En iyi yabancı dilde Oscarlı film: Daha İyi Bir Dünyada

Uzun yıllardır Avrupa sinemasının gözde yönetmenlerinden biri olan ve son beş yıl içinde yaptığı filmlerle adından söz ettiren Susanne Bier, bu yıl Oscar’ı ‘Daha İyi Bir Dünyada’ filmiyle kucaklamayı başardı.

daha iyi bir dünyada

Daha İyi Bir Dünyada

En İyi Yabancı Dilde Oscar ödülünü ülkesine kazandıran Danimarkalı yönetmen, Halle Berry ve Benicio Del Toro’un oynadıkları ABD prodüksüyonu “Things We Lost in The Fire” 2007 yılında ülkesinde Box ofis hiti oldu. Şimdi ise Yönetmen kendi değimiyle, toplumu ve kişisel hayatlarımızı kontrol etmeye çalışırken karşılaştığımız sınırlamaları araştıran “Daha İyi Bir Dünyada” filmiyle karşımızda.

Kendi “ileri” dünyamız daha iyi bir dünya için model oluşturuyor mu yoksa aynı yasasızlıkta bulunan kargaşa, toplumumuzun altını kazıyor mu? Kaosa bağışıklığımız mı var yoksa belirgin şekilde kargaşanın etrafında mı dönüyoruz?


Sorularına cevap arayan “Daha İyi Bir Dünyada” filminde Mikael Persbrandt, Trine Dyrholm, Ulrich Thomsen ile Markus Rygaard başrolleri paylaşıyor. Filmin senaryosu ise Bier’in uzun yıllardır beraber çalıştığı Anders Thomas Jensen imzasını taşıyor. Gösterim tarihi: 22 Nisan 2011

***

Meş (Yürüyüş)

12 Eylül Darbesi’ne Nusaybin’den bakış

12 Eylül askeri darbesiyle ilgili bugüne kadar birçok film yapıldı. Bunların ne kadarı seyirci üzerinde etkili oldu tartışılır. İşte onlara bir örnek de Güneydoğu’dan bir bakış ile seyirci ile buluşuyor.

meş yürüyüş

“Meş” bir diğer adıyla “Yürüyüş” Hikaye, tüm ülkeyi kasıp kavuran 12 Eylül 1980 darbesinin günler öncesi ve hemen sonrasının yansımalarının yaşandığı Mardin’in Nusaybin İlçesi’nde geçiyor. Darbe zaman zaman fonda hissedilirken, bazen de hayatın tam orta yerinde patlıyor. Cengo ile birlikte kalabalık bir grup çocukla tanışıp arkadaş olan Xelilo, kısa bir süre için de olsa, dışlandığı, öfkelendiği, önemsenmediği dünyadan uzaklaşıyor. Bunun nedeni ise arkadaşlarının kimi babasız kalmış, kiminin ailesi ilçeyi terk etmiş, kiminin yakınları gözaltına alınıp bilinmeyen yerlere götürülmüş. Shiar Abdi’nin yönettiği Selamo (Abbülselam Kılgı), Abdullah Ado, Aydın Orak, Brader Musiki’nin oynadığı “Meş” 12 Eylül darbesiyle kaybolan hayatların hikayesini anlatıyor. Gösterim tarihi: 01 Nisan

***

Hop Dedik: Deli Dumrul

Benderlioğlu çifti aynı filmde buluştu!

Oğuz Yalçın’ın yönettiği ve Emir Benderlioğlu, Orhan Bıyıklı, Ceren Benderlioğlu ile Mesut Çakarlı’nın oynadığı “Hop Dedik: Deli Dumrul”, polisiye bir film.


hopdedik1

Polis teşkilatının nasıl çalıştığına dair ipuçları da veren filmde Genç oyuncuların yanında sinemamızın karakter oyuncuları olan Bulut Aras ve Perihan Savaş da yer aldı. Kayseri Erciyes’te zor şartlarda geçen çekimlerde filmin senaristliğini emniyet amiri Bayram Özbek yaptı. “Hop Dedik: Deli Dumrul”un en önemli özelliği senaryosunu bir emniyet amirinin yazması ve sır perdesini bu filmde anlatıp açıklamasıyla gerçekleşiyor. Artık şehit kanı akıtılmamasını ve polislerin ölmemesini anlatan film entrikalarla dolu geçiyor. Gösterim tarihi: 01 Nisan

***

Kimliksiz

Liam Neeson ve Diane Kruger başrolde!

Didier van Cauwelaert’ın Out of My Head adlı romanından uyarlanan Kimliksiz, Hollywood’un vazgeçilmez oyuncuları arasında yer alan Liam Neeson, Diane Kruger başrolleri paylaşıyor.

kimliksiz

Bu iki oyuncuya January Jones ile Aidan Quinn de eşlik ediyor. Film, Martin, Berlin’de geçirdiği bir araba kazasından sonra kendine geldiğinde karısının kendisini tanımadığı ve başka bir adamın da kendisinin yerine geçtiğini fark etmesiyle başlıyor. Kimse ona inanmazken aynı zamanda suikastçılar tarafından da takip ediliyordur Martin. Yorgun ve kaçak durumunda kalan Martin’e, Ally’nin yardımları bu durumdan çıkmasını sağlayabilecek midir? Bir başka sorun ise gerçeği ortaya çıkartmak ve kimliğini geri kazanmak için kendisini ne kadar zorlayabileceğini ve ne kadar ileri gidebileceğini de bilmez. “Kimliksiz” hızlı ve aksiyon severleri koltuğa kilitleyecek bir yapım. Gösterim Tarihi: 22 Nisan

 

İlgili yazılar

Sinema: New York’da Beş Minare

Sinema Sevgisi ‘Emek’ İster

Philippe Petit: Tehlikeli Yürüyüş- The Walk


Gişe Memuru: Bağımsız sinemanın güçlü bir örneği


 

 

Köksal Aras
Reyim sorulmadan 1977 yılında ilk olarak İstanbul’da gözlerimi açtım. 17 yaşında medyanın içinde buldum kendimi. Önce bir radyo istasyonunda geceleri mırıldanmayla başlayan yolculuk, ardından çok önemli bir gazetenin durağıyla devam etti.