Hayallere açık bir şekilde geliyoruz dünyaya ama sınırları öğreniyoruz sonra yaşamın içinde.
Bebekliğimizden itibaren, dünyayı keşfetmek için evde attığımız adımlarla başlıyor sınırlamalar da: “Oraya gitme, onu yapma, cıss…” Yıllar geçtikçe; mucizeler, hayatın bilinmeyenlerine olan saf ve doğal inancımız yerine sınırlamaları ve sınırlı düşünme biçimlerini öğreniyoruz. Büyüdükçe; daha az hayal kuruyoruz, böylece hayallere ve hayallerimizi gerçekleştirmeye olan inancımız da azalıyor.
Bir şeye heveslenip, bir konuda heyecanlanıp, onu yapmaya karar verdiğimizde ve bunu çevremizle paylaştığımızda, “dış sesler de” konuşmaya başlıyor çoğunlukla: “Aman, boş yere hayal kurup da, kendini kandırma! Bu iş olmaz!” “Şu da denemişti, ben de denemiştim zamanında, ama olmadı!” “Herkes istiyor bunu, yapmaya da çalışıyor ancak olmuyor…”
Bu kadar karamsar düşünülen ve konuşulan bir toplumda sizi motive edecek, yüreklendirecek birini boşuna aramayın, onu bulmanız çok zor. Hayallere ulaşma yolunuzda, çevrenizin sizi yüreklendirmesini ya da motive etmesini beklemeyin. Bu yüzden tek başınıza çıkacaksınız “er meydanına…” Bu meydanda güçlü durmak ve yıkılmamak için kendinden emin, cesur ve mücadeleci olmalısınız. Dış sesleri çok fazla dinledikçe ve onlara kapıldıkça, hayallerinizle birlikte bu sözlerle birlikte siz de yıkılabilirsiniz.
[quote]”Peşinden gidecek cesaretin varsa, bütün hayallerin gerçek olabilir.” (Che Guevera)[/quote]
Kendi çevrelerinden ve ailelerinden gördükleri şekilde bilinçsizce, ailemiz de kendi korkularını, endişelerini ve kendi hayallerini bize empoze ederler. Bu kadar iç ve dış etken varken, hayallerinize sahip çıkmak bazen çok zorlaşır. Hayalleri gerçekleştirmek mi daha zordur yoksa her şeye rağmen hayallerinize inanıp, ona sahip çıkmak mı daha zordur, buna bazen karar veremezsiniz.
Hayat aslında bir hayallere ulaşma serüveni…
Hayallerinize ulaşma yolunda verdiğiniz çabada, kimi zaman belki en yakınlarınızdakilerin; ailenizin, eşinizin beklentileri ve istekleri sizi çıkmaza sokacaktır. Anneniz, babanız, kardeşleriniz, eşiniz ya da çocuklarınız kimi zaman sözle, açık bir şekilde “Ya hayallerin ya ben!” diyeceklerdir. Kimi zaman açıkça söylenmeyen imalarla anlarsınız bu sözü. İşte o zaman iyice düşünüp karar vermek ve verdiğiniz kararın arkasında azimle durmanız gerekir. Onlar “ile” mi gerçekleştireceksiniz hayallerinizi yoksa herkese ve her şeye “rağmen” mi? Bu sorunun kesin, net ve tek bir cevabı yok. Bu sizin karakterinize, yaşamınıza, düşüncelerinize ve önceliklerinize göre değişir.
Kimi zaman hayat arkadaşınızla yollarınız ayrılabilir, aynı yoldan yürümek istemeyebilirsiniz. Herkesin kendi hayalleri, yaşamdan beklentileri ve mutluluğu iki farklı yol olarak karşınıza çıkabilir. Böyle bir yol ayrımındayken şunu hatırlamak faydalı olacaktır; siz mutlu değilken, kendi kendinizi mutlu edemiyorken; bir başkasını nasıl mutlu edebilirsiniz? Eşinizle ya da sevgilinizle bir yol ayrımına geldiğinizde; her iki tarafın da bunu anımsaması ve göz önünde bulundurması önemlidir. Bu yüzden bu yolda, her iki tarafın da birbirini desteklemesi önemlidir. Bu, mutluluğunuzu artıracaktır.
[quote]
“Dün bir rüya, yarınsa bir hayaldir.
Rüyayı mutlu, hayali umutlu yapan bugündür.
Bugüne iyi bak…” (Halil Cibran)
[/quote]
Büyük bir heves, istek ve coşkuyla hayallerinizin peşinden gitmek mi? Yoksa hayalleri gözünde büyütüp, olası sonuçlarından korkarak, insanları ve olayları bahane ederek yarın için bugünden harekete geçmemek mi? Hayallere ulaşma yolunda bütün mesele işte bunlardır!
