyen Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, şöyle devam etti:

Başkalarının başarılarından duyulan rahatsızlık, kişisel ve profesyonel gelişim için fırsat olabilir

“Yengeç Sepeti Sendromuyla başa çıkmak, bireyin içsel gelişimine odaklanmak ve olumlu bir bakış açısı oluşturmak ile mümkündür. Başkalarının başarılarından duyulan rahatsızlık, kişisel ve profesyonel gelişim için bir fırsat olarak değerlendirilebilir.

Yengeç Sepeti Sendromu, bireylerin psikolojik ve duygusal sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Stres ve anksiyete, düşük özsaygı ve özgüven, iş memnuniyetsizliği, sosyal izolasyon, olumsuz düşünce kalıpları, iş performansında azalma, duygusal yorgunluk, uyum sorunları konusunda problemler yaratabilir.”

Başa çıkma stratejileri nelerdir?

“Yengeç Sepeti Sendromu”yla başa çıkmanın çeşitli etkili stratejileri bulunduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Başa çıkma stratejilerine bakacak olursak, duygusal zekayı geliştirme, iletişim ve empatiyi geliştirme, mentörlük ve destek grupları, kendi başarılarını kutlama, profesyonel gelişim ve eğitim çok önemlidir. Yengeç Sepeti Sendromu ile başa çıkma stratejileri, bireylerin kendi duygusal sağlıklarını korumalarına, iş birliği kültürünü güçlendirmelerine ve genel yaşam kalitelerini artırmalarına yardımcı olabilir. Bu durumla başa çıkmak kişiyi zorluyorsa psikolojik destek (klinik psikolog ya da psikiyatristten) alması oldukça önemlidir.” şeklinde konuştu.

Pozitif bir bakış açısı geliştirmek önemli

Yengeç Sepeti Sendromunun yarattığı olumsuz etkilerle başa çıkmak için kişisel farkındalık ve pozitif bir bakış açısı geliştirmenin de önemine işaret eden Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Bu, bireyin hem kişisel hem de profesyonel yaşamını olumlu bir şekilde etkileyebilir.” dedi.

Yengeç sepeti sendromunun iş hayatına etkileri nelerdir? 


Sendromun iş hayatına etkileri arasında iş memnuniyetsizliğinin geldiğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Takım çalışmasının zayıflamasına ve performans azalmasına sebep olabilir. İlişkilerde güvensizlik ve iletişim sorunları yaratabilir. Sosyal izolasyona ve duygusal olarak kişilerde yorgunluğa sebep olabilir.” diye konuştu.

Kaygı Jenerasyonu: Yeni nesilde stresin en önemli nedeni ‘baskı’


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.