Şeker Hastalığı ve Diyabet

Diyabet, kan şekeri yüksekliği ile seyreden bir metabolizma hastalığıdır. Ülkemizde yaklaşık 40 milyon diyabetli olduğu biliniyor.

Pankreastan insülin hormonunun salgılanmasının azalması veya salgılanan insülinin yeterli etkiyi gösterememesi durumunda kan şekeri yükselerek diyabet ortaya çıkar.

diyabet-indigodergisi

[quote]Diyabetin nasıl bir hastalık olduğunu anlayabilmek için öncelikle insan vücudunun işlevlerini yerine getirirken gerekli olan enerjiyi nasıl sağlayacağını bilmek gerekir. İnsan vücudunun enerji ihtiyacı yiyeceklerdeki karbonhidrat (şeker), protein ve yağlardan sağlanır. Sindirim sisteminde parçalanarak kan dolaşımına geçen bu besin öğelerinin en önemlisi glukoz adı verilen basit şekerdir. Glukoz başta beyin olmak üzere vücuttaki tüm organların enerji kaynağıdır. Gülukozun enerji sağlayabilmesi için kan akımından ayrılarak vücut hücrelerinin içine girmesi gerekmektedir. Glukozun kanı terk ederek hücrelerin içine girmesini pankreas adı verilen organdan salgılanan insülin hormonu sağlamaktadır.[/quote]


Pankreastan insülin hormonunun salgılanmasının azalması veya salgılanan insülinin yeterli etkiyi gösterememesi durumunda kan şekeri yükselerek diyabet ortaya çıkar.

Diyabeti sadece kan şekeri yüksekliği olarak düşünmek hastalığı çok basite almak olur. Çünkü diyabet, zamanında teşhis ve düzenli takip tedavi edilmezse birçok organda hastalıklara yol açar.

Diyabet veya daha bilindik adıyla şeker hastalığı günümüzde yeme alışkanlıkların kötü yönde değişmesi ile artık hemen hemen herkesi tehdit eden rahatsızlıkların başında geliyor. Yapılan araştırmalarda şehirleşmelerin artması ile beraber  fast-food gibi tüketimi artan gıdaların, aşırı şişmanlık ve obezliğin en önemli nedenlerinden olduğu yönde. Obezliğin büyük bir oranda diyabet  hastalarının sayısının artışında önemli bir faktör olduğu yapılan gözlemler ile anlaşılmıştır. Bugün başını ABD’nin çektiği ve Türkiye’ninde içinde bulunduğu büyük bir coğrafik alanda insanların diyabet veya benzeri hastalıklara yakalanma riski çok yüksek seviyelerde. diyabet-şeker-indigodergisi

Tsukuba’da Uluslararası bütünleşik uyku problemleri ve ilişkili hastalıklar (WPI-IIIS) enstitüsünün organize ettiği 29. WPI-IIIS seminerleri kapsamında Dr.Yoshimi Nakagawa şeker hastalığının arkasındaki bulmacayı ve hocası Prof. Shimano ile uzun yıllar yürüttükleri çalışmaların sonuçlarını bizimle paylaştılar. Bu sunumlarında moleküler biyolojinin en popüler konularından birini oluşturan transkripsiyon faktörlerin nasıl oluyor da kan şekerimizi olması gerektiği seviyede tuttuğunu anlattılar. Transkripsiyon bir organizmanın kendisi için gerekli biyolojik moleküllerin üretilmesi için DNA üzerinden yazılımının yapılıp hazır hale gelmesi sürecine verilen isimdir. Doğal olarak böyle önemli bir süreci kontrol eden bazı faktörler bulunmaktadır. Bu faktörlerin birbirleri ile olan ilişkide bir canlı organizma kendisine gerekli olan proteinleri üretmenin yanısıra, tehlike anında bazılarının da üretilmesini durdurmaya yardımcı oluyor. Canlı bilimi için proteinler ve yaptıkları mucizevi işler her zaman bir çok araştırmacının dikkatini çekmiştir. Bu alanda bulunan bir çok kişinin de bildiği gibi insülin yani kandaki şeker oranını düşürerek dengeli hale getiren molekül de bu proteinlerden biridir. Şeker hastalağı da bu moleküllün çeşitli nedenlerle yeterli oranda organizmada işlev görememesinden kaynaklanıyor.

Bu molekülünün salgılanmasını kontrol eden perde arkasındaki oyuncular bir çok araştırmacı gibi Dr. Nakagawa ve çalışma arkadaşlarının da dikkatini çekmiş.  Yaptıkları araştırmada Transkiripsiyon Faktör E3 (TFE3)’nin insülinin düzenlenmesinde önemli bir rol oynadığını bulmuşlar. Her ne kadar TFE3’nin miktarının hücrede artması hücre yüzeylerinde daha fazla insülin algılayıcılarının oluşmasını sağlamasa da insülin algılayıcılarının alt molekülü olan IRS2’nun ve takip eden trafikteki moleküllerin miktarında artış sağlayarak insülün sinyallerinin düzenlenmesi ve vücuttuaki yağlanmanın önlemesini aktive ettiğini gözlemlemişler. Bunun yanı sıra insülin problemleri yaşayan fare modelleri üzerinde TFE3’nin hücredeki miktarının artmasının, bu problemin ortadan kalkmasına iyileştirici etki yaptığı görülmüş.


Bunun yanısıra Dr. Nakagawa çalışmalarında bir başka faktör olan CREB3L3 (CREBH)’nin de diyabet problemlerinde önemli rol oynadığını belirlemiş. CrebH’ın fazla miktarda hücrede üretilmesinin farelerde kilo kaybını sağladığını görmüş. Bu molekülün ortak çalıştığı diğer moleküllerin organizamada glükoz ve yağ metabolizmalarını kontrol ettiğini belirlemiş. Özellikle CrebH’ın hücrelerdeki yağ yakımını artırıcı etki yaptığı araştırmalarda gözlemlenmiş.

Sonuç olarak yakın bir gelecekte transkiripsiyon faktörlerini daha akıllıca kullanmayı öğrenecek insanoğlu; şeker hastalıkları, obezite, kolestrol, damar sertleşmeleri gibi önemli problemlere çözümler oluşturabilecek ve onları kontrol altına almayı başarabilecek gibi gözüküyor.

Kaynaklar:

1. Fujimoto, Yuri; Nakagawa, Yoshimi; Satoh, Aoi; et al. “TFE3 Controls Lipid Metabolism in Adipose Tissue of Male Mice by Suppressing Lipolysis and Thermogenesis” ENDOCRINOLOGY  Volume: 154   Issue: 10   Pages: 3577-3588


2. Iwasaki, Hitoshi; Naka, Ayano; Iida, Kaoruko Tada; et al. “TFE3 regulates muscle metabolic gene expression, increases glycogen stores, and enhances insulin sensitivity in mice.” AMERICAN JOURNAL OF PHYSIOLOGY-ENDOCRINOLOGY AND METABOLISM  Volume: 302   Issue: 7  Pages: E896-E902


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.